GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:88
Tarih:29.05.2024

CEMAL ENGİNYURT (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfıyla ilgili söz almış bulunmaktayım.

Tabii, bu saatte sert bir konuşma olmaz. Normalleşme, yumuşama başladı dolayısıyla bizim de yumuşak bir konuşma yapmamız iyi olacak çünkü epey bir yoruldunuz, hep beraber yorulduk.

Dışişleri -güçlendirme vakfı- güzel işler yapacağını söyleyerek böyle bir vakıf kurdu ama ben merak ediyorum, şu Bakan Yardımcısı arkadaş söyleyebilir mi acaba bu 12 şirkette kimler etkili, yetkiliydi? Kimler parayı götürdü? Kimlerin vekil olduğu gün cebinde beş kuruşu yokken vekilliği bıraktığında sadece Ankara'da 5 dairesi, İstanbul'da 2 dairesi var? Samimiyetle burada bekliyorsunuz, mücadele ediyorsunuz, gayret gösteriyorsunuz -ben geldiğimde çoğunuz hep aynı yüz olduğu için görüyorum, buradasınız- ama öyle işler dönüyor ki sizin vicdanınız da sızlıyor ama ne yapacaksınız. Emekli "10 bin lira maaşla geçinemiyorum." diye size sorduğunda cevap verebiliyor musunuz? Engelli "4.200 lira maaş alıyorum." dediğinde söz edebiliyor musunuz? Dul, yetim 6 bin lira... BAĞ-KUR esnafına 7200 prim gününden emekli olacak diye söz verildi, esnafa selam verdiğinizde, sorduğunda bir şey diyebiliyor musunuz? Size soruyorlar çünkü bu Bakana ve bunun gibilere sormuyorlar, bunlar zaten sokağa çıkmıyor, bunlar Allah'ın seçilmiş kulları, bunların görevi oturup sizin telefonunuza çıkarsa çıkacaklar, siz yalvaracaksınız yakaracaksınız "Ya, bizim hastane ne olacak? Bizim postane ne olacak? Bizim filan beldede bir tane PTT şubesi bile yok." diyeceksiniz, siz gece gündüz uğraşacaksınız, saat ikide sizi arayacak adam "Sayın Vekilim, şu iş ne oldu?" diyecek, hesabı siz vereceksiniz ama bunlar 3 maaş, 5 maaş almaya devam edecekler. Size sorulduğunda vicdanınız sızlayacak mı? Sızlıyor çünkü vicdan sahibisiniz. Yani hakikaten vicdan sahibi olanın da sızlaması gerekir. Bir günden on yedi yıl kaybeden insanlar aranızda da var yani milletvekili oldunuz diye ilelebet vekil olmayacaksınız. Ben beş yıl kaybettim emeklilikte yaştan dolayı; 2007'ye kadar prim ödedim, 2011'de emekli oldum. Birçoğunuz genç kardeşimiz, en az otuz sene emekli olamayacaksınız. Bir günden on yedi yıl kaybeden insanın vicdani rahatsızlığı sizi rahatsız etmiyor mu? Staj ve çıraklık mağduru. Ben ticaret lisesi mezunuyum. Staj yapmış, sigorta prim kartı verilmiş, ödenmiş iki yıl boyunca. Gelmiş diyorlar ki: "Bunu saymayız." Niye saymıyorsunuz kardeşim? Primini ödemiş, sigorta kartı almış, size soruyor: "Vekilim, benim hâlim ne olacak?" diyor. Rahatsız oluyorsunuz ama maalesef rahatsız olmayanlar malı götürüyor, tıpkı o 12 şirket gibi. O 12 şirketin hesabını bu Dışişleri Bakanlığı vermeli. Hakan Fidan, Dışişlerini Güçlendirme Vakfı kurmuş. Ya, Hakan Fidan zaten güçlü, karizmatik bir adam zaten; sesini duymadığımız her dönemde korkudan sesimizi çıkaramadığımız bir adam. Allah'tan Dışişleri Bakanı oldu da şimdi eleştirebiliyoruz yani söz söyleyebiliyoruz.

Ben, Hakan Fidan veya Dışişleri buradan malı götürür demiyorum ama vicdan sahibi Hakan Fidan bu 12 firma kim, bu 12 firmadan hangi milletvekilleri geldi buralardan vize aldırdı; Kenya'sından Kamerun'una, hangi milletvekili, hangi siyasetçi buralarda parayı buldu, bunu söylemeliler. Siz de sormalısınız. Yani şimdi, bana sormuyorlar zaten. Ben zaten konuşuyorum, eleştiriyorum, en ağır şekilde de eleştiriyorum ama siz hesap veremiyorsunuz. Ulaştırma Bakanı 6'lı çetenin -5'li çeteydi 6'lı oldu- özel uçağıyla gittiğinde size soruyorlar, siz hesap vermek zorunda kalıyorsunuz. Arada bir çıkın, bir ses çıkarın ya! Rizeli, Giresunlu, Trabzonlu, Ordulu milletvekilleri, babamız bizi çayla okuttu, fındıkla okuttu ya! 17 lira çay fiyatına babanız, anneniz razı mı ya? Şehirdeki insanınız razı mı? Ne olur bir kere itiraz etseniz, ne olur? Sadece benim gibi partinizden atarlar, atsınlar ağabey, kimse rızkınızı kesemez. Önemli olan, millete hak yolunda, hakikat yolunda namuslu ve şerefli bir şekilde hizmet etmektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Enginyurt, lütfen tamamlayın.

CEMAL ENGİNYURT (Devamla) - İnşallah, Allah hepimize böylesi hizmet etmeyi nasip etsin. Biz kullardan korkmayalım, Allah'tan korkalım, yeter!

Hepinize teşekkür ediyorum.(CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)