Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 92 |
Tarih: | 06.06.2024 |
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Sayın Başkan, sayın vekiller; saygıyla selamlıyorum.
Herhâlde, son altı senede bu kürsüde ve oturduğum yerde, 500'ün üzerinde kayyum üzerine konuşma yapmışımdır; bir kere daha konuşmak zorunda bıraktınız.
Ben önce kayyumun ne olduğunu size bir hatırlatayım. Kayyum nedir biliyor musunuz sayın vekiller? Kayyum, halk iradesinin gasbıdır, seçme ve seçilme hakkının yok sayılmasıdır yani sandık ve seçim hakkının gasbedilmesidir, Kürt halkının siyasi iradesinin gasbedilmesi ve yok sayılmasıdır, sandıkta kaybettiğini yargı ve idari kararlarla elde etme anlayışıdır yani hırsızlıktır, yerel demokrasinin çiğnenmesidir ama sadece bu değil; yaşanan uygulamalara göre gördük ki kayyum demek talan demek, yolsuzluk demek hırsızlık demek -Sayıştay ve müfettişlik raporlarına geçti- halkın zenginliklerinin, mallarının tavanı demek, halkın mallarının yandaş şirketlerinize peşkeş çekilmesi demek; kayyum bu demek.
Şimdi, siz bir kere daha bu kayyum macerasına atıldınız. Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımız zaman çeşitli dönemler vardır. Mesela, bir tanesi Şark Islahat Planı'nın uygulandığı dönemdir; tarihe geçmiştir bu şekilde. Bir tanesi Umumi Müfettişlikler dönemidir; tarihe geçmiştir bu şekilde. Bir tanesi OHAL dönemi, beyaz Toroslar dönemidir; tarihe geçmiştir bu şekilde. Hepsi Kürt halkına yönelik düşmanlıktır. Sizinki de kayyum rejimi olarak tarihe geçti ve yakın tarihin Kürt halkına yönelik en düşman iktidarı olarak kitaplara yazıldınız. Bravo size! Bravo size (!) Neden böyle söylüyorum? 2016'dan beri sekiz senedir kayyum atıyorsunuz ya! Sekiz sene, dile kolay ve yapmaya devam edin, bakalım ne olacak sonu!
Şimdi, sayın vekiller, bir şeyi daha anlatmak istiyorum size. Darbe nedir? Darbe, seçilmiş iradeyi başka bir güçle çiğnemek demektir, değil mi; ortadan kaldırmak demektir, değil mi? Türkiye bir askerî darbeler tarihidir. 1960'tan bugüne kadar kaç kere askerî darbe yaşanmıştır ve asker, ordu elinde silahla siyasi iradeyi, seçilmişleri yok saymıştır, hakkı gasbetmiştir. Peki, merkezî Parlamentoya yapılan bu darbeler darbe de yerel demokrasiye, belediye meclislerine yapılan nedir, darbe değil mi? Onlar da darbe. Sandık inancını yok ediyor sizin iktidarınız, demokratik siyasete olan inancı yok ediyor sizin iktidarınız. Demokrasiye ihanet ediyorsunuz, demokrasiye hançer saplıyorsunuz, hançer! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) İşte, sizin yaptığınız budur ve darbeci zihniyetle diyorsunuz ki: "Yeni, demokratik, özgürlükçü bir anayasa yapalım." öyle mi? Darbeci zihniyetle olmaz.
Şimdi, üçüncü söylemek istediğim; sizin iktidarınız bölücü bir iktidardır; bölücü, açıkça bölücü bir iktidarsınız siz. Neden mi? İkili hukuk uyguluyorsunuz. Antalya Kepez'de Belediye Başkanı hukuksuz bir şekilde tutuklanıp cezaevine konuluyor, Belediye Meclisi içinden vekili seçiliyor ama Hakkâri'de -belki yarın kürdistan coğrafyasının diğer illerinde- aynı şey yapılmıyor. Neden? Çünkü ikili hukuk uyguluyorsunuz, çünkü Kürt'e düşmansınız, çünkü Kürt'e diyorsunuz ki: "Sen seçime girebilirsin, oy verebilirsin ama kazanamazsın; kazanırsan yönetemezsin." diyorsunuz. İşte, Kürt'e düşmanlık bu. "Nedir?" diye merak edip soruyorsunuz ya, bu ikili hukuku uygulamak; bu, düşman hukukunu uygulamaktır. Siz bölücüsünüz, bölücü bir iktidarsınız! Biz, demokratik siyaset aracılığıyla eşitlik içinde farklılıkları bütünleştirmeye ve birleştirmeye çalışıyoruz, siz kayyumlar atayarak bu ülkeyi ve toplumu bölmeye uğraşıyorsunuz. Bölücü bir iktidarsınız siz, bunu her zaman her yerde yüzünüze vurmaya devam edeceğiz. "Bölücü" diyorsunuz ya, işte, esas itibarıyla bölücülük budur. Bölücü bir rejim olarak tarihe geçtiniz. Tekrar söyleyelim: Adalet yoksa demokrasi yoktur, demokrasi yoksa adalet de yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakikada daha alabilir miyim?
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Ve siz şunu yapmaktan vazgeçmediğiniz müddetçe yani âdeta sömürge valileri ve kaymakamları atayarak halkın iradesini gasbetmekten vazgeçmediğiniz sürece sizin bölücü bir iktidar olduğunuzu anlatmaya devam edeceğiz. Bunu sadece Kürtlere değil Türk halkına anlatacağız. Türk halkı "Kimdir bölücü?" diye merak ediyorsa bu iktidara bakacak, Cumhur İttifakı'na bakacak ve bölücülüğün orada nasıl işlemekte olduğunu, demokratik siyasete, demokrasiye, sandığa olan inancın nasıl adım adım gasbedildiğini ve ortadan kaldırıldığını görecek; bunu da bir kez daha söyleyelim. Demokrasiyi teşvik edin, şiddeti değil; demokrasiyi teşvik edin ve büyütün, demokratik siyaset alanlarını genişletin, şiddeti büyütmeyin; bir kez daha bunu size söylemek istiyorum.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)