Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 94 |
Tarih: | 12.06.2024 |
CHP GRUBU ADINA AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısı toplam doğurganlık hızı olarak ifade edilmektedir. 2001 yılında 2,38 olan bu sayı Mayıs 2024 TÜİK verilerine göre 1,51 olarak hesaplanmıştır. Dünyada da yıllar içinde azalma eğiliminde olan toplam doğurganlık hızı ülkemizde nüfus politikaları açısından bir tartışmayı gündeme taşımıştır.
Şimdi, vurgulamak istediğim konu, doğurganlıkla ilgili bu tartışmanın kadınların üreme hakları korunarak ve karar mekanizmaları odağına kadının konularak yürütülmesi gerekliliğidir. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği ilgili çalışma grubu tarafından hazırlanan bilimsel rapora göre, kadın sağlığının önemli belirleyicileri kadının eğitimi, istihdama, çalışma hayatına, siyasete, karar verme mekanizmalarına katılımı ve sağlık hizmetine erişim durumlarıdır.
TÜİK 2023 verilerine göre, okuryazar olmayan kadınların erkeklerin 5 katı kadardır. İstihdama katılım oranı kadınlarda yüzde 30 iken erkeklerde yüzde 65'tir. Nüfusun yarısını kadınların oluşturduğu ülkemizde Meclisimizde ancak 5 milletvekilinden 1'i kadındır. Kısacası, kadınların karar verme mekanizmalarına katılımı erkeklere göre geri planda kalmaktadır.
Türkiye'de ilk nüfus planlaması yasası 1965 yılında çıkarılmıştır fakat ülkemizde herkesin alması gereken en temel hizmetlerden biri olan doğurganlığın düzenlenmesi hizmetlerinin kamu kurumlarında hâlâ yeterince sunulamadığı görülmektedir. Bu nedenle, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2018 sonuçlarına göre, 100 kadından 12'si gebelik istemediği hâlde gebeliği önleyici yöntemle korunamamaktadır ve önceki beş yıla göre bu oran maalesef 2 katına çıkmıştır.
Ülkede doğum kontrol yöntemlerine erişimde bölgesel, gelire, eğitime ve göçmenlik statülerine bağlı eşitsizlikler mevcuttur. Bu da eşitsizliklerden olumsuz etkilenen kadınların doğurganlıklarını kontrol edememesine, istenmeyen gebeliklerin bu gruplarda artmasına neden olmaktadır. Kamu kurumlarında düzenli olarak ücretsiz doğum kontrol yöntemlerine erişimde son yıllarda güçlükler yaşanmaktadır. Gelir düzeyine göre daha iyi olan kadınlar özel sektörden temin edebilirlerken dezavantajlı grupların yöntemlere erişimi büyük ölçüde azalmıştır.
Doğurganlıkla ilgili hatırlamamız gereken en önemli konular, her erişkin bireyin çocuk sahibi olup olmamaya karar verme hakkının olduğu, kadınlarda üreme sağlığı yükünün erkeklere göre 3 kat daha fazla olduğu, kadınların doğurganlığa karar vermede önceliğinin olması gerektiğidir. Toplam doğurganlık hızının 1,51 olarak ortaya konulması ve yıllar içinde bu hızın azalması nüfusun azalacağı yönünde bir yanılgıya ve bilimsel olmayan doğurganlık teşvik söylemlerine yol açmaktadır. Unutulmamalıdır ki şu an ülkemizin içerisinde olduğu durum nüfus artış hızının azaldığı ancak sayısal olarak toplam nüfusumuzun artmaya devam ettiği bir süreçtir. Türkiye'nin nüfusu 2050 yılına kadar azalmayacaktır. Bazı çevrelerin, kadınların istihdama katılımının doğurganlık hızını azalttığı yönündeki yanıltıcı söylemlerinin tersine bu süreçte genç nüfusun, özellikle de kadın istihdamının desteklenmesi ve artırılması gerekmektedir. Bu süreçte Bakanlık düzeyinde yeterli bütçe ayrılarak birinci basamak sağlık kuruluşları başta olmak üzere, ilgili tüm sağlık kuruluşlarında gebeliği önleyici yöntemlerin temini ve dağıtımı aksatılmadan sürdürülmelidir. Doğum kontrol yöntemlerinde yaşanabilecek aksaklıklar sonucunda, istenmeyen ve riskli gebeliklerin kamusal güvenceyle, güvenli koşullarda, yasal sınırlarda istemli sonlandırılması süreci de aksamamalıdır bu dönemde. İkinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında, özellikle son yıllarda toplumda çekinceyle bakılan, yasal olduğu konusunda sağlık çalışanlarının bile kafa karışıklığı yaşadığı isteyerek düşükler temel bir sağlık hizmeti olarak verilmeye devam edilmeli, on haftaya kadar yasal olduğu bilgisi sağlık kurum, kuruluşları başta olmak üzere topluma verilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, selamlayın Genel Kurulu.
AYLİN YAMAN (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Kısacası "Doğurganlık hızını artıralım." söylemlerinin kadınların cumhuriyet kazanımları ve hakları olan doğurganlığın düzenlenmesi hizmetlerine ulaşabilmelerinin önünde engel olmaması gerekmektedir. Tüm bu gerekçelerle, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ülkemizin nüfus politikalarını ele almak ve buna ilişkin olarak kadınların en temel hakkı olan doğurganlıkları hakkında kendi kararlarını verebilmelerinin sağlanması amacıyla bir araştırma komisyonunun kurulmasını talep etmekteyiz.
Dinlediğiniz için teşekkürler. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)