| Konu: | Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 29.05.2024 |
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Görüşülmekte olan Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi'yle ilgili grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
Tabii, gönül isterdi ki özellikle de bu teklifi veren, kanun teklifini veren iktidar partisindeki arkadaşlarımıza bunu konuşalım, belki içinden bir cümleyi not alırlar, belki değiştirirler. Tabii ki Türkiye'nin her anlamda bir siyasi zihniyet dönüşümüne ihtiyacı olduğunu düşünüyorum; hem yapıcı muhalefet anlamında bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ki biz bunu grubumuz olarak yapmaya gayret gösteriyoruz. İktidarın da dinleyen, not alan, gerektiğinde değiştiren bir siyaset aklına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum; bunu önemsiyorum, onun için özellikle bununla konuşmama başlamak istedim.
Değerli milletvekilleri, gündemimizde bir vakıf kanunu var. Öncelikle bizim bin yıllık bir vakıf medeniyetimiz var ve bizim vakıf geleneğimizde devletin parasıyla vakıf kurulmaz, kişilerin parasıyla vakıf kurulur; özellikle bu kaydı düşerek konuşmama başlamak istiyorum. Yani buradaki bu durum esasında bizim vakıf medeniyetimize de aykırı düşen bir durum, bunu özellikle paylaşmak istiyorum. Dün burada iktidar partisindeki bir arkadaşımız "Dışişleri Bakanlığını küçümsüyor musunuz?" dedi. Hayır, Dışişleri Bakanlığını önemsediğimiz için bu itirazı yapıyoruz. Dışişleri Bakanlığını küçümseyen, aslında, bu vakıf anlayışını ortaya koyan bir akıldır. Değerli milletvekilleri, bunu şunun için söylüyorum: Vakfın kuruluş amacıyla ilgili bir ihtiyaç analizi ortaya konmamış yani ne Genel Kurulda ne de Komisyonda tatmin edici bir açıklama göremedik arkadaşlar. Ya, bu vakıf gerçekten... Evet, bir şeyler söyleniyor amaçlarıyla ilgili ama bu açıklamalar tatmin edici değil arkadaşlar, bunu özellikle paylaşmak istiyorum. Esaslı itirazlar var, konunun dış ilişkiler boyutu var ama konu Dışişleri Komisyonuna gitmiyor, böyle bir çelişki var ortada, bunu özellikle not olarak düşmek istiyorum.
Şimdi, buradaki hususlardan biri şu: Başka buna benzer vakıflar emsal gösterildi. Ne emsal gösterildi? Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, Maarif Vakfı gibi bu tür vakıflar emsal gösterildi. Arkadaşlar, hepsi burada. Sayın Bakanım, hepsi burada ama bakın, bunların hiçbirinde böyle bir ticari faaliyet yok, itiraz ettiğimiz husus bu. Şimdi, burada Bakanlık bünyesinde bulunan kurumlar var: Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Personel Genel Müdürlüğü, Diplomasi Akademisi Başkanlığı. Bu kurumlar zaten bu faaliyetleri yürütüyor. Bu kurumlar hangi faaliyetleri yürütemiyor da böyle bir vakfa ihtiyaç duyuluyor bunu da anlayabilmiş değiliz, bu da ayrı bir tezatlık.
Şimdi, Vakfın gelir gider denetimiyle ilgili önemli bir sorun, Sayıştay denetiminden, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetiminden muaf olan bir vakıfla, bir kurumla karşı karşıyayız. Şimdi, Denetleme Kurulunu Mütevelli Heyeti seçiyor. Bu Kurulun Mütevelli Heyetini denetleyemeyeceği tartışmasızdır çünkü zaten Mütevelli Heyeti seçiyor Denetleme Kurulunu. Denetleme Kurulu üyeleri Bakanlık personeli olacak. Bakanlık personeli kurumun başındaki Bakanı nasıl denetleyecek, asıl kritik soru bu. Şimdi, ticari konularda vakfın karar organı olan Mütevelli Heyeti Başkanı Dışişleri Bakanı olacak dolayısıyla Sayın Bakan bir taraftan uluslararası ilişkilerde devletimizi temsil edecek, bir taraftan Vakfın Mütevelli Heyeti Başkanı olarak ticari faaliyetlerde bulunacak. İşte biz bunun devletin saygınlığına bir zarar düşüreceği, gölge düşüreceği endişesini taşıyoruz. Yine, Vakfın yönetiminde Bakanlık haricinde kişiler bulunacak, bu da siyasi baskıları beraberinde getirecek; böyle bir endişemiz var. Bu durumda Vakfın mali ve idari işlemlerinin bağımsız ve tarafsız bir şekilde yürütülemeyeceği endişesi de ortaya çıkmaktadır değerli milletvekilleri. Sayın Bakanımızın şahsından bağımsız konuşuyoruz, Sayın Bakanımıza ben kişisel olarak güvenirim ancak burada ilkesel bir şey ortaya koyacağım. Ya, Mütevelli Heyeti Başkanı olan Dışişleri Bakanı, Vakfın ticari faaliyetleri kapsamında bir suç işlerse bu fiil görevle ilgili bir suç olarak mı değerlendirilecek? Mesela, burası belirsiz. Harcama yetkileri açık olarak tanımlanmamış, bu durum Vakfın, Bakanlığın örtülü ödeneği olacağı yönünde bir olumsuz algıyı da beraberinde getirmektedir. Şimdi, bu belirsiz Vakfın, Bakanlığın örtülü ödeneği olacağı yönündeki belirsizliği beraberinde getirmektedir. Bu algılarla hariciye teşkilatımızı yıpratmak doğru değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen tamamlayın.
İSA MESİH ŞAHİN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Vakfın üniversite açma yetkisi eleştiriliyor. Bunun da sakıncaları var, diğer bakanlıklar için emsal teşkil edeceği endişesini taşıyoruz. Hariciye teşkilatımızda bugüne kadar önemli diplomatlar yetişmiştir, siz de bununla övündünüz. Peki, şimdi böyle bir kuruma neden ihtiyaç var? Bu bir tutarsızlık değil midir? Ayrıca, diğer üniversitelerden mezun olacak gençlerimiz için haksız bir rekabet olmayacak mıdır? Bakın, bütün bu kaygıları taşıyoruz, bu kaygılarla itiraz ediyoruz. En önemli itirazımız şu: Kişisel ve dönemsel güven odaklı düşünmek doğru değildir. Bakana güvenebilirsiniz, kendi döneminize güvenebilirsiniz ama biz olaya kurumsal ve ilkesel bazlı bakıyoruz, bu açıdan da bir kere daha düşünmenizi istirham ediyorum. Ben bu konuya en çok Sayın Cumhurbaşkanımızın karşı çıkacağını düşünüyorum dolayısıyla Anayasa Mahkemesine iptal davasını da onun açması gerektiğini de düşünüyorum, bunu da kayıt olarak düşüyorum.
Saydığımız gerekçelerle kanun teklifine "ret" oyu vereceğimizi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)