Konu: | Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 95 |
Tarih: | 25.06.2024 |
CHP GRUBU ADINA CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. 126 sıra sayılı Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'yle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Kanun teklifinin geneli üzerinde konuşma yapacağım.
Tabii ki genel bir değerlendirme ilk önce yapacağız. Ana komisyona gelmeden bu kanun teklifinin tali komisyonlarda da görüşülmesi gerekiyor idi. Mali mevzuat gereği Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi gereken hususlar var fakat bir taraftan finans piyasasını ve iş dünyasını da ilgilendiren maddeleri söz konusuydu; bu açıdan da Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunu ilgilendiriyor. Yine, bazı hukuka aykırı işlemler nedeniyle de birtakım cezai müeyyideler olduğu için de Adalet Komisyonunda görüşülmesi gerekirdi, görüşülmeden geldi. Bu komisyonların çalıştırılmaması, kanun aşamasında gerçekten yasama ilkesini de zedeleyen hususlar çünkü bu komisyonlarda alanında uzman üyeler var, onların da görüşünün alınması önemliydi. Bu açıdan, Plan ve Bütçe Komisyonunda da biz, bu konuyu sürekli gündeme getiriyoruz ama tali komisyonlar işletilmiyor.
Yine, bir taraftan da Anayasa'ya aykırılıkla ilgili bir inceleme yapılması gerekiyor kanun teklifi görüşülmeden önce. Bu hususla ilgili de bir inceleme yapılmıyor. İç Tüzük'ün 38'inci maddesine göre bu incelemenin yapılması zaruri. Biz, bunu, defalarca ikaz ettiğimiz hâlde uygunluk açısından inceleme yapılmıyor çünkü maddeler üzerinde konuştuğumuzda 7'nci ve 10'uncu maddesinde de Anayasa'ya aykırılıklar var. 13'üncü maddeye, 26'ncı maddeye ve 48'inci maddeye aykırılıklar var ve bu aykırılıklarla ilgili de bizim ikaz etmemize rağmen niçin görüşülmediğini hâlen anlayamıyoruz. Çünkü bu maddeler -daha geçmişte olduğu gibi- Anayasa'ya aykırılık açısından da Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Anayasa Mahkemesine götürülecek ve iptal edileceğini de düşünüyoruz açıkçası yani.
Şimdi, bu kanun niçin önemli? Çünkü oldukça geniş bir piyasayı ilgilendiriyor. Kripto varlık piyasasına ilişkin bazı rakamları vereceğim size. Piyasada 2 milyonu aşkın kripto para var değerli vekiller. Yani bunların bir kısmı atıl, aktif olanlar bin ile 2 bin arasında. Yine kripto varlıkların toplam piyasa değeri -dünya ölçeğinde konuşuyorum- 2,2 trilyon dolar, bu 2021 yılında 3 trilyon dolara kadar da çıkmıştı, çok ciddi bir rakam. Peki, günlük işlem hacmi ne kadar? Küresel hacim günlük 100 milyar dolar, Türkiye'deki hacim 700 milyon dolar yani yaklaşık dünyadaki küresel hacmin binde 7'si. Bu açıdan da çok büyük bir piyasa. Yine, bu piyasadaki büyük birtakım kuruluşlar var biliyorsunuz, Bitcoin gibi kuruluşlar; bunlar da bu piyasa büyüklüğünün yüzde 53'ünü oluşturuyor; 1,2 trilyon dolar gibi bir rakam teşkil ediyor. Yine kaç kişi acaba kripto para piyasasında işlem yapıyor? 10 milyon kişi. Dünyada da 600 milyon civarında kişi işlem yapıyor. Şimdi böyle bir piyasa büyüklüğünden bahsediyoruz. Bunun için de bu kanun teklifinin kanunlaştığında da ne kadar önemli olduğunu burada anlayalım diye bu büyüklükleri verdim.
