GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bugün görüşmeleri yapılacak Türk Silahlı Kuvvetleriyle alakalı kanun teklifindeki anlamakta güçlük çektiği maddelere ve kanun teklifinin geliş şekline, 91'inci Birleşimde yaşanan tartışmaya ve Osmaniye'deki depremzedelere gelen elektrik faturalarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:92
Tarih:06.06.2024

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Genel Kurulu, bütün milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, gündem yoğun, gene, bugün Türk Silahlı Kuvvetleriyle alakalı kanun teklifi üzerinde görüşmeler yapacağız. Benim konuyla, maddelerle ilgili anlamakta güçlük çektiğim -hatta, hazır, Grup Başkan Vekilimiz Sayın Abdulhamit Gül de buradalar, belki bizi aydınlatırlar görüşmeler sırasında- bir iki konu var, onlara değinmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi şehit ve gazilerimizin özlük haklarıyla ilgili.

Bilindiği üzere, terörle mücadelede şehit olanların dul ve yetimlerine aylıklar bağlanıyor ve bu aylıklar da belirli hisse ve oranlarda pay ediliyor ve oldukça da düşük oranlarda kalınıyor. Konuyla ilgili bir düzenleme yapılmıştı 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 7'nci maddesinde yani 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle hayatını kaybeden veya malul olan sivillere bağlanan aylıklar maddesinde bu konu gündeme alınmış fakat diğer terörle mücadele faaliyetlerinde şehit olanların dul ve yetimleri bu iyileştirmeden mahrum kalmış. Yani bir şehidimizin nasıl şehit olduğu, hangi terör örgütüyle mücadele ederken şehit olduğu konusu üzerinden şehitlerin dul ve yetimlerine bağlanacak olan aylıklarda bir ayrım yapılması anlaşılabilir bir şey değil. Zira, seçim döneminde iktidar partisinin seçim beyannamesinde de burada bir düzenleme yapılacağı vardı ve bu düzenleme yapılmadı. Bu kanun teklifi içerisinde de maalesef bununla alakalı herhangi bir madde yok. Bu ayrımın, bu ayrımcılığın bir an önce ortadan kalkması lazım; zira, Anayasa'mızın 10'uncu maddesine yeni eklenmiş olan ek fıkrada "Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz." diyor, Anayasa'da da böyle bir hüküm olduğu hâlde... Dolayısıyla, her alanda bir kutuplaşma yaşanıyor, şehitlerimiz arasında da böyle bir ayrımcılık kabul edilebilir bir durum değildir, anlaşılabilir bir durum da değildir bizim açımızdan.

Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde de... Teklifin 8'inci maddesi var. Bu madde de yine, bize göre riskli. Bu hâliyle geçmesi hâlinde acaba ileride ne tür handikapları olacak, ne tür komplikasyonlara yol açacak; bunları iyi düşünmek lazım.

Teklifin 8'inci maddesi şöyle diyor: "Üstün başarılı yüzbaşı ve binbaşıları terfi ettirme yetkisinin kuvvet komutanlarından alınarak Bakanlıklara verilmesi amaçlanıyor." Yine, teklifin 10'uncu maddesinde de benzer bir hüküm var yani yetki kuvvet komutanlarından alınıp Bakana veriliyor. Her ne kadar bu bir uyum yasası olsa da üstün başarı gösteren askerlerin terfisi noktasında neden kuvvet komutanlarının önerisi alınmıyor? Bu sorulduğunda "Bu yönetmelikte var, zaten yönetmelikteki uygulama böyle." deniliyor ama kanun, yönetmeliğin her zaman üstündedir. Bu kanun bugün bu yönetmelik üzerine uygulanır, yarın farklı maksatlarla, farklı niyetlerle farklı noktalara çekilebilir. Burada ciddi bir risk olduğu kanaatimiz var. Bugün siz iktidardasınız, yarın iktidar değiştiğinde ilgili Bakanlıkları kimlerin yöneteceği, nasıl yöneteceği bir soru işareti. Elbette demokrasi önemlidir, elbette vesayetle ilgili alınacak olan her türlü tedbir tarafımızca anlaşılabilir ama güzide ordumuzda böyle bir zafiyet yaratmayacak mıdır bu madde?

