GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşmiş Milletler Arasında Birleşmiş Milletler Kalkınma Eşgüdüm Ofisi Bölgesel Ofisinin İstanbul'da Kurulmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:30.05.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) -Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; efendim, bugünlerde ülkemizin neredeyse dört bir yanında yüzlerce belediye çalışanının telefonuna şöyle bir mesaj geliyor: "Belediye Kanunu'nun 49'uncu maddesinde belirtilen personel maaş oranlarının çok üzerinde bir personel gideri oluştuğu mali incelemeler sonucu tespit edilmiştir. Belediyemizin mali durumu, borç yükü, maaş ödemede yaşanan zorluklar nedeniyle üzülerek iş akdinize son verilmiştir." Hadi buyurun, şimdi de buradan yakın! Ne kolay değil mi? "Emekleriniz için teşekkür ederiz. Haydi güle güle!"

Yerel seçimlerin ardından pek çok belediyede yeni yönetimlerin ilk icraat olarak belediye çalışanlarının ekmeğine göz dikmeleri nedir Allah aşkına? Yahu, biraz empati yapın; kendinizi o kahredici mesajla dünyasını kararttığınız, ailesinin, çoluğunun çocuğunun nafakasını çıkarmaktan başka bir derdi olmayan insanların yerine koyun, koyun da neler hissettiklerini düşünün biraz. Van'da olanlara bakar mısınız; yaklaşık 800 belediye şirket işçisi işte böyle bir kısa mesajla işten çıkarıldı. Van Büyükşehir Belediyesinde ve Van İpekyolu Belediyesinde işten çıkarmaların devam ettiği bilgileri de hâlen geliyor. Bakın, burada beni söz konusu belediye başkanlarının partisi purtisi falan ilgilendirmiyor; meseleye insan odaklı bakıyorum ve sizleri de öyle bakmaya davet ediyorum.

Van'da tepki olarak eylem yapmaya devam eden belediye çalışanlarının eyleminde de bugün yirmi yedi gün oldu. Kimin haberi var? Kimsenin. Nasıl olsun ki? İşçilerin eylem çadırını şimdiye kadar Van'da ne bir siyasi ne de bir bürokrat ziyaret etmedi. Aynı şekilde, mesela, Suruç Belediyesi de yaklaşık 100 personelin işine son veriyor ve üstelik hiçbir haklı sebep göstermeden. Allah aşkınıza, bu, kamu eliyle yapılan bir işçi kıyımı değil de nedir?

Ben, şimdi, merak ediyorum: Yerel seçimlerin gerçekleştiği 31 Mart 2024 tarihinden sonra Türkiye genelinde beyaz ve mavi yakalı olmak üzere kaç belediye çalışanı ve yine, beyaz ve mavi yakalı olmak üzere, belediye iştirakli şirketlerden kaç çalışan işten çıkarıldı? Van belediyelerinden işten çıkarılan işçilerin bugünkü tarih itibarıyla yirmi yedi gündür süren hak arayışlarıyla ilgili, yetkili bakanlıklarla, işveren ve işçi temsilcileriyle görüşme yapma veya herhangi bir biçimde müdahil olma zahmetine neden katlanılmıyor?

Aynı şekilde, İzmir Büyükşehir Belediyesinde işten çıkarılan İzenerji, İzDoğa işçilerinin başlattıkları oturma eylemiyle ilgili gelişmelerle alakalı da yetkililerin görüşü nedir? Yine, mesela, İzmir Büyükşehir Belediyesinde yerel seçimlere yakın işe alınan 300 İzDoğa çalışanının işine seçimlerden hemen sonra, deneme süreleri bahane edilerek son verilmiş midir?

Bakın, bir de şöyle bir olay var: Altındağ Belediyesi işçisi Seyit Ali Tekin işten neden atıldığını sorgulamak istiyor, Sen misin bunu soran, belediyenin güvenlik görevlileri evini basıp darbediyorlar. Olay basına ve kolluk kuvvetlerine de yansıyor ama kimseden tık yok. Yine, söz gelimi, İzmir Karşıyaka Belediyesi yaşanan borç krizi nedeniyle maaşları ödeyemiyor fakat çalışanlara da herhangi bir ödeme takvimi duyurulmuyor. Hadi son bir örnek daha vereyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Türkoğlu, lütfen tamamlayın.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Tamamlayacağım.

Yozgat Belediyesinde SGK primlerinin son beş yıldır tek kuruşunun bile ödenmediği ortaya çıkıyor. Bugünlerde "800 işçi fazla." diyerek çalışanlardan -memurlar tabii ki hariç- fedakârlık yapmaları isteniyor hatta feragatname imzalamaya insanlar zorlanıyor. Ağrı Patnos'ta ise seçimlerden önce, kimseye dokunmayacağına söz veren Belediye Başkanının şimdilerde işçileri tehdit edip haklarından feragat etmelerini istemesi de âdeta tüy dikiyor.

Muhterem milletvekilleri, örnekleri çoğaltabiliriz, söylemek istediğim şey şu: Allah aşkına, bu memleketin en alt sosyal dilimidir işçiler, her işi bitirip onların ekmeğine göz dikmeyin.

Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)