GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kayyım atamasına Gelecek-Saadet Grubu olarak karşı olduklarına, belediye şirket işçilerine ve belediye başkanlıklarında işe alımlara bir sistem getirilmesi gerektiğine, 5000 prim günüyle ve 3600 ek göstergeyle ilgili problemin devam ettiğine, yardımcı hizmetler sınıfının kanununun çıkarılması gerektiğine, BAĞ-KUR'luların ve fahri Kur'an kursu öğreticilerinin problemlerine, Tarım ve Orman Bakanlığında yapılan sınava, Mehmet Şimşek'in afet vergisiyle ilgili açıklamalarına, buğday fiyatlarına yapılan artışa ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:12.06.2024

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Kayyım atamasına temas edeceğim. Devletlerin dini adalettir ve hukuk eğer adaletle buluşuyorsa anlam ifade eder. Hukuk büyük balıkların yırtıp geçtiği, küçük balıkların takıldığı balık ağları hâline dönüşmüşse orada adaletten bahsetmek mümkün değildir.

Kayyım atamasına gelince, kayyım atamasına parti olarak ve grup olarak karşıyız. Neden karşıyız? Hukuk, bir şehirde başka, bir başka şehirde bir başka, kanunlar ve yasalar bir başka şehirde başka şekilde uygulanmamalıdır. Uygulandığı takdirde burada başkaları başka şekilde anlamlar çıkartabilirler ve bundan da istifade edebilirler. O nedenle, burada 8 belediye başkanı görevden alınırken -alındılar mı bilmiyoruz veya istifa ederken- nasıl ki oraya kayyım atanmadıysa ve orada belediye meclis üyeleri en çok oy alan kişiyi belediye başkanı olarak seçtilerse. En son Kepez Belediye Başkanlığında Belediye Başkanı şu şekilde veya bu şekilde tutuklandıktan sonra orada belediye meclis üyeleri toplanıp eğer kendileri bir belediye başkanı seçiyorlarsa, başka bir şehirde de yine aynı şekilde olmalı. Eğer bir suç varsa, bu suç İçişleri Bakanlığının Teftiş Kurulu Üyeleri tarafından, aynı zamanda savcılığa intikal etmişse, savcının da gerekli görmesi üzerine veya soruşturmanın selameti açısından görevden alınmışsa maaşının üçte 2'sini alır ve oraya da yine aynı şekilde belediye meclis üyelerinden 1 kişi kayyım olarak atanabilir. Toplumsal barışa çok ciddi şekilde katma değer sağlayacak olan bir durumu özellikle gündeme getirmek istiyorum. Bu çifte standart Türkiye'deki millî birlik ve beraberliği, aynı zamanda hukuku veyahut da Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütünlüğünü istismar etmek isteyenlere karşı da bir fırsat verir diyor ve biz Gelecek-Saadet Grubu olarak kayyım atamasına karşı olduğumuzu belirtiyoruz.

Belediye şirket işçileri. Biliyorsunuz, 2016 yılında Türkiye'de yaklaşık 1 milyona yakın kişi taşeron işçi olarak çalışıyordu ve bunlara kadro verildi. Burada da yine aynı şekilde soru işaretleri var. Bu taşeron olarak çalışan kişilerin ne kadarı hakikaten kendileri, kendi gayretleriyle girdiler? Bu da doğru değildi. Burada bir kura mı çekildi? Yok, referanslarla girdiler. Ardından da bu sistem bir kadro vermeyle birlikte çok ciddi bir adaletsizliğe sebebiyet verdi. Bu kanun çıkarılırken şu da söylenmişti, denilmişti ki: Bir daha bu şirketler kurulmayacak ve bir daha taşeron işçi alınmayacak. Alındılar. Tekrar yeniden bu taşeron işçileri alan şirketler kuruldu ve bu şirketler bir yandan işçiler üzerinden para kazandılar. Tekrar, 800 bin kişi belediye başkanlıkları tarafından göreve alınıyorlar. Belediye başkanlarının iki dudağının arasında bu işler ve bu kişilerin iki dudağı arasında olduğu gibi, eğer belediye başkanlığını kaybediyor, başka bir belediye geliyorsa da yine belediye başkanının iki dudağının arasında "Ben senin işine son verdim." diyor. Uygulamalar bu şekilde devam ediyor, etmesi de doğru değil. Bununla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisini göreve çağırıyorum, Hükûmeti göreve çağırıyorum. Belediye başkanları eğer birilerini göreve alacak, işe alacaklarsa bir sistem getirmemiz lazım, burada bir sınava tabi tutulmaları lazım veyahut da bir sistemi olması gerekiyor ki burada...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım lütfen.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Alevi'si, Sünni'si, Kürt'ü, Türkmen'i, Laz'ı, Çerkez'i, dinlisi, dinsizi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşları çok rahat bir şekilde işlerine girebilsinler.

Hükûmet "3600 ek göstergeyi birinci derecede memur olan herkese eğitim seviyelerine bakmadan vereceğiz." dediler hâlâ yerine getirmediler, 3600 ek göstergeyi memurlar bekliyorlar.

EYT'de çok ciddi bir çalışma yapıldı, muhalefete teşekkür ediyorum. Bu, muhalefetin gayretiyle... Hükûmet de böyle bir çalışma yaptı ve EYT'yi gündeme getirdi ama 5000 prim günüyle ilgili problem devam ediyor, 3600 ek göstergeyle ilgili problem devam ediyor. Yardımcı hizmetler sınıfının kanunu yok, bu kanunun çıkarılması gerekiyor. BAĞ-KUR'lular ihya ve tescille ilgili problemlerinin giderilmesini bekliyorlar. Fahri Kur'an kursu öğreticileri de yine aynı şekilde kendilerinin özlük haklarıyla ilgili hukuk dışı ve insanlık dışı bir muameleyle çalıştırıldıklarını söylüyorlar. O nedenle, bununla ilgili olarak da bir çalışma yapılması gerekmektedir.

Biraz önce elime geçen bir bilgi var, Tarım ve Orman Bakanına sesleniyorum buradan, Hükûmete sesleniyorum, iktidar milletvekillerine sesleniyorum: Bir sınav yapmışsınız, bu sınavda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bitirelim lütfen.

Buyurun.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - ...insanlar kuraya tabi tutulmuşlar. Tamam, teşekkür ederiz; yazılıyı kazanmışlar, kuraya tabi tutulmuşlar, bir torpil yok ama 606 kişi "Evraklarınızı eksik verdiniz." veya "İlandan sonra bu evrakları temin ettiniz." diyerek bu insanlara önce "Kazandınız." demişsiniz, ardından da bu insanların görevlerine son vermişsiniz; şimdi bunlar 5 avukat tutmuşlar. Hiç bu insanları uğraştırmayın; burada yedekleri almışsınız, gelin, eğer burada bir istismar varsa, görevi kötüye kullanma varsa, bir başka yakınını, tanıdığını alma gibi bir durum söz konusuysa lütfen derhâl buna müdahale edin ve gereğini yapın.

Şimdi, kurtarıcı Mehmet Şimşek Bey'e sesleneceğim: Biz 28 milyar deprem vergileri toplamışız, yetmemiş ki şimdi kendisi bir afet vergisi daha topluyormuş, iki tane afet vergisi alacakmış. Zaten geçen sene, biliyorsunuz, bizim araçlarla ilgili -MTV'lerle ilgili- ocak ve temmuz ayında almış olduğunuz vergilerle ilgili olarak "İki defa daha alacağız." dediniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Son kez efendim, müsaade ederseniz.

BAŞKAN - Buyurun lütfen.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Anayasa Mahkemesi daha önce başka bir karar vermişti; "Yok, alabilirsiniz." dedi, aldınız. Şimdi de böyle bir uygulama yapmış oluyorsunuz, bu da doğru bir uygulama değil.

Buğdayla ilgili, biliyorsunuz, artık Türkiye'de bu buğday fiyatlarını konuşmaya utanıyoruz diyebiliriz. Bin liracık bir artış yapmışsınız, yüzde 18'e tekabül ediyor. Şimdi, enflasyona "yüzde 75" diyen bir TÜİK var -"Tayyip'i üzmeme istatistik kurumu" ben söylemiyorum, geçmişteki sabık bakan Süleyman Soylu söylüyordu- bir tarafta "yüzde 75 enflasyon" diyeceksiniz, bir taraftan da yüzde 18, Türk çiftçisine "Bozdur bozdur harca." diyeceksiniz ve onu da zamanında ödemeyeceksiniz, ödemediğiniz gibi farkını da vermeyeceksiniz. O nedenle, Türkiye'deki sistemin azizliğine uğruyoruz. Bu sistemin adı da "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi"dir ve bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde de Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetme tarzıdır. Bu iki sistem veya bu iki tarz Türkiye'de yürüdükçe Türkiye'nin problemlerini çözmemiz mümkün değildir; denetleme ve aynı zamanda hesap verme mekanizmamız yoktur, şeffaflık yoktur, hukuk yoktur, demokrasi rafa kalkmıştır. O nedenle demokrasiyi yeniden inşa etmemiz gerekiyor.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.