| Konu: | Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 29.05.2024 |
PERİHAN KOCA (Mersin) - Evet, teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu tekrardan saygıyla selamlıyorum.
Değerli hazırun, 4'üncü maddede kanun teklifine ilişkin görüşlerimi, fikirlerimi paylaştığım için izninizle bu maddede, jet hızıyla Meclisten geçirmek istediğiniz sokak hayvanlarını katletme yasası üzerine konuşmak istiyorum. Önce şuradan başlamak istiyorum değerli hazırun: Günlerdir sokak hayvanlarıyla ilgili bir kanun teklifi taslağı, planı, her neyse hayalet gibi ortalarda dolaşıyor. Faşizmin inşasında karanlığı körüklemek için zaman zaman ısıtılıp ısıtılıp köpürtülerek gündemimize getirilen bir kanun teklifi aslında bu. O yüzden çok da yeni bir gündem maddesiyle karşı karşıya değiliz ama geçtiğimiz haftadan beri bu kanun taslağıyla ilgili herkes bir sürü şey söylüyor ve bir sürü kirli bilgi ortalarda dolanıyor ve iktidar temsilcilerinin verdiği demeçlere baktığımız üzere, sözüm ona sivil toplumdan görüş alındığı ifade ediliyor. Ancak, bakın, şunu ifade etmek isterim: Ben ülkenin dört bir yanındaki hayvan hakları savunucularıyla, dernekleriyle, kurumlarıyla, doğa, yaşam ve ekoloji kurumlarıyla ilişki hâlindeyim ve dün biz DEM PARTİ Grubu olarak hayvan hakları dernekleriyle birlikte bir toplantı aldık, ne yapabileceğimizi birlikte konuştuk ve o toplantıda bir kez daha öğrendik ki aslında hiçbirinin yani uzun yıllardır bu konuyla ilgili mücadele vermiş olan kurumların hiçbir şekilde fikri alınmamış, görüşü alınmamış, taslaktan bihaberler. Aynı şekilde Türkiye halkları da bihaberler, yurttaşlarımız, toplum bihaber. Hatta ve hatta daha vahimini söylemek gerekirse bu Parlamentonun da taslaktan hiçbir şekilde haberi yok, muhalefet partilerinin bu taslaktan, bu plandan haberi yok, komisyonlar bihaber. Gerçekten, iktidar herhâlde sadece kendine sakladığı gizli bilgilerle süreci yürütüyor ki bugün değerli hazırun, hepiniz takip etmişsinizdir, iktidar grubu zaten oradaydı, Adalet Bakanı başta olmak üzere bakanlar bu kanun teklifiyle ilgili sorulara cevap verdiler ve dediler ki: "Kanun teklifi Meclise intikal etti." "Meclis komisyonlarına bu kanun teklifi geldi." dediler. Ama biz hemen -aslında bizlere haber vermeleri gerekirken, milletvekillerinin haberi olması gerekirken- komisyonların ve bakanlıkların peşinden koştuk, biliyor musunuz? Çevre Komisyonunu aradık, dedik ki: "Nerede bu taslak?" Dediler ki: "Biz bilmiyoruz, bize gelen herhangi bir taslak, bilgi, belge yok." Aynı şekilde, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunu aradık, onlar da aynı şekilde "Bizim herhangi bir bilgimiz yok." dediler. Gerçekten inanılır gibi bir şey değil. Parlamentonun nasıl noter makamlığına dönüştüğünü, hani sizin yaptığınız gibi o el kaldır, indir heyulasına dönüştüğünü biz bir kez daha görmüş olduk. Garip biçimde, bir teklif var ama ortada yok.
Medyaya sızan, sızdırılan bilgilerden öğreniyoruz ki, neymiş? Sokak hayvanları, sizin deyiminizle "başıboş köpekler" toplatılacaklarmış, barınaklara götürüleceklermiş, orada esaret altında tutulacaklarmış, otuz gün boyunca internet sitesinden katalog gibi, bir süs eşyası gibi sergileneceklermiş; beğenilenler sahiplenilecekmiş, beğenilmeyenler, sahiplenilmeyenler ise uyutulacakmış. Yani "uyutmak" nedir diye baktığımız zaman, Bahçeli'nin söylediği gibi bir şey olmadığını görüyoruz. Uyutmak, öyle Bahçeli'nin dediği gibi, belli saatlerde siestaya yattıkları, sonra kalktıkları bir şey değil çünkü. Uyutmaktan kasıt, öldürmek; uyutmaktan kasıt, katletmek. Siz bunu kelime oyunlarıyla süsleyerek nazik bir şekilde, kibar bir şekilde yapmak istiyorsunuz ama katliamın naziği, kibarı, süslü cümlesi olmaz. Bu, katliam olduğunu, bir cinayet olduğu gerçeğini değiştirmez, sizin ellerinizdeki kanı da silmez, buradan bunu özellikle ifade etmek istiyorum.
Bir de yani utanmadan bu kanuna, bu katliam kanununa, karşımıza geçmiş diyorsunuz ki: "Hayvan Haklarını Koruma Kanunu." Yani gerçekten el insaf diyorum, el insaf diyorum, başka da bir şey diyemiyorum çünkü resmen kana susamış şekilde siz kurban istiyorsunuz. Niye bu kurbanı istiyorsunuz? Çünkü faşizmi inşa etmeye ihtiyacınız var, faşizmi inşa etmek için hayvan düşmanlığına ihtiyacınız var, şiddete ihtiyacınız var, kine ihtiyacınız var, kana ihtiyacınız var; bunun için de bu katliam yasasını geçirmek istiyorsunuz. Ama sormak istiyorum gerçekten, siz kimsiniz ya, siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Ağzınızı açtığınız anda bize "din" diyorsunuz, "iman" diyorsunuz, lafa gelince din, iman masalları anlatıyorsunuz, "Allah" "kitap" "peygamber" sözleri sizin ağzınızdan düşmüyor, o kirli ağızlarınızdan, o kanlı ağızlarınızdan düşmüyor ama sizin vermediğiniz canı katletmeye kalkıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
LÜTFİ BAYRAKTAR (Sakarya) - Aynaya bak, aynaya.
PERİHAN KOCA (Devamla) - Sizde ne din kalmış ne iman kalmış ne insanlık kalmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koca, lütfen, tamamlayın.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, hatip ağzını çalkalasın lütfen.
BAŞKAN - Sayın Koca...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hatip ağzını çalkalasın lütfen.
PERİHAN KOCA (Devamla) - Evet, kamuoyu da duysun, bir kez daha susturulan o cümleyi söyleyeyim. İktidar vekilleri size söylüyorum, siz de din kalmamış, iman kalmamış, insanlık kalmamış, sizin secde ettiğiniz tek yer şahsım rejimi.
LÜTFİ BAYRAKTAR (Sakarya) - Aynaya bakıyorsun, aynada kendini görüyorsun.
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Terbiyesizlik yapma be! Terbiyesizlik yapma!
PERİHAN KOCA (Devamla) - Konuşma! Konuşma! Haddini bil! Konuşma! Otur yerine; otur, otur!
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Sen haddini bil!
LÜTFİ BAYRAKTAR (Sakarya) - Aynada kendini görüyorsun, aynaya bakıyorsun, aynaya.
EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - Sen haddini bil!
PERİHAN KOCA (Devamla) - Siz saraya, holdinglere, patronlara itaat ediyorsunuz. Cana gelince, canlıya gelince katledelim, kurban verelim; yok öyle yağma yok, izin vermeyiz, izin vermeyeceğiz.
LÜTFİ BAYRAKTAR (Sakarya) - Aynaya bak, aynaya.
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Kandil'e itaat ediyorsunuz, Kandil'e.
EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - Sen hayvan haklarından bahsedecek en son kişisin, en son kişi.
PERİHAN KOCA (Devamla) - Siz de o ağızlarınızı, o kanlı ağızlarınızı kapatacaksınız, kapatacaksınız. Çözüm belli, çözümü hayvan halkları savunucuları yıllardır ifade ediyorlar.
MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Bir dinleyin!
SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bağırma oradan, bağırma!
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Saygılı olsun o zaman.
MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Bir dinleyin, bir dinleyin ya!
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Saygılı olsun o zaman, saygılı olsun.
MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Dinle! Dinle!
SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bağırma oradan, çıkar konuşursun.
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Sana mı soracağım?
EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - Otur, sana mı soracağım?
MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Bir dinle, bir dinle.
PERİHAN KOCA (Devamla) - Bak, hayvan düşmanlığı işte bu erkekliğinizden cesaret alıyor, bu erkekliğinizden cesaret alıyor.
SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bağırma oradan, bağırma!
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Sana mı soracağım?
SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bağırma oradan, çıkar konuşursun, bağırarak değil, tamam mı?
EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - Hatibini uyar! Hatibini uyar!
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Sana mı soracağım?
PERİHAN KOCA (Devamla) - Belediyelerin bütçesine çökeceksiniz, hayvanlar için ayrılan bütçeye çökeceksiniz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERHAT EREN (Diyarbakır) - Otur oraya!
MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Otur yerine!
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Terbiyesizlik yapma!
PERİHAN KOCA (Devamla) - ...kanunu uygulamayacaksınız, çekeceksiniz Koruma Kanunu'nu, yok öyle yağma! Biz buna izin vermeyeceğiz.