Tabii, kanun teklifinin geliş şekliyle ilgili de... Çok sıkışık bir zamana denk geldi. Ben kanun teklifinin bu maddesini gördükten sonra tanıdığım, bildiğim askerleri, emekli askerleri aradım. Bir kısmı bu maddeyle ilgili "Evet, bu bir ihtiyaçtır." dedi ama hep şunu söylüyorlar: "Zaten yönetmelikteki uygulama böyle." Yani kuvvet komutanları önerecek, Savunma Bakanı da onaylayacak. Yani böyleyse kanunda ama bu hâliyle baktığınız zaman bambaşka bir anlam ortaya çıkıyor. Bunun aydınlatılması gerektiğini düşünüyorum.

Tabii, dün ufak bir tartışma oldu, ona da değinmek istiyorum. Şimdi, ordumuzun göstereceği muvaffakiyet bizim için çok önemli, İHA'lar, SİHA'lar, savunma sanayisinin yapacağı, yapmış olduğu çalışmalar gurur verici.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bundan hepimiz memnun oluruz, hepimiz gurur duyarız. Fakat bu ülkenin de bir gerçeği var, bu ülkenin şu anda bir sığınmacı problemi var ve bu sığınmacı probleminin neden kaynaklandığını, nasıl kaynaklandığını biz defalarca anlattık. Şimdi, bir konuyla ilgili, evet, gurur duyulacaksa gurur duyulur ama bununla ilgili, bu sığınmacı konusuyla ilgili de bir zafiyet gördüğümüzde elbette ki biz bunu söyleyeceğiz, bunu gündeme getireceğiz. Zira, artık boy boy, bütün dünyanın bildiği o sınırlardan bu sığınmacıların nasıl kaçak geçtiği aşikâr. Yani biz bunu söylediğimizde kahraman ordumuzun göstermiş olduğu performansı ya da başarıları ya da savunma sanayisinde atılmış olan güzel adımları kötülemek, bunları görmezden gelmek için söylemiyoruz. Dolayısıyla konuların manipüle edilmesine de hiç gerek yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kavuncu.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Hani bu kadar kaçak sığınmacı bu ülkeye dolmuşken de... Bir futbol takımı düşünün, küme düşmüş ama "Bizim malzemecimiz harika, şuyumuz harika, buyumuz harika." diye gururlanmasının, övünmesinin de çok fazla bir tadı kalmıyor. Onun için, bu konuyu biz gündeme getirmeye devam edeceğiz.

Son bir konu, Osmaniye'deki depremzedelere -ben Osmaniyeliyim, çok telefon aldım- fatura gitmiş. Geriye dönük faturalarda kimilerine 4 bin, kimilerine 5 bin lira fatura gönderilmeye başlanmış. Süreç şöyle işlemiş: 6 Şubatta yaşanan depremden sonra önce elektrik faturaları gelmiyor "Ertelendi." deniyor, sonra yetkililer vatandaşlara "Eviniz ağır hasarlı olduğu için size fatura çıkmıyor." diyorlar. Sonra bir bakıyoruz 29 Mayısta bir fatura gelmiş 5 bin küsur lira ve vatandaşlar ilgili kuruma, Enerjisa'ya gidiyorlar; oraya gittiklerinde daha da büyük bir rezalet...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kavuncu.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Diyorlar ki -5 bin lira değil, çok özür dilerim- "9 bin lira sizin faturanız." "Asrın felaketi" diyorsunuz ama asrın ihmali yaşanan bu depremde bu depremzedelere bir de bunu yaşatmak ve binbir zorlukla yaşayan bu mağdurlara depremden sonra 5 bin liralık, 10 bin liralık elektrik faturalarını göndermek bir vicdansızlıktır. Bunu da yetkililerin dikkatine sunuyorum.

Teşekkür ederim.