Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 94 |
Tarih: | 12.06.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AKIN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki gündür Türkiye'nin tarım ve hayvancılık politikasıyla ilgili görüşüyoruz. Ben de DEM Milletvekili olarak tarımla ilgili gelişmeleri araştırmak ve Meclisin ortak bir eğilimini oluşturmak bakımından araştırma önergemiz hakkında söz almış bulunmaktayım. Bütün izleyenlere sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum.
Sözlerime başlamadan önce, Hakkâri'de yaşanmış olan, bir yurttaşlık hakkı olan seçme ve seçilme hakkını dahi kabul etmeyen bir zihniyet karşısında bütün duyarlı kesimlerin Hakkâri'ye gidip yarın yapılacak mitinge katılmış olmalarının Türkiye tarihinde önemli olduğunu düşünüyorum. İktidar ve yandaşlarının itiraz etmesine rağmen bu kadar duyarlılığın kıymetli olduğunu bir kez daha buradan ifade etmek isterim.
Evet, tarımı konuşuyoruz. Tarımla ilgili, hububatla ilgili açıklanan son fiyatı şimdiye kadar biliyorsunuz AKP Genel Başkanı Erdoğan açıklıyordu ancak şimdi bu açıklamayı maalesef -utanarak, sıkılarak- yapamadı. Kim yaptı? Toprak Mahsulleri Ofisi yaptı. Bakan da yapamadı arkadaşlar; Bakan da yüzü tutmadığı için bu meseleyi sadece Twitter'ında paylaşarak yaptı. Açıklanan rakamlar Türkiye'nin ekonomisiyle ve aynı zamanda gerçekliğiyle alakalı da değildir; şu andaki mevcut açıklamalarla fiyatlar yüzde 11-12 civarında artırılmıştır, arpada da yüzde 7,5 civarında artırılmıştır. Dünkü tartışmalar sırasında AKP sözcülerinin söylediği doğru değildir, var olan destekle beraber toplam yüzde 19'u geçmemektedir ama bütün zorlamalarınıza rağmen TÜİK'in mevcut enflasyon artış oranı yüzde 75'tir.
Peki, yüzde 75 artış oranına rağmen neden tarımda hububat fiyat artışı yüzde 11-12'lerde; hadi, teşviklerle beraber yüzde 19 oldu? Bunun sebebini izah etmek mümkün değildir. Açıkça, mevcut ekonomik krizin faturasını nasıl emeklilere fatura ettiyseniz, işçilere fatura ettiyseniz, yoksullara fatura ettiyseniz, şimdi açlıkla yüz yüze kalmış hububat üreticisine fatura etmiş durumdasınız ve çiftçiler şimdi isyan hâlindedir. Bu isyan eden hububat üreticisi çiftçilere "Siz bu ülkede bırakın hububat üretmeyi, arpa, buğday üretmeyi; bırakın tarlaları, boş kalsın." demek istiyorsunuz çünkü yaptığınız işlemlerin sonucu olarak dünya buğday ithalatının yaklaşık yüzde 5,7'sini Türkiye yapıyor. Eskiden tam tersiydi, Türkiye buğday ihraç ediyordu ancak şimdi biz tersini yapıyoruz.
Yirmi yıldır yaşanan gerçeklik şudur: Nüfus artışına göre yani nüfusumuzun yirmi yılda ne kadar arttığı gerçeğine rağmen 500 bin civarında çiftçimiz şu anda çiftçiliği bırakmış durumdadır. AKP ve aynı zamanda bugüne kadar yürüttüğü iktidar politikası bize şunu söylüyor: Hayatın her alanında artık kimin tarafı olduğu çok belli.
Mesela, bize dün burada meydan okuyan AKP'deki sözcülere sesleniyorum: Bize meydan okuyarak değil de halkın yüzüne yani arpa üretenin, buğday üretenin yüzüne çıkabiliyor musunuz? Gelin, birlikte onlara gidelim, orada anlatın meydanınızı, göreyim ben sizleri. Öyle bir hayat yok, oradakilerin karşısına çıkabilecek bir gerçekliğiniz yok çünkü şu anda yapmış olduğunuz politikalarla tarımın da çiftçinin de karşısına gidebilecek hâliniz yok. Biz DEM milletvekilleri olarak ve DEM olarak şunu söylüyoruz: Bu ülkenin tarımını, aynı zamanda hayvancılığını, bütün girdilerini pekâlâ değiştirebiliriz, bu konuda bizim politikalarımız var. Gelin, araştıralım, Türkiye'nin tarımının yeniden ayağa kaldırılması, kendi kendine yeter bir ülke yapılması konusunda birlikte hareket edelim ve Meclis bu konuda karar alsın. Tarımı da hayvancılığı da dünyada en iyi yapabilen, üretebilen ve kendi kendine yeter bir ülke hâline tekrar gelebiliriz; bunun önünde hiçbir engel yoktur, önünde sizin kurduğunuz rejim ve sizin üretmek istediğiniz siyaset vardır çünkü siz aslında, aynı zamanda, bütün sermaye transferlerinde yaptığınız gibi, inşaatçılıkta yaptığınız gibi bu sektörde de sadece sermayeye transfer ediyorsunuz, onları destekliyorsunuz ama köylülerin var olan tarım faaliyetlerini yürütmesinin önünde engel oluyorsunuz.
Şimdi, bir örnek vereceğim size: Mardin'deki insanlarımız inanılmaz bir tepki içerisindedir. Oraların elektrik faturası çok yükselmiştir. En son Derik'te yaşanan bir gerçek var, çok acı bir gerçektir bu, bunu özellikle söylemek istiyorum. Derik'teki yangın sırasında köylü ne diyor biliyor musunuz? Bu açıklanan fiyat sonrası "İyi ki yandı benim buğdayım." diyor. Gerçekten inanılmaz üzücü bir şey yani ürününün yandığından memnun olan bir köylü hâline getirdiniz çünkü kaldırsa maliyetinin daha fazla olacağını düşünerek "Yansın, benim bundan bir beklentim yok." diyor. Bu duruma getiren aynı zamanda siyasetin temsilcisi olarak nasıl oluyor da bunun hâlâ savunmasını yapıyorsunuz, anlamak mümkün değildir. Bu araştırma önergesine bütün herkesin destek vermesinin bizim için değil, bizim siyasal ihtiyaçlarımız için değil; çiftçiler için, yaşayan bütün herkes için ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)