Konu: | Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 88 |
Tarih: | 29.05.2024 |
CELAL FIRAT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle muhabbetle selamlıyorum.
Ekonomik krizin derinleştiği, "tasarruf" adı altında yurttaşlara yüklendiği bu dönemde kime, neye hizmet ettiği belirsiz bir vakfa tanınan bağış, eğitim kurumu açma ve bundan kazanç sağlama gibi ciddi bir yolsuzluk, rant açığının açılmasına imkân sağlayabilecek bir yasayı gündeme getirmek tam bir aymazlıktır. Bu teklifin halkın yararına olmadığını AKP-MHP iktidarının, şirket-devlet anlayışının, şirket-Dışişleri Bakanlığı modelinin bir tezahürüne hizmet edeceği açıktır.
Değerli milletvekilleri, bizler, tarih boyunca her türlü zorbalığa uğrayan ama her daim adaleti inancın merkezine koyan, kendimize özgü, dışarıdan tanımlanmaya kapalı, kadim bir inancın talipleriyiz; bu topraklarda bir arada yaşayan topluluklar olarak farklı dinsel inanç ve gelenekler olarak varlığımızı sürdürüyoruz. Bütün bunlar tartışmasız, özgürce yaşamayı, saygıyı hak etmektedir. Dinsel inançlara yönelik dışarıdan yapılabilecek her türlü tanımlamaya yeni sorunlar yaratmıştır ancak iktidar, her türlü dinsel inanç ile onun bağlarını sürekli bir tarafla tanımlama, kendi ihtiyaçlarına göre yeniden inşa etme, yeniden üretme yolunu tercih etmiştir.
Alevi toplumunun tüm muhalefetine rağmen Kültür Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi-Bektaşi Daire Başkanlığı marifetiyle inancımız tanımlanmaya, içi boşaltılmaya, yozlaştırılmaya, kültürel bir ögeye indirilmeye çalışılmaktadır. Bu kurumun, Alevileri birbirine düşürmeye, iktidarın bir aparatı hâline getirmeye çalıştığına hepimiz tanık oluyoruz. İktidarın bir aparatı konumunda olan bu kurum, cemevlerimize, kurumlarımıza, dergâhlarımıza, ocaklarımıza yönelik faaliyetleri yürüterek, iktidarın imkânlarını kullanarak kendisine bağlamaya çalışmaktadır.
Değerli milletvekilleri, yeni bir yönetmelik hazırlanıyor, 30 Mayısa kadar öneriler bekleniyor cemevlerinden. Bu yönetmeliğe göre, bir yerleşim yerinde açılacak cemevinin tanımı bu kurumun iznine bağlı olacaktır. Bu kurum, cemevlerimizi nasıl yapacağımıza, nasıl yürütüleceğine karar verecektir. Yol erkânlarımızın nasıl olacağına; cenaze erkânlarımızın nasıl yapılacağına; cemevlerimizin hangi sosyal, kültürel faaliyetleri yürüteceğine; lokmalarımıza, cesetlerimize, cenazelerimize, ikrarlarımıza kadar her şeyimize müdahale edecektir. Ey iktidar sahipleri, bugüne kadar cemevi kurmaya, yol erkânımızı yürütmeye, ibadetimizin nasıl olacağına ilişkin sizden veya daha öncekilerden izin almadık, sizden feyzalmadık. Devlet ve iktidar eğer gerçekten Alevi inancına, geleneğine, toplumuna, kurumlarına, ocaklarına saygılı ise gelin, Alevi toplumunun çağrılarına kulak verin, cemevlerini ibadethane olarak kabul edin.
Değerli milletvekilleri, Anayasa'da laiklik, din ve vicdan hürriyetiyle, 2014 yılının, AİHM'in... Cemevlerine ayrımcılık yapıldığı, cemevlerinin de diğer ibadethaneler gibi hukuki olarak tanınması gerektiği... Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9'uncu maddesiyle bağlantılı olarak din özgürlüğünü garanti altına alan 14'üncü maddesini ihlal ettiğine dair oy birliğiyle alınan kararları hatırlatmak isterim. Kaldı ki bir inanca ilişkin herhangi bir yasaya ya da mahkemeye gerek yoktur. Siz, yargı kararına rağmen cemevlerini ibadethane olarak kabul etmiyorsunuz, neden cemevlerinin elektrik ve diğer giderlerini karşılamaya çalışıyorsunuz? Kabul etmediğiniz bir mekânın faturalarını ödeme hakkını nereden görüyorsunuz? Bu nafile çalışmayı neden sürdürüyorsunuz? Bizce niyetiniz çok açık: Cemevlerimizi tanımıyor ama elektrik faturalarımızı ödemek istiyorsunuz; inancımızı tanımıyor ama dedelere maaş bağlamak istiyorsunuz, bir de üstüne üstlük "pir" "dede" kavramlarını kabul etmiyor, "Alevi uzmanı" diye bir sıfat uyduruyorsunuz. Bu kötü niyetinizi anlıyor ve reddediyoruz. Neyin uzmanı? O inancın içini boşaltma uzmanı. İktidarınız, evrensel hukuk, temel insan hakları, din ve vicdan özgürlüğü, AİHM yargı kararlarına uyup Aleviliği olduğu gibi tanıyacağına tersine tüm bunları yok saymakla inancımızı bu kurum eliyle yeniden tanımlamaya, bozmaya çalışmaktadır. Hatırlatmakta yarar var: Bir yönetmelikle kendinize bağlamaya çalıştığınız bu cemevlerinin tümü Alevilerin binbir emekle, lokmalarıyla alın teriyle yarattıkları mekânlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Fırat, lütfen tamamlayın.
CELAL FIRAT (Devamla) - Tarih boyunca yıkmaya, mühürlemeye çalıştığınız, Alevi isminin kullanımını yasakladığınız, "cümbüş evi" dediğiniz, "terör yuvası" dediğiniz ancak cemevleri biliniz ki ibadethanemizdir, cemevleri bizim onurumuzdur. Alevi toplumunun esas sorunu ve talebi, cemevlerinin faturalarının ödenmesi veya birkaç kişinin işe alınması değildir; temel mesele, inancımızın, ocaklarımızın, kurumlarımızın herhangi bir tanımlamaya ihtiyaç duyulmadan, olduğu gibi tanınmasıdır; bunun için gerekli anayasal düzenlemeler yapılmalıdır. Dinlerden, inançlardan elinizi çekin. Herkes için inanç özgürlüğü istiyor, özgürlükçü, laik, eşit, yurttaşlığa dayalı bir anayasa istiyoruz.
Ali baş, Boz Atlı Hızır cümlemizin yoldaşı olsun; aşk ile... (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)