GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü'ne; 24 Haziranda, aynı günde 8 kadının katledildiğine; Genel Kurul gündemindeki 126 sıra sayılı Kanun Teklifi'ne ve çıkarılmaya çalışılan kanunların hemen hemen tamamının ya Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine ülkeyi uyumlandırmak için ya da yaratılmış olan tahribatı telafi etmek için getirildiğine, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe'nin bugünkü açıklamasına, polis intiharlarına ve intihar eden, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli Polis Memuru Şükrü Alantor'a, akşam oynanacak millî maça ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:26.06.2024

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü, önemli bir gün. Maalesef, ülkemizde son yıllarda uyuşturucu kullanımı korkunç boyutlara ulaştı. Özellikle son 2 İçişleri Bakanının neredeyse haftada bir, bir uyuşturucu çetesini veya bir uyuşturucu mafyasının liderini yakaladığına şahit oluyoruz. Böyle anlamlı bir günde, geleceğimiz olan çocuklarımızı, Türk çocuklarını bu illetten koruyacak her türlü tedbirin alınması ve bu önemli konuya dikkat çekilmesi çok çok önemli. Erişilmesi çok kolaylaştı yani kullanımı yaygınlaştığı gibi, uyuşturucuya erişmek eskiye göre çok daha kolay. Tabii, burada en büyük sebep -aslında her şey birbirine bağlı- kötü giden bir ekonomide çıkarılan aflar, çıkarılan vergi aflarıyla yurt dışından getirilen kara para ve bununla beraber de gelen kirli insanlar ki bunların çoğu uyuşturucu ticaretiyle meşgul. Burayı âdeta bir kara para cenneti hâline çevirdiler, uyuşturucunun en fazla yaygınlaşma sebeplerinden bir tanesi bu ki dün de değinildi. Türkiye'nin gri listede olması gene bu ekonomik zafiyetlerle bire bir alakalı, bire bir doğru orantılı.

24 Haziranda -hepimizi üzen ve hepimizi yaralayan- 8 kadının aynı günde katledildiğini biz gördük. Ben biraz uluslararası rakamları taradım. Elbette her ülkede yaşanıyor bu cinayetler fakat oransal olarak bilmediğim bir şeyi öğrendim, OECD içerisinde kadın cinayetlerinin en fazla olduğu ülkeyiz. Bu, çok anormal bir durum. İzmir, Bursa, Sakarya, Erzurum, Denizli ve İstanbul'da tam 8 kadın erkekler tarafından katledildi. Bu şiddeti bir kez daha kınıyorum. Kullanılan dil, Mecliste yaşadığımız tartışmalar, zaman zaman Mecliste yaşadığımız polemikler, burada oluşturduğumuz bu iklim, inanın, vatandaş üzerinde de bir şekilde etkili oluyor. Onun için, kullanılacak olan dilin, özellikle siyasette kullanılacak olan dilin şiddetten arındırılmasına çok çok ihtiyacımız var hele ki böyle bir ortamda.

SPK, Sermaye Piyasası Kuruluyla alakalı kanunları konuşuyoruz; gereklidir, önemlidir, dün de bahsedildi, böyle bir kanuna elbette ki ihtiyaç vardır. Kripto piyasasının bu kadar geliştiği, bitcoinlerin bu kadar fazla kullanıldığı böyle bir ortamda böyle bir kanunun gelmiş olması doğrudur; gecikmiş bir kanundur, eksiklikleri vardır. Dün uzun uzun tartıştık, bugün de inşallah 19 maddenin bir kısmını görüşerek kanunla ilgili nihai neticeye ulaşacağız.

Tabii, burada dikkatinizi çekmek istediğim bir konu: Biz -ben özellikle Grup Başkan Vekili olduktan sonra daha aktif olarak katıldım- birçok çalışmada şunu görüyoruz: Mecliste tartıştığımız birçok kanun ya "Yirmi yıllık AK PARTİ iktidarının yaratmış olduğu sıkıntıları nasıl düzeltiriz"in kanunları ya da şu anda mevcut olan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uyumlu hâle getirecek kanunlar, hâlâ o düzenlemelerin peşindeyiz yani patinaj yapıyoruz yani Türkiye'yi ileri götürecek yeni kanun maddelerini konuşmuyoruz. 1876'da Kanun-ı Esasi'yle beraber parlamenter hayata geçmiş olan ülkemiz, 2017'de bu uzun ve meşakkatli demokratik yolculuğunu ucube Cumhurbaşkanlığı sistemiyle âdeta çöpe attı. O günden beri, dikkat edin, çıkarılmaya çalışılan kanunların hemen hemen tamamı -az önce de vurguladım- ya bu sistemle ülkeyi uyumlandırmak için ya da yaratılmış olan tahribatı telafi etmek için getirilmiş olan kanunlar.

