GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:30.05.2024

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, Sayın Başkan; ben de hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, ben de Gezi'deydim, en başından en sonuna kadar Gezi'deydim, hâlen de Gezi nedeniyle zarar gören, cezaevinde olan, gözünü kaybeden, mağdur olmuş, çocuklarını yitirmiş bütün ailelerin yanındayım, yanında olmaya devam edeceğim.

Şimdi, on bir yıl geçmiş, Türkiye'nin yakın tarihinde bir dönüm noktası olan, başka siyasal gelişmelere neden olan bu olayların üzerinden tam on bir yıl geçmiş. Burada, Parlamentoda tam da aklıselim bir biçimde bu olayların sosyolojik, siyasi, hukuki yanlarını değerlendirip doğru sonuçlar çıkaracağımıza maalesef trol aklıyla ve trol söylemleriyle burada karşı karşıya kalıyoruz. Bu, son derece rahatsız edici gerçekten, bu Parlamento için rahatsız edici.

Değerli arkadaşlar, bakın, Gezi'ye gitmeden önce bir bakalım; 2011'de Suriye savaşı oldu, Suriye savaşına Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı müdahil oldu, hemen ardından MİT Müsteşarıyla ilgili olarak bir siyasal gelişme yaşandı, ifadeye çağrıldı ve aynı zaman diliminin sonunda çözüm süreciyle ilgili olarak gelişmelerin yaşandığı basına yansıdı ve sonrasında 2013 yılının Mayıs ayında tamamen çevre duyarlılığı, ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğüyle ilgili olan bir mesele sonuçta Adalet ve Kalkınma Partisinin otoriter eğilimleri nedeniyle bütün Türkiye'ye yayılan bir itiraza dönüştü. Bakın, bu iktidar döneminde yani sizin iktidarınız döneminde Bingöl ve Bayburt hariç 79 ilde, Emniyet kayıtlarına göre, 3,5 milyon insan sokağa çıktı; kendi haklarına sahip çıkmak için sokağa çıktı 79 ilde. Bunun neden böyle olduğunu hiç araştırmayacak mıyız? Ne oldu, niye sokağa çıktılar? Neden Bayburt'ta ve Bingöl'de çıkmadılar da 79 ilde çıktılar? Neden binlerce insan yaralandı? Neden 8 yurttaşımız, 2 polis memuru yaşamını yitirdi, 39 yurttaşımız gözünden oldu?

Burada da ifade edeyim, kayıtlara geçsin: Sağ gözümün önemli oranda görme yetisini Gezi'de yitirdim. 1 metreden, sadece 1 metreden gözümün içine gaz sıkıldı ve hastanede tüm bu kayıtlar var. Böyle olaylar yani milletvekillerimizin kendisi yaralandı. Meclis Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder'le beraber Taksim İlk Yardımda tedavi gördük. Bütün bunlar oldu, sizleri hiç ilgilendirmiyor mu değerli arkadaşlar gerçekten? Bundan sonra, bakın, bu Gezi olaylarından ve itirazından sonra Türkiye başka bir yöne girdi, başka bir yola evrildi ve çözüm süreci sonlandı, darbe girişimi oldu ve Türkiye'nin Anayasası değişti. Siz Gezi'de yapılan bu itirazları başka türlü değerlendirebilirsiniz. Önünde iki yol vardı Türkiye'nin, ya demokratikleşeceğiz gerçekten, yurttaşlarımızın bu itirazını dikkate alacağız ya da daha otoriter bir yola gideceğiz. Tam da o tuzağa düştünüz, daha otoriter bir yola gittiniz ve Türkiye'ye bunun maliyeti çok ağır oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, lütfen tamamlayın.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ben bu kürsüyü çok fazla kullanamıyorum, bu olay nedeniyle cezaevinde olan bütün dostlarıma; Can Atalay'a, Tayfun Kahraman'a, Çiğdem Mater'e, Mine Özerden'e ve Osman Kavala'ya buradan selam ve sevgilerimi yolluyorum. Yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımıza buradan rahmet diliyorum.

Biraz önce burada Berkin Elvan'a bir iftira atıldı. Ben o davayı baştan sona izledim. 15 yaşında 15 kilo bir vaziyette defnettiğimiz ve mahkeme kayıtlarıyla cebinde hiçbir şey olmayan bir çocuğa bu kürsüden iftira atılmasını ben bir vicdansızlık olarak kabul ediyorum. Daha da kötüsü, Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarından bunun alkışlanmış olmasını büyük bir vicdansızlık olarak gördüğümü, bir kötü hâl olarak gördüğümü buradan bir yurttaş olarak ifade ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)