GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye'de yaşanan siyasi ve ekonomik sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:93
Tarih:11.06.2024

AHMET ŞIK (İstanbul) - Herkese merhaba.

Gündem dışı söz alabildik ama tabii ki mevzumuz yine gündem. Gündem zaten yangın yeri, iktisadi kriz, yoksulluk, yoksunluk, kayyım darbesi, Gezi ve Kobane davalarındaki hukuksuzluklar derken bir dolu konu var konuşacak; hepsini sığdıramayacağım için herkesin kafasının karıştığı bir konuda sorular soracağım.

Mesleki kariyerine korsan CD satışıyla başlayıp Ankara'nın en zenginlerinden birine dönüşen, eski İçişleri Bakanının hamilik ettiği bir mafya var: 15 Temmuz gecesi Süleyman Soylu'nun telefonla TRT'nin önüne çağırdığı, silahıyla poz veren Ayhan Bora Kaplan, Soylu azledilip Ali Yerlikaya Bakan olunca tutuklandı, hepiniz biliyorsunuz. Soruşturmanın vurdulu kırdılı haraç kısımları konuşulurken Kaplan'ın bürokrasi ve siyasetle ilişkileri, rüşvet trafiğinin kimlere uzandığını belirleyecek olan kara para soruşturması da başlatılınca kıyamet koptu. Kıyameti başlatan, soruşturmada örgüt yöneticisi şüphelisiyken itirafçı yapılan Serdar Sertçelik'in yurt dışına kaçtıktan sonra sosyal medyada yayınladığı videolarda anlattıkları. Sertçelik, Hükûmetten önemli isimleri de Kaplan soruşturmasına dâhil eden bir ifade vermeye zorlandığını anlattı. Bu arada, Sertçelik'in hakkında elektronik kelepçeli ev hapsi tahdidi varken iddiaya göre rüşvet vererek yurt dışına kaçtığını da not edelim. Tahdidi bozmasına rağmen polis ve yargının Sertçelik hakkında herhangi bir işlem yapmadıklarını da belirtelim. Sertçelik'in ifşalarından sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli iktidara karşı darbe girişiminde bulunulduğunu belirten sert bir açıklama yaptı. Nurcuların Okuyucu grubundan oldukları bilinen polis müdürleri darbecilikten gözaltına alındılar ama soruşturmanın gizliliğini ihlalden tutuklandılar. Konunun özeti şu: İktidar partilerine yakın olan Emniyete çöreklenmiş birbirine rakip tarikat ve cemaatler, İstanbul ve Ankara'nın müdürlük koltuğuna oturmak isteyen kişi ve ekipler, Süleyman Soylu ve tasfiye edilen ekibi ile iktidar içerisindeki siyasilere yakın olanlar arasındaki bir güç ve hâkimiyet savaşından ibaret kaotik bir ortam ya da devlet içindeki yozlaşmışlığı, çürümüşlüğü gösteren iyi bir örnek.

Şimdi soralım: Kaplan soruşturmasını "Ankara Emniyeti 17-25 Aralık benzeri FETÖ'vari bir kumpas düzenliyor." diye ilk duyuran iktidarın medyacılarından birisiydi. Bu medyacı, yayından önce Kaplan'dan rüşvet aldığı ve evinin tefrişatını yaptırdığına dair polis raporu düzenlenen eski Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Çorumlu'yla görüştü mü? Rüşvet ilişkilerinin yanı sıra Ayhan Bora Kaplan'ın geçmişteki soruşturma dosyalarını Ankara Başsavcısı olduğu dönemde sümen altı eden Yüksel Kocaman'la ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı mı? Sertçelik'in iddialarının ardında, halefi Ali Yerlikaya'yı koltuğundan etmeye dönük bir operasyon çektiren Soylu ve tasfiye edilen ekibinde yer alan polis müdürleri var mıdır? İstanbul Emniyet Müdürü olmak isteyen Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanı Selami Yıldız ve Ankara Emniyet Müdürü olmak isteyen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Çorumlu; Süleyman Soylu'nun en yakınındaki kişilerden birisi olan eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'ın emekli edilmesine karşı çıkarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya dönük yapılan operasyonda ittifaklarını mı genişletmek istemektedir? Makam peşinde olmalarının yanı sıra, Sertçelik'in iddialarını büyütmelerinin nedenleri arasında "Garson" kod adlı gizli tanığın verdiği ifadeler ve listelerde Çorumlu ve Yıldız'ın "düşman aktif" manasına gelen "DA" koduyla taraf değiştiren eski Fetullahçılar olarak belirtilmiş olmaları da var mıdır? Darbecilikten gözaltına alınan polis müdürlerinin suç vasfının değiştirilerek soruşturmanın gizliliğini ihlalden tutuklanmasında MİT'in devrede olmasının etkisi var mıdır? Polis müdürleri hakkındaki darbe soruşturmasının talimatını Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Veysel Kaçmaz mı vermiştir?

Burada bir parantez açarak konunun anlaşılması için Kaçmaz'ın kim olduğundan da bahsetmek gerekiyor. Ülkücü camiadan olan Veysel Kaçmaz, Devlet Bahçeli'nin talimatıyla HSK Birinci Daire üyeliği görevinden istifa eden Hamit Kocabey'le de yakın bir isim. Kocabey ise HSK'nin ardından getirildiği Bahçeli'nin danışmanlığı görevinden de istifa etmek zorunda kalınca Süleyman Soylu ve Servet Yılmaz'a yakınlaşan bir kişi. Veysel Kaçmaz, Cumhurbaşkanının Özel Kalemi Hasan Doğan'a yakınlığıyla bilinen Ankara Başsavcısı Gökhan Karaköse'yi FETÖ mülki idare yapılanması dosyasına dâhil etmeye çalışmış mıdır? Karaköse de bu vesileyle Kaplan dosyası üzerinden Kaçmaz'la hesabını mı görmektedir?

Ayhan Bora Kaplan'ın avukatından 300 bin dolar rüşvet alınıp Menzil cemaatine teslim edildiği doğru mudur? Kaplan soruşturmasında AKP'li ve MHP'li bakan, bürokrat, milletvekili ve yöneticilerin dâhil olduğu 280 kişinin telefonları ve görüşme trafikleri takip edilmiş midir?

Geçmişte üst düzey istihbaratçı olmasına rağmen Hrant Dink ve Rahip Santoro cinayetleri, Ankara Gar katliamı, Merasim Sokak ve Güvenpark patlamaları...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

AHMET ŞIK (Devamla) - Teşekkürler.

...15 Temmuz darbe teşebbüsü ile Emniyet müdürü olduğu dönemde Eskişehir'deki akademisyen cinayetini siciline işleten biri olan Engin Dinç neden ve nasıl Emniyet müdürü yapılmıştır? Nurcu olarak bilinen Engin Dinç'in göreve geldikten sonra yaptığı atamalarda Nurcuların Okuyucu grubundan isimleri göreve getirdiği doğru mudur? Atamalarda Fetullahçılardan aşina olduğumuz fişlemelere benzer şekilde "Alkol alıyor mu, eşinin başı kapalı mı, namaz kılıyor mu?" soruları esas alınmış mıdır?

Kaplan dosyasındaki gelişmelerin kısa özeti: Polis teşkilatında eski ile yeni dönem arasında hiçbir fark olmadığı, sonrasında yaşananlar ise gerçeği gizlemek için Kaplan soruşturmasının seyrini değiştirmeye çalışmaktan ibaret. Peşinde oldukları ikbal için mafyayla birlikte devlete operasyon çektirenler, birbirine rakip tarikat ve cemaatler ve bulaştıkları kirli ilişkileri siyasi bağlantılarla örtenler arasındaki bir güç savaşı; sadece yargı ve polis teşkilatında değil, tüm bürokraside çürümüşlüğün egemen olması.

Son bir, bitireyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bitirin lütfen.

AHMET ŞIK (Devamla) - Teşekkürler.

Belirtmeden geçersek hakikate ve bu çatı altında bulunma sorumluluğumuzun temeli olan dürüstlüğe ihanet etmiş oluruz. O yüzden, mevcut çürümüşlüğün çok güzel bir başka örneği olan Sinan Ateş'in katledilmesiyle ilgili soruşturmaya da değinmek gerek. Başkentin göbeğinde Sinan Ateş'in siyasi bir suikastla katledilmesi bir torbacının kişisel husumeti gibi gösterilerek gerçek failler gizleniyor. Kiralık katilleri bulan yargı, kiralayanlarıysa koruyor. Katiller, Ülkü Ocaklarına yakın Özel Harekâtçılar tarafından Ankara'ya getiriliyor; teknik takip yapan yine Ülkü Ocaklarına yakın bir başka polis tarafından Sinan Ateş'in konumu servis ediliyor; cinayete karışan araçlardan birinin, mevcut Ülkü Ocakları Başkanının kullanımında olduğu ortaya çıkıyor, suikastta görev alanlarından birisi, eski MHP'li vekilin ikametinde saklanıyor; her birinin adresinin MHP'ye çıktığı, ancak hiçbirisinin dâhil edilmediği bu dosyayla, şüphelilerinin hepsinin lümpen bir torbacıya çalıştığına inanmamız isteniyor. Yorumu size bırakıyorum.

Teşekkürler Başkanım. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)