Türk Silahlı Kuvvetleri Kanunu'nu konuştuk geçtiğimiz haftalarda. Bakıyorsunuz, 15 Temmuz hain darbe girişiminin, FETÖ darbe girişiminin yol açtığı ve beraberinde sistemin yol açtığı birtakım handikapları giderebilmek için konuştuğumuz, tartıştığımız bir kanun. Kripto yasasını tartışıyoruz ve kripto yasasını tartışırken en çok üzerinde durduğumuz konu bu kripto vasıtasıyla ülkeye gelen kara para ve Türkiye'nin gri listede olması. Bunu bu kadar uzun konuşmamızın sebebi, yine bakıyoruz, AK PARTİ döneminde yanlış yönetilen ekonomi politikalarının bizi böyle bir kanunu konuşmaya sevk etmiş olması.

Uyuşturucuyla alakalı da az önce zikrettim, birbiriyle o kadar alakalı ki bu konular, sürekli işte Sırbistan'ın, Arnavutluk'un, Gürcistan'ın mafya liderlerinin yakalandığıyla ilgili böyle bir de hani gurur duyacak şekilde birtakım açıklamalar var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Evet, kahraman Emniyet mensuplarımız çabalıyordur, yakalıyordur, biz de bundan mutlu oluruz ama buradaki kıymetli soru şu: Ya, bu adamların burada ne işi var? Niye bu insanlar buraya geliyor? Türkiye âdeta kirli paranın rahatlıkla kullanılabildiği bir ülke hâline geldi. Onun için, dünyadaki birçok mafya liderinin Türkiye'ye geldiğini, burada rahatlıkla hareket ettiğini, parasını buraya rahatlıkla getirdiğini düşünüyoruz. Öyle olunca da tabii ki bitcoinden tutun da birçok alana bunun sirayet ettiğini görüyoruz.

Bugün Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe'nin bir açıklaması var. Yani ekonominin her alanda nasıl rahatsızlık yarattığını, anomalinin nasıl devam ettiğini göstermesi açısından haklı olarak çıktı, dedi ki: "Eğer kurla ilgili bir artış söz konusu olmazsa birçok ihracatçı dükkânını kapatacak çünkü hem pazarını hem piyasasını kaybetmeye başladı."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Tamamlıyorum Başkanım.

Dün de ifade ettim, ekonomideki yanlış politikaların bizi getirdiği noktadır bu.

Son olarak, polis intiharlarına değinmek istiyorum. Şimdi, TRT'de bir kamu spotu yayınlandı. Kamu spotunda deniliyor ki: "Polis intiharlarıyla ilgili iddialar Emniyet teşkilatının itibarını sarsmayı ve kamuoyunda olumsuz algı oluşturmayı amaçlıyor. İddiaların aksine polis intiharlarında artış değil düşüş var." Şimdi, bu konuyu gündeme getirmekle biz Emniyet teşkilatını zafiyete uğratmış olmuyoruz. Açıklama başlı başına beter bir açıklama yani "İntihar vakalarında düşüş olması memnuniyet verici, intihar olmasında bir sıkıntı yok." Emniyet mensuplarımız ki biri Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli Şükrü Alantor, 40 yaşında, Allah rahmet eylesin, o da intihar etti evinde beylik tabancasıyla. Gerekçelerine bakıyoruz, birçoğu ekonomik ya da mobbinge uğramış. Bu önemli bir konudur, Türkiye Büyük Millet Meclisi Millet Meclisinde polis intiharları araştırma komisyonu kurulmasını da destekliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Son cümle, tamamlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Evet, akşam millî maçımız var, "Yensen de yenilsen de taraftarın seninle." bizim yaklaşımımız odur. Sonuç ne olursa olsun atacağımız mesaj, yapacağımız slogan bellidir, o da "Yaşasın Türkiye, yaşasın Türk milletidir."

Teşekkür ediyorum, sağ olun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)