| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 06.06.2024 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bu kim? Hakkâri Valisi, kayyımınız; bakın, iyi dinleyin, onun marifetlerini anlatacağım, nasıl bir yağma ve talan düzeni kurduğunuzu anlatacağım. Kütahya Belediye Başkanlığına bir memur alınır, adı Sümeyra Ordu, eski bir AK PARTİ'li Vekil Hüsnü Ordu'nun kızıdır. İşe gitmez, Ankara'da oturur, cins kedi ticareti yapar ve bu dikkat çeker, şikâyet edilir ve bu arada memurluk hakkı kazanır Sümeyra Ordu. Ve ardından İller İdaresi Genel Müdürünün önüne gider dosya, Genel Müdür dosyayı kapatır, örter, örtbas eder. Ardından adli süreç devam eder, Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu altı ay ceza alır. Suçu ortaya çıkan Sümeyra Ordu maaşlarını geri verir ve en sonunda ne olur? Hakkâri Valisi kayyım olur; Kütahya Valisi olur ilk önce, daha sonra da Hakkâri Valiliğine atanır, şimdi de hem Vali hem Belediye Başkanı olur. İşte kurduğunuz yağma ve talan düzeni bu, iyi bakın, tamam mı. Şimdi, bunun hesabını biz soruyoruz burada, halk adına soruyoruz, mahkeme kararıyla ispat edilmiş bir suç var ortada ve örtbas etmeye çalışmışsınız devamı da böyle gelmiş.
Bitmedi, siz bir kayyım ve KHK rejimi kurmuş durumdasınız. Bakın, bu kişi kim? Artık herkes tanıyor değil mi? Bir televizyon kanalında Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş neler anlattı? Çok vahim şeyler anlattı ve o anlattığı vahim hadiseler, KHK'lerle ilgili vahim hadiseleri ben burada defalarca, haftalarca Sayın Abdulhamit Gül'e soruyorum, cevap vermiyor, veremiyor. Bakın, neden veremiyor? Ayşe Ateş ne demiş, şuradan okuyayım, diyor ki: "Sinan Ateş'e isimler geliyordu, yaklaşık 10 bin kişilik bir isim listesi toplamda. Bunlar, ülkücü olduğunu söyleyen, 'FETÖ'yle irtibatımız yok, bizim bir suçumuz yok.' diye gelen insanların bilgilerini, belgelerini topluyordu, arıyordu birilerini, bulundukları yerlerde onlardan referanslar alıyordu -bakın, ne işler dönüyor- ondan sonra bu listeyi de AKP'deki Darbe Komisyonuna götürüyordu -o zaman da başında Abdulhamit Gül vardı, kendisine iletiyordu- onlar da artık kendi araştırmalarına göre son kararı verip FETÖ'cü ya da değil, cezaevindeyse çıkacak ya da göreve iade edilecek; onun kararını veriyordu." Vay vay vay, memlekette ne işler dönüyor. Kayyımın marifetlerini az önce öğrendik, suçları örtbas ediyormuş. Ardından, MHP kulislerinde neler dönüyormuş, oradan AK PARTİ'ye pas ediliyormuş, Sayın Abdulhamit Gül Komisyonun Başkanıymış. Kendisine sorduğumuz zaman... Adalet Bakanıyken kendisini ziyaret etmiştim "Ya, niye bu usulsüzlükler, haksızlıklar var? Yargı niye böyle?" dediğimde "Ömer Bey, yargı bağımsız, biz karışamayız ya; ne bilelim biz, yargı bağımsız." diyordu kendisi ama ya, kimin cezaevine girip girmeyeceğine, kimin iade edilip edilmeyeceğine bir komisyon karar veriyormuş, başında da Sayın Abdulhamit Gül varmış. Bir aydır kendisine soru soruyorum, cevap vermiyor; nasıl bir skandaldır bu ya, nasıl bir skandaldır. Yani bir hukuk devletinde Adalet Bakanlığı yapmış birisinin, "Yargı bağımsızdır." diyen birisinin bu kadar vahim ifadelerden sonra çıtı çıkmıyor. Buyurun Sayın Abdulhamit Gül, açıklama yapın, buyurun; ben sizi açıklamaya davet ediyorum ama kurduğunuz düzen buna müsaade etmiyor. Öylesine bir haksızlık, hukuksuzluk düzeni kurdunuz ki 3'üncü kez kayyım atıyorsunuz, yüz binlerce kişiyi KHK'lerle ihraç ediyorsunuz, insanları darbeci ilan ediyorsunuz ve bir rant düzeni devam ediyor. Ayhan Bora Kaplanlar, Sinan Ateş'in öldürülmesi, usulsüz krediler gırla, 550 milyon lira Halk Banktan maşallah krediler veriliyor... Ve bakın, en sonunda ne oluyor? Ya, insanları "şucu" "bucu" diye ilan ediyorsunuz; bir de, sözleşmeli erleri, gariban erleri, kursiyer teğmenleri darbeci ilan ediyorsunuz; eline silah almamış, silah sıkmamış, darbe olduğunu anladığı anda bırakmış gitmiş insanlara müebbet veriyorsunuz.
Bakın, şu kadın, Sayın Abdulhamit Gül, sizin Bakanlığını yaptığınız Adalet Bakanlığının önünde günlerdir nöbet bekliyor. Çocuğu çok başarılı bir çocuk ve kursiyer teğmen; hiçbir şeye karışmamış, tek bir kurşun sıkmamış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Gergerlioğlu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Sonunda ne oluyor? Ağır bir şekilde, haksız hukuksuz müebbede mahkûm ediliyor. Kadın ne diyor? "15 Temmuzu kim yaptıysa müebbedi o yatsın. Oğluma özgürlük istiyorum."
Adalet Bakanlığının kapısında Emine Şenyaşar anneyle beraber bekliyor. Ne diyor? "Kursiyer teğmenlerin emir verme yetkisi yoktur. Onlar, yeni mezun, asıl görevlerine atanmadan önce kurs alan öğrencilerdir."
Ama sizin düzeniniz bu gariban erleri... Sözleşmeli er ya... Cezaevinde ziyaret ediyorum, Cüneyt Öztürk, Kocaeli Darıca'da oturuyor. Bak, depresyon hastası olmuş -eşiyle birlikte perişan bir aile- gariban, fakir bir ailenin çocuğu. Ama siz onları o zindanlarda çürütüyorsunuz, müebbet cezalarla çürütüyorsunuz çünkü siz bir yağma ve talan düzeni kurdunuz, suçsuz, günahsız insanları müebbet cezalara çarptırdınız, ağırlaştırılmış müebbetlerde o kuyuların dibine atıp seslerinin soluklarının çıkmamasını sağlamaya çalıştınız. Bunun hesabını verin ve bir açıklama yapın Sayın Abdulhamit Gül. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)