| Konu: | İSTANBUL MİLLETVEKİLİ FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU VE İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SÜLEYMAN ÇELEBİ İLE 19 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN TÜRKİYE?DE YAŞAYAN ROMANLARIN SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI VE ÇÖZÜM YOLLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA 10/4/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 10 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 10.04.2013 |
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz aldım. Değerli Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün 10 Nisan, polis teşkilatımızın kuruluş yıl dönümü. Sözlerime başlamadan önce, Türk polis teşkilatımızın 168'inci yıl dönümünü kutluyor, şehitlik mertebesine ulaşan polislerimizi rahmet ve şükranla anıyorum. Yine, fedakârlıkla, sabırla ve cesaretle hizmetlerini sürdüren Türk polis teşkilatımızın bütün mensuplarının da bu özel gününü tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi Romanlarla ilgili. Öncelikle, 8 Nisan Dünya Romanlar Günü'nü kutlamak istiyorum. Biz ülkemizde Roman'ıyla Çerkez'iyle, Türk'üyle Kürt'üyle biriz, beraberiz. Mevla'm herkesi ayrı ayrı özelliklerle yaratıyor. Bize düşense, Allah'ın yaradılışta verdiği her özelliği aziz bilip, şerefli bilip buna uygun, layık muameleyle taçlandırmak. Bir insanı diğerinden üstün kılansa, elbette, sadece emek karşılığı elde ettikleri olmalıdır. Biz, bu çerçevede konuyu değerlendirip bugüne kadar yaptığımız tüm çalışmalarda Roman vatandaşlarımız konusunda soruna, sorunlara bu şekliyle baktık ve Başbakanımızın da bu yaklaşımı çerçevesinde de birçok düzenlemeye imza attık.
Peki, neler yaptık? Öncelikle bir çalıştay, Roman Çalıştayı düzenledik. Onlarla birlikte aynı masaya oturarak sorunlarını beraber konuştuk ve araştırmacıları dinleyip çözüm önerilerini masaya yatırdık ve bir rapor yayınlandı bu doğrultuda. Yayınlanan raporda, çalıştayda var olan sorunların konu başlıklarının ise bir ikisine değinmek istiyorum yine; eğitim, işsizlik -mesleki eğitim anlamında- barınma, ayrımcılık ve nüfus cüzdanı, yani kimliksizlik gibi. Toplumsal ön yargıysa bu başlıkların en başındaydı. Bu, tespitlerdi. Peki, devamında neler gerçekleştirdik?
Değerli milletvekilleri, yasalarımızdan Roman kardeşlerimizi incitecek kavramların hemen hemen her biri çıkartıldı. Çingene ve Kıpti gibi kelimeler vardı önceden günümüze kadar gelen. Roman kardeşlerimiz dediler ki: "Bu kavramlar bizi rahatsız ediyor." Ve biz de Türk hukuk mevzuatından bu kelimeleri çıkartma yönünde çalışmalarımızı tamamladık.
Elbette bu yeterli değil. Neden yeterli değil? Çünkü esas dönüşümün, esas değişimin zihinlerde olması lazım, esas değişimin o toplumsal ön yargılarda olması lazım. Dolayısıyla, o yüzden de bu yöndeki hassasiyetimizin devam edeceğinin, çalışmalarımızın bu toplumsal ön yargının da önüne geçecek şekle geleceğinin de altını çizmek istiyorum.
Diğer bir konu başlığı yine o çalıştaydan çıkan "istihdam"dı. Bu çok önemli. Neden? Çünkü, iş sorununu çözdüğünüzde, istihdamı çözdüğünüzde bireyin mutluluğu, dolayısıyla ailenin mutluluğu, elbette topluma yansıması gerçekleşecekti.
Değerli milletvekilleri, bu konuda da atılan ciddi adımlar var ama en son İŞKUR'un yaptığı düzenlemeyi ve uygulamayı özellikle belirtmek istiyorum çünkü yaklaşık 1.500 Roman kardeşimizin iş sahibi olduğu, bine yakın ve aşkınının mesleki eğitim kazandığı bir sistemdi bu. Peki, nedir? Hemen birkaç başlıkla ifade edeyim. İŞKUR Genel Müdürlüğünce işsizlikle mücadelede dezavantajlı gruplar kapsamına alınan Roman vatandaşlara toplum yararına çalışma programlarından yararlanmada öncelik hakkı tanındı. Ne kazandırdı bu? Proje kapsamında geçen yıl -lütfen dikkat ediniz- 1.500 Roman vatandaşımız istihdam edilebildi. Roman vatandaşlar, işsizlikle mücadelede, tıpkı engelliler gibi, engelli kardeşlerimiz gibi dezavantajlı gruplar arasına alındı ve İŞKUR, hiçbir Roman vatandaşımızı istihdam konusunda geri çevirmedi, hatta öncelik verdi. Kurasız, direkt iş talepleri yerine geldi. Diğer işçiler kurayla belirlenirken Roman kardeşlerimiz kurayla girmedi ve öncelik hakkını kullanabildi. Peki, hangi sektörler vardı bunlar içerisinde? Ağaçlandırma, fidan üretimi, çevre temizliği, park-bahçe düzenlemeleri gibi, dokuz ay boyunca belediyelerimizde hizmetlerde çalıştırılabildiler. Ayrıca, Roman vatandaşlarımızın sigorta primi de İŞKUR tarafından ödendi. Bunun altını dikkatle, özenle çiziyorum. Evet, bu iş imkânı sağlandı, evet, İŞKUR'da kurasız ve yine öncelik hakkı tanıyarak iş sağlandı ve bunun primini de, yine belediyelerde çalışan kardeşlerimizin işçi primlerini de kim ödedi? İŞKUR ödedi.
Proje kapsamında Roman vatandaşların çalışma süreleri de uzatıldı çünkü altı ay ve sekiz aylık dilimlerdi. Yeterli mi? Hayır. Hemen bu proje kapsamında süre dokuz ay olarak uzatıldı ve bir nebze de olsa onların istihdam anlamında bu çalışmalar kapsamına alınması sağlandı. İsteyen Roman vatandaşlarımızın bir sonraki yılda, yeterli yeni müracaat olmadığında da bir sonraki yıl içinde çalışması sağlanabildi, onlara yönelik bu öncelik hakkı yerine getirildi.
Bu arada yine istihdam kaleminde başka bir başlığa dikkat etmek istiyorum, bir alt başlık, bu da eğitimle ilgili. Yani onların istihdam edilebilmesi için mesleki eğitim alabilmeleri çok değerliydi. İşte, yine İŞKUR kapsamında Roman vatandaşlarımıza özgü başlatılan bu eğitimden, mesleki eğitimden bugüne kadar ne kadar kişi yararlanmış? Bini aşkın Roman kardeşimizin bu İŞKUR düzenlemesinden, mesleki eğitimden faydalandığını görebiliyoruz.
Peki, ne tür kurslar verildi? Hemen başlıklara dikkat edelim: Ev aletleri tamirciliğinden, oda temizlik elemanından bilgisayar işletmeciliğine, temizlik görevleri başta olmak üzere, özellikle hizmet sektörünü kapsayan çalışmalar yapıldı.
Sonuç itibarıyla Roman açılımı meyvesini vermeye başladı ve İŞKUR yani Türkiye İş Kurumu, iş başvurusunda bulunan Roman vatandaşlarımızı kurasız ve öncelikli olarak istihdam etmeye yine bu dönemde başladı. Öyle ki istihdam edilenler arasında hayatında ilk kez sigortalı olan kardeşlerimiz vardı. Bu çok önemli bir şey; hem istihdama katılmış hem Türkiye'de bu iş gücünden faydalanma açısından yapının içerisinde yer almış oldu.
Türkiye olarak kültürel farklılıklarımız, büyük zenginlik ve güç kaynaklarımızdır. Ülkemizde yaşayan bütün kültürler, güzellikler, farklılıklar Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücüdür, kuvvetidir, kudretidir ve Romanlarımız da bu kudret içerisinde, güç içerisinde yerini almaktadır.
Değerli milletvekilleri, istihdama, eğitime, mesleki önceliklere ve mesleki eğitime değindik, istihdamın da altını çizdik. Bir de barınma ihtiyaçları var, bu da çok önemli. O 99 yılındaki çalıştaydaki önemli başlıklardan biri de yine Roman kardeşlerimizin barınma ihtiyaçlarına yönelikti. Peki, o konuda neler yapıldı, çok kısa ve özet olarak aktarayım. Romanların barınma ihtiyacının giderilmesine yönelik başlattığımız çalışmalarda, Başbakanımızın talimatıyla, onun öngörüsüyle başlattığımız çalışmalarda, öncelikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızla, Roman vatandaşlarımızın yaşadığı sorun alanlarının tamamı -sadece barınma değil, tüm sorun alanları- kapsamı içerisinde ilgili kurumların temsilci ve katılımlarıyla neler yaptık: Çalışma grupları oluşturduk. Romanların konut sorunlarının çözümüyle ilgili TOKİ tarafından önemli adımlar atıldı ve 25 bini -lütfen sayıya dikkat ediniz- aşkın konutun yapılması hedeflenmektedir. Startı verilmiş olanlar var, yapım aşamasında ve proje aşamasında olanlar var ama tamamlandığında Roman kardeşlerimizin barınma ihtiyacı da ciddi ölçüde karşılanmış olacak ve sağlıklı konutlarda yaşayabilmeleri için önemli adım atılmış olacak.
Dolayısıyla, sözün özü şu: Roman kardeşlerimize yönelik, vatandaşlarımız için istihdam, eğitim, konut, barınma, mesleki eğitim gibi hemen hemen her başlıkta birçok çözüm önerisine yönelik çalışmalarımız yapıldı ama yapılmaya da devam edecek, çünkü bu toplumsal dönüşümle, zihniyet dönüşümüyle de alakalı bir çalışma.
Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyet Halk Partisi önerisi aleyhine görüş bildirdiğimi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)