GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:87
Tarih:28.05.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; Adalet Bakanlığı sitesine girin, orada "Hükümlü Hakları" diye bir başlık göreceksiniz. İlgili kanunun 71'inci maddesi de şöyle söylüyor: "Hükümlü, beden ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarının tanısı için muayene ve tedavi olanaklarından, tıbbî araçlardan yararlanma hakkına sahiptir. Bunun için hükümlü öncelikle kurum revirinde, mümkün olmaması hâlinde Devlet veya üniversite hastanelerinin mahkûm koğuşlarında tedavi ettirilir." diye hükmediyor. Pek çok organı iflas etme noktasına gelmiş, 80 küsur yaşında, üstelik devletin en yetkili kademelerinde ömür tüketmiş insanlar da dâhil olmak üzere insanlık dışı muameleler yaşanıyor; duyuyoruz, işitiyoruz, görüyoruz. Neden böyle oluyor, biliyor musunuz? Aslında nedeni çok basit; herkes, karar mercisinde bulunan herkes tek adama bakıyor. Acaba bu hükümlü hakkında bir karar versek tek adam ne der, buna müspet mi bakar, şuna menfi mi bakar? İşte, böyle bir yönetim ve sistem yüzünden bu hukuksuzluklar yaşanmaya devam ediyor.

Muhterem milletvekilleri, yanı başımızda acımasız bir katliama, yürek dayanmaz bir soykırıma, insanlık tarihinin en büyük mezalimlerinden birine tüm dünya seyirci oluyor. Gazze'nin Refah bölgesinde Birleşmiş Milletler çadırlarına sığınan binlerce Filistinlinin üzerine bombalar yağdı; yüzlerce günahsız insan, sabi sübyan, çoluk çocuk öldürüldü. İsrail'in katil Başbakanı Netanyahu çıktı ve resmen dalga geçerek bu alçakça saldırının trajik aksilik olduğunu söyledi. Ey kafasını kuma gömmüş dünya! İsrail'in çadırlara sığınan Filistinlilerin kampına yaptığı saldırı utanmaz Netanyahu'nun pişkince yaptığı trajik aksilik falan değil, tam bir cellat acımasızlığıyla işlediği dramatik bir savaş suçudur. Bu katliamlara sessiz kalan Birleşmiş Milletlerin de ABD ve İsrail'in emir eri olduğu artık tüm dünya adına utanılması gereken tartışmasız bir gerçektir. Peki, Türkiye olarak biz ne yaptık?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Türkoğlu, lütfen tamamlayın.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Tamamlayacağım efendim.

Dünya liderimizin yine anlı şanlı bir "tweet"iyle tatmin edildik. Ne yapıyorsun, sorarsan dünya liderisin, ne yaptın? "Tweet" attım. Kime havale ettin? Allah'a havale ettim. Haşa, Allah bu arkadaşların emir eri. Her işi Allah'a havale edecekseniz bu makamları niye işgal ediyorsunuz? Hâlbuki bas bas bağırıyoruz -altı ay önce- İnsan Hakları Komisyonunda bir heyet yapalım, gidelim diye "Kimse gidemiyorsa ben gitmeye talibim." diye yazılı dilekçe verdik. Yüce devletimiz "Can güvenