GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Iğdır'ın yerel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:26.06.2024

YILMAZ HUN (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Iğdır ilinde halk arasında "gelişmiş bir sağlık ocağı" olarak tanımlanan Iğdır Nevruz Erez Devlet Hastanesi yaklaşık 200 bin nüfusu bulunan bir il için yetersiz olması bir yana, hastane çatısı altında çalışan sağlık emekçilerinin sayısının düşük olması, tıbbi cihazlarının sayısının az olması ya da hiç bulunmaması, var olan cihazların sürekli bozulması Iğdır'da sağlık hizmetlerinin tamamen tıkanmasına neden olmaktadır. Iğdır halkı Iğdır Devlet Hastanesinden randevu alamamakta, aldığı randevu iptal edilmekte, çoğu defa da yoğunluk karşılanamadığı için randevu sistemi kapatılmaktadır. Devlet Hastanesinde birçok branş doktoru ya az sayıda olmakta ya da hiç branş doktoru bulunmamakta. Türkiye'nin oransal olarak kanser vakalarının en çok görüldüğü Iğdır ilinde onkoloji birimi bulunmamaktadır. Kanserden dolayı kemoterapi ve radyoterapi tedavisi gören hastalar tedavilerini devam ettirmek için araştırma hastanelerinin bulunduğu şehirlere gitmek zorunda kalmaktadırlar. Yanık tedavi ünitesi, ortopedi, kardiyoloji, cildiye, beyin cerrahi ünitesi gibi branşlarda doktor sayısının az olması ya da bulunmaması Iğdır halkının sağlık hizmetlerine ulaşmasını zorlaştırmaktadır. MR, ultrason randevuları aylar sonraya verilirken ayrıntılı alerjik tahliller, patolojik incelemeler için de başka şehirlere gitmek zorunda kalıyorlar. Bakanlığın bir an önce var olan bu eksiklikleri gidermesi, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmetlerini Iğdır halkına sunması gerekmektedir.

2002'de iktidara gelen AKP Hükûmetinin uyguladığı yanlış tarım politikaları yüzünden buğday başta olmak üzere temel besin maddeleri olan birçok ürün ithal edilmektedir. Tarım ürünü yetiştiriciliği bakımından sahip olduğu endemik koşullar sayesinde, başta bölgenin olmak üzere ülke tarımına sebze ve meyve üretimiyle katkıda bulunan Iğdırlı tarım üreticisi de bu yanlış politikalardan nasibini almış bulunmaktadır. Uygulanan yanlış politikalar sonucu, Iğdır çiftçisi pamuk ve şeker pancarı gibi endüstriyel tarım ürünlerinin ekiminden tamamen vazgeçmiştir. Çiftçilerimizin emeklerinin karşılığını alabilmeleri için başta kozmetik, sağlık ve endüstriyel alanlara yönelik bitki tarımı için yeterince desteklenmeleri, bu alanlara yönelik eğitim almaları gerekli kurumlar üzerinden yapılmalıdır. Bilinçli tarım ve desteklemeler için tarım kooperatiflerinin az olması, akaryakıt, gübre, ilaç ve tarım aletlerinin yani girdilerinin yüksek olması çiftçileri zorlayan başka nedenlerdir. Iğdırlı çiftçilerimizin en çok mahsul aldığı kayısı, elma, şeftali ve yaş sebze gibi ürünleri, depolama ve nakliye gibi sıkıntılar yüzünden Iğdır çiftçisi bir hafta içinde hasat edip satmak zorunda kalıyor çünkü Iğdır'da soğuk hava deposu bulunmamakta, ürününü saklayabileceği bir imkânı yok. Bu mahsullerin nakliye aşamasında "thermo king" araçları bulunmadığından ürünlerin bozulması durumuyla karşı karşıya kalıyor. Yaş sebze ve meyve ürünlerine dair herhangi bir taban fiyat uygulaması olmadığı için tüccarlara zararına satmak zorunda kalıyorlar. Şimdilerde buğday, mısır ve yonca üretimine ağırlık veren Iğdırlı çiftçiler bir dahaki sene bunları dahi ekemeyecek duruma gelmiştir. TMO'nun ekmeklik buğday taban fiyatını 9,25 TL, arpa taban fiyatını 7,25 TL olarak açıklamasından sonra çiftçiler ektiği buğday ve arpadan da zarar edecek duruma gelmiştir. TMO'nun açıkladığı hububat fiyatları, maliyeti bile kurtaracak fiyatlar değildir. Tarımda sürdürülebilirliği sağlamak adına çiftçilerin üretim maliyetleri dikkate alınarak fiyatların revize edilmesi gerekmektedir.

Bir mevsimde tarlada 4 ürün alabilen Iğdır Ovası, sulama sıkıntısı sebebiyle mevsimde 1 ürün alabilir duruma gelmiştir. Iğdır Ovası'nın can suyu olan Aras Nehri üzerinde yapılan HES'ler Iğdır Ovası'nı kurutmuş durumdadır. Ayrıca sulama birliği çalışanlarının maaşlarında bir düzenleme yapılmadığı için mevsim başlangıcında sulama birliği çalışanları greve gitmiş, yaklaşık bir ay boyunca Iğdır Ovası'na sulama suyu verilememiş, ekinler tarlada yanmıştır, çiftçinin ürünü susuzluktan kavrulmuştur. Sulama birliğinde çalışan emekçi yurttaşlarımız, yıllardır verilen çalışma koşullarının düzeltilmesi sözünü tutmayan yönetime karşı haklı bir greve gitmişlerdir. Sulama birliğinde çalışanların çalışma koşulları bir an önce düzeltilmelidir. İktidarın yanlış tarım politikaları yetmezmiş gibi hayvancılığa dair politikası da maalesef hayvan üreticilerini de zor durumda bırakmaktadır.

Iğdır'da yayla oranının az olması sebebiyle yıllardan beridir Iğdırlı hayvan üreticileri, kışı Iğdır Ovası'nda, yazı Kars ve Ardahan yaylalarında geçirmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YILMAZ HUN (Devamla) - Ancak Kars ve Ardahan Valiliklerince Kars ve Ardahan yaylalarına Iğdır'ın hayvanının girmesi yasaklanınca Iğdır'daki hayvanlar telef olma durumuna kadar gelmiştir. Yayla sayısının az olması ve yasaklanması birçok yerde yurttaşlar arasında tartışmalar, kavgalar, hatta sonu ölüme varan olaylara neden olmaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı hayvan üreticileri hayvanlarını satmakta, üretimden vazgeçmektedir.

Bu politikalardan bir an önce ve bir an evvel vazgeçilmesi; çiftçinin, hayvan üreticilerinin yararına politikalara dönülmesi gerekmektedir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)