Tabii ki görüşmeler esnasında bazı eleştirilerimiz oldu, yapılması gerekenlerle ilgili bazı tavsiyelerimiz oldu. Ben kısaca burada onlara da tekrar değineceğim. Kripto varlık piyasasında hizmet sağlayıcılarının mali gücünün ve moralitesinin yani ticari ahlakının araştırılmasının önemli olduğunu ifade ettik çünkü bu kuruluşlar müşteriler tarafından kripto varlık değerlendirilmesiyle ilgili kullanıldığında herhangi bir hukuka aykırı işlem olduğunda veya mali güçleri zayıfladığında zorda kalacak bir sürü müşteri olacak. Bunun için, bu kripto hizmet sağlayıcılarının ortaklarının ve yönetim kurulu üyelerinin mali gücü gerçekten önemli ve ticari ahlakı da önemli. Bunun için de bir departmanın özel olarak çalışması önem arz ediyor. Sermaye Piyasası Kurulunda alanında uzman denetçiler var, uzmanlar var. Bir taraftan da bankalarda olduğu gibi mali tahlil ve istihbarat birimi oluşturulup bu kuruluşların ortaklık yapısının ve yönetim kurulunda yer alacak kişilerin mali gücünün ticari ahlakının, moralitesinin araştırılması ve bir rapor hâlinde tanzim edilmesi ve gerekli izinlerin ondan sonra verilmesinin önem arz ettiğini buradan özellikle ifade edelim. Burada bir de tabii ki bu kuruluşların sermaye yapısı önemli. Avrupa Birliğinde biliyorsunuz "MICA" diye bir sistem var yani kripto varlık piyasasının yönetmeliğinin hazırlandığı MICA sistemi. Burada 3 farklı alanda, 3 farklı sermaye grubu belirleniyor.
Şimdi, bu kanun teklifinde asgari sermaye tutarının ne kadar olacağını bilemiyoruz; yazmıyor, ikincil düzenlemede oluşturulacağı söyleniyor. Bir de sermaye yeterlilik rasyosunu da bilmiyoruz. Biliyorsunuz bankalar sisteminde dünya ölçeğindeki kriterlerde sermaye yeterlilik rasyosunun en az yüzde 8 olması lazım, ülkedeki uygulamada, Türkiye'deki uygulamada da yüzde 18,5-19 civarında olduğu ifade ediliyor fakat ben bunu da çok sağlıklı bulmuyorum. Burada takipte olması gereken bazı kredilerin yüzdürülmesi sebebiyle de bu oranın gerçekte daha yüksek göründüğünü söylüyorum, esasında daha alçak olduğunu ifade ediyorum. Onun için buradaki sermaye yeterlilik rasyosu çok önem arz ediyor. Bu oran nasıl olacak; minimum düzeyde ne kadar bir oran belirlenecek, asgari sermaye tutarı ne kadar olacak? Bu kanun teklifinde olması gerekirdi. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra altı ay içerisinde ikincil bir düzenleme yapılacağı için özellikle dikkat edeceğimiz husus bu olacak, buradaki sermayenin yeterli olması önem arz edecek.
Yine, sistemde sigorta düzenlemesi bulunmuyor. Benden önceki vekillerimiz de ifade ettiler, Sayın Ümit Hocamız ve İsmail Hocamız da ifade etti, sigorta sisteminin önemli olduğunu söyledi. Bankacılık sisteminde olduğu gibi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu sisteminde biliyorsunuz mevduata güvence var. 2024 yılı için 650 bin TL, her bir bankada her bir kişi için güvence altında olan tutar bu. Burada küçük yatırımcıyı korumak için böyle bir sigorta garantisi olacak mı? Bu kanun teklifinde yok, olması gerektiğini düşünüyoruz. O tutarın da ne kadar olacağı belirlenebilir. Bunun için de bir sigorta sisteminin oluşturulması ve kurulması gerekiyor.
Biz daha önceki konuşmalarımızda da ifade etmiştik, Türkiye sigortacılık sisteminde biriken ciddi bir fon var yani sigortacılık sisteminde 683 milyar civarında biriken bir fon var. Biz bu biriken fonu ihracatın finansmanında, sigortacılık sisteminde kullandırılmasıyla ilgili önerilerde bulunmuştuk, EXİMBANK destekli olması için yani EXİMBANK'a ilave. Bu tip sistemin hayata geçmesi için buradaki biriken fon sistemini de burada değerlendirmenin faydalı olacağını düşünüyoruz çünkü burada, biliyorsunuz, gelirlerden yüzde 2 civarında bir pay hem SPK'ye ödeniyor hem de TÜBİTAK'a ödeniyor. Eğer bu sigortacılık sistemi kurulacaksa bu yüzde 2'lik tutar, gerekirse binde 5 tutarında artırılarak sigortacılık sisteminin devreye konulmasıyla ilgili bir havuz geliri oluşturulmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu, önem arz ediyor; inşallah ikincil piyasa düzenlemelerinde bu uygulama hayata geçirilir. Sayın Başkan da burada, Komisyon üyeleri de burada, değerli bürokratlar da burada, orada da ifade etmiştik kendilerine, bu konuda bir çalışma yapılacağını umuyoruz.
Mevduat faizleriyle ilgili bir konu var burada. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kendi adlarına açtığı hesaplar var bankalarda, bir de müşteri namına açılan hesaplar var. Burada, işte, haciz işlemleri karşılıklı olarak yapılamıyor yani herkes kendinden sorumlu. Kripto varlıkların borçlarına karşılık müşterilerin hesapları haczedilemeyecek, rehin konulamayacak. Müşterilerin hesaplarıyla ilgili de kripto varlıklarının borçlarıyla ilgili olarak da rehin, haciz işlemleri yapılamayacak. Şimdi, bankalarda açılacak bu hesaplar, nakit olarak açılacak, bu hesapların muhasebe sistemi de önem arz ediyor. Nasıl muhasebeleştirilecek, nasıl uygulamaya geçilecek? Bununla ilgili de ikincil düzenleme de geçmesi gerekir. Örneğin, bir bankadaki mevduat hesabı açıldığı zaman, tek düzen hesap planına göre bankacılıkta işte 300 ve 304 no.lu hesaplar kullanılıyor. Şimdi, kripto varlık hizmet sağlayıcı için 304 no.lu hesap kullanılabilir ama müşteri namına açılacak hesaplar, alt hesaplar nasıl olacak, nasıl uygulamaya geçecek? Buradaki teknik zorluklar da var. Bir de buradaki oluşacak faiz geliri kime ödenecek? Burada bir açıklık yok. Sormuştuk, net bir cevap alamadık, ortada kaldı. Buradaki müşteri namına açılacak hesaplardaki faiz gelirinin müşteriye ödenmesi gerekir normalde ama uygulamada bunun takibi, kripto varlık hizmet sağlayıcılar ile banka arasında olduğu için nasıl bir işlem yapılacak, bunun da açık ve net bir şekilde yazılması lazım. Acaba bu mevduat faizi gelirleri rehnedilerek kripto varlık hizmet sağlayıcıları kredi kullanabilir mi mesela? Buradan soru olarak sormuş olalım. Bu konuyla ilgili de düzenlemenin yapılması mutlaka gerekiyor; bunu buradan yine tekrar hatırlatmış olalım.
Tabii ki vergisel boyut var bir de. Vergisel boyut önemli. Burada dünya sistemine baktığımız zaman vergilendirmeyle ilgili 2 türlü çalışma yapılmış: Bizdeki bankacılık sisteminde uygulanan BSMV gibi -yani yüzde 5 BSMV var biliyorsunuz- bir vergi oranı yani gider vergisi, işlem vergisi gibi, bir de menkul sermaye iradı sayılarak da bizdeki Gelir Vergisi Kanunu'nun 75'inci maddesindeki gelir vergisi stopajına tabi tutulması gibi düşünceler var. Şimdi, bu yüzde 5'lik oran, bu piyasanın gelişmesi açısından uygulandığı takdirde çok yüksek bir oran, bindelik bir oran uygulanması gerekir. Ben binde 2 ile binde 6 arasında bir oranın uygulanmasının işlem vergisi olarak uygun olacağı düşüncesindeyim. Ama bir taraftan da menkul sermaye iradı sayılması açısından da gelir vergisi stopajına tabi tutulursa da... Niçin önem arz ediyor bu? Burada elde edilen gelirlerin yurt dışına transferi, yurt dışına gitmemesi açısından beyan altına alınması önemli. Belki stopajı sıfır olarak belirlersiniz ama gelir vergisi beyannamesi açısından da yer aldığı için kayıt altına almış olursunuz. Bunu buradan bir daha hatırlatmış olalım. Uygulamada nasıl olacağıyla ilgili de Maliye Bakanlığı mutlaka çalışma yapıyordur. Buradaki, dünya konjonktüründeki genel durum düşünüldüğünde, kripto varlık piyasasından müşterilerin dışarıdaki platformlara kaçmaması açısından vergisel düzenlemenin de dengeli olması gerekir.
Yine, buradaki kurumlar vergisiyle ilgili oran nasıl uygulanacak? Şu andaki uygulamada yüzde 25 üzerinden uygulanıyor. Bankacılık sistemindeki gibi kurumlar vergisi oranı yüzde 30 mu olacak? Buradaki netlik henüz bu kanun teklifinde görünmüyor uygulamada nasıl olacağıyla ilgili. Demek ki yüzde 30 olması gerekir diye düşünüyoruz biz, bir taraftan da orada ekstra bir vergi maliyeti artmış oluyor; uygulamada nasıl olacağını göreceğiz.
Yine, genel olarak baktığımız zaman, kripto para piyasalarıyla ilgili teklifin kanunlaşması gri liste açısından da önem arz ediyor. Biliyorsunuz, Mali Eylem Görev Gücü tarafından gri listeye alındık. Bu gri listeden çıkmamız için de 40 kriterden kalan bir kriterin kripto para piyasalarıyla ilgili düzenleme olduğu ifade edilmişti. Bu düzenleme, kanun teklifi buradan geçtikten sonra biz ay sonundaki yani 28 Hazirandaki toplantıda gri listeden çıkmayı umuyoruz, bunun için de gerekli çalışmaların titizlikle yapılması gerekiyor.
Ben daha önce yine bu kürsüden aralık ayı içerisinde bir liste paylaşmıştım. Uluslararası suç örgütleriyle ilgili, kırmızı bültenle aranan suç örgütleri, uyuşturucu baronları, çetelerle ilgili bir liste paylaşmıştım. O listeyi paylaştığımda 4,5 metreydi, aradan geçen süre içerisinde bu liste, şimdi burada da göreceğiniz şekliyle -Sayın Vekilim, yardımcı olursanız- yaklaşık 20 metrelik bir liste yırtılsın da istemiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Şöyle bir liste. Yani bu, İçişleri Bakanlığımızın, emniyet güçlerimizin, güvenlik güçlerimizin nasıl güzel çalıştığını da gösterir bir liste bir taraftan tabii. (CHP sıralarından alkışlar)
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Olacak şey değil ya! Gerçekten olacak şey değil!
CEVDET AKAY (Devamla) - Bu suç örgütleri, uyuşturucu baronları yakalanmışlar, ülkemizde cirit atıyorlardı; kendilerine teşekkür ediyoruz. Tabii, bir taraftan da burada yakalanan kişilerle ilgili çeşitli yaptırımların yapılması önemli yani yasal takiplerinin yapılması, cezalandırılması önemli ve yurt içindeki bağlantılarının kimler olduğu da önemli.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Başkanım, bu 100 metreyi geçiyor.
CEVDET AKAY (Devamla) - Bu 20,5 metre Sayın Vekilim, 20,5 metre; daha da gider. Bir de burada yurt içinde yakalananlar yok, sadece uluslararası örgütler var ve bir kısım yakalananların isimlerinin açıklanmasından da vazgeçildi. 42 kişi yakalanıyor ama kimler olduğu söylenmiyor, toplu söyleniyor. Biz bu listeyi açıkladıktan sonra toplu açıklamalar gelmeye başladı.
Burada MASAK yetkilileri de var, şunu ifade ediyorum: Bu suç örgütlerinin Türkiye'deki ayağı nedir, buradaki kişilerle ilgili hesap hareketleri nedir? Bunlar suç gelirlerinin aklanmasıyla ilgili, kripto para piyasalarıyla ilgili -bir taraftan bu para transferleri yurt dışına oluyor, aklamada da kullanılıyor, bu yasa onun için de önemli- buradaki konularla ilgili de takipçisi olacağız; ilgililerin, müsebbiplerin yakalanmasıyla ilgili gerekli işlemlerin yapılacağını umuyorum, bunu da buradan özellikle takip edeceğimizi ifade ediyorum.
Tabii, bir taraftan tasarruf tedbirleriyle ilgili bir sürü konular, çalışmalar yapılıyor, bir de vergi adaletinin sağlanmasıyla ilgili çalışmalar yapılıyor. İşte, dolaylı, dolaysız vergiler ayırımında dolaylı vergilerin azaltılması, dolaysız vergilerin oranının yükseltilmesiyle ilgili basına da yansıyan birtakım konular oldu.
Yine, KÖİ projeleriyle ilgili yani kamu-özel iş birliği projeleriyle, yap-işlet-devret projeleriyle ilgili iş alan şirketlerin -ki bunların sayısı 44 civarında- vergilerinin yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkarılması düşünülüyor. Bu olumlu bir uygulama, bunun yüzde 30'a çıkarılmasını biz de destekliyoruz fakat burada önemli olan bu oranın yüzde 30'a çıkması değil, efektif vergi yükünün nasıl uygulandığıdır. Bunların bir sürü yatırım indirimi, teşviki oluyor, mahsup edilecek birtakım işlemleri oluyor, bağış ve yardımları oluyor.
Yine, madenle ilgili burada görüştüğümüz zaman -hatırlarsınız- vergi oranlarıyla ilgili bu SSR Mining'in vergi yükünün 6,83'ler civarında olduğunu söylemiştik. Hâlbuki, aynı işi yapan Koza Madencilik TMSF'de yüzde 25 ödüyordu. Buradaki vergi yükünün, efektif vergi yükünün belirli bir oranın altına inmemesi lazım. Örneğin, yüzde 20'nin altında bir vergi uygulanmaması lazım. Zaten 2024 yılında bu kuruluşlara 162 milyar TL ödenecek, 2005 yılından bu yana da 79 milyar dolar ödeme yapılmış. Biz şimdi emekliye, işçiye, esnafa, çiftçiye nasıl destek olacağımızı düşünüyoruz, değil mi? Bunları ifade ediyoruz, onların durumunun iyileştirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz, aylık maaşlarında 7 bin liralık artış için aylık 112 milyar, yıllıkta da 1 trilyon 344 milyarlık bir kaynağa ihtiyaç olduğunu ifade ediyoruz.
Tabii ki kayıt dışı ekonominin vergilendirilmesi de bu açıdan önemli. Millî gelirimizin yaklaşık yüzde 30'u yani 300 milyar doları kayıt dışı ekonomi, buradan alınacak vergi de önem arz ediyor; tasarruf tedbirlerinin bu tip yerlerden yapılması gerekiyor. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara verilecek tutar 8 milyar dolar olacak 2024 yılı içerisinde, bu tip yerlerde gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.
Bir taraftan da bu kürsüden şunu ifade ediyorum: Tasarruf tedbirleriyle ilgili kanun teklifi önümüzdeki dönemde mutlaka Plan ve Bütçe Komisyonuna ve Genel Kurula gelecek. Bizim bu tedbirleri çok ciddi bir şekilde uygulamamız gerekiyor, yoksa bu ekonomiyi düzeltmemiz mümkün değil. Gri listeden çıkacağımız düşüncesiyle sabit sermaye yatırımlarını da bu ülkeye çekebilirsek ülkemizin biraz daha refaha gitmesiyle ilgili hepimize görev düştüğüne inanıyorum.
Bu vesileyle, ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)