| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 06.06.2024 |
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; yasama süreci şeffaflık ve katılımcılık gibi temel ilkeleri içermelidir, pek çoğunda olduğu gibi bu kanun teklifinde de bu ilkelere uyulmamıştır. 3 farklı komisyona havale edilen teklifin yalnızca Millî Savunma Komisyonunda görüşülmesi doğru değildir, teklifteki ihtisas alanlarına giren düzenlemeler Adalet Komisyonunda ve Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmemiştir; bu durum, kanun yapım tekniği açısından temel ilkelere aykırıdır. Her zamanki gibi kanunlaştırmadaki aceleciliğiniz Parlamentomuzun yasama faaliyetinin kalitesini düşürmektedir. Usulen bu 2 komisyondan "Teklifi görüşmeyeceğiz." yazısı almanız da sizi kurtarmaz. Zira, teklif metninde yer alan maddelerin büyük bir çoğunluğu Anayasa Mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda ilgili konunun yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Bu yönüyle, kanun teklifinin öncelikli olarak Anayasa Komisyonunda bütünü itibarıyla Anayasa'ya uygunluğunun görüşülmesi gerekirdi. İlave kamu harcamalarını içeren değişiklik maddeleri de Plan ve Bütçe Komisyonunda ele alınmalıydı.
Hukuka uygunluk denetiminden geçmeyen, muhalefet partisi milletvekillerinin yeterince çalışma yapamadığı, ilgili kurum, meslek mensubu ve STK'lerden görüş alınmadan kanunlaşan tekliflerin ağır bedelleri olduğunu görmüyor musunuz? Her zaman yaptığınız gibi, yangından mal kaçıralım da ev küle dönmüş umurumuzda değil diyorsunuz. Aslında bu yolla yüce milletimizi itibarsızlaştırmanın da önünü açıyorsunuz. Ekonomi başta olmak üzere bu millete zaten yeterince travmalar yaşattınız bari hiç olmazsa daha fazla hukuksal mağduriyetler yaşatmayın diye kanun yapım süreciyle ilgili itirazlarımızı buradan aktarmış olalım.
Efendim, şu bilinmeli ki biz yeni moda ve konjonktürel ordu, Türk Silahlı Kuvvetleri sevicileri gibi değiliz. Hepimiz birer Mehmet'iz ve birer askeriz. Biz, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Mehmetçik'e dün "darbeci" demedik. Biz, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Mehmetçik'e dün "Ergenekoncu" demedik. Biz, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Mehmetçik'e dün "dinsiz" demedik. Biz, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Mehmetçik'e dün "FETÖ'cü" demedik. Biz, her zaman Türk milletinin bağrından çıkan ordumuzun yanında olduk, bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğiz.
Burada, çok Kıymetli Millî Savunma Bakanlığı yetkilileri de buradayken, bundan yaklaşık dokuz ay önce vermiş olduğum ve hâlen cevaplanmayan bir soru önergesini yinelemek istiyorum. Efendim, geçen yaz tatilinde -Meclis tatile girdikten sonra- ben ve beraberimde Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli, Özel Kuvvetler Komutanlığından emekli Albay Orkun Özeller'le birlikte sınırların durumunu görmek üzere Van'a gitmiştik ve Van'da tespitler yaptık. Hasılı -sınırların güvensiz olduğuyla alakalı da- ben elimi kolumu sallayarak İran sınırına geçtim, videolar çektim ve geri döndüm. Tabii, ondan sonra, çok ilginç, kahraman komutan Sayın Orkun Özeller'in orduevlerine ve sosyal tesislere girişi yasaklandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Türkoğlu.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Hemen tamamlıyorum.
Ben de bu konuyla ilgili bir soru önergesi verdim, hâlen cevap alamadım. Soruyu şimdi şu şekle çeviriyorum: Efendim -Sayın Hulusi Akar burada mı bilmiyorum- acaba PYD'yle, PKK'yla, YPG'yle iş birliği içerisinde olan Amerikalı komutandan madalyayı almayıp İncirlik'te iade ettiği için mi Amerikalı komutandan madalya alan Hulusi Akar ve arkadaşları Orkun Özeller'in orduevlerine girişini yasaklıyor. Lütfen, bari bu soruyu cevaplayın.
Çok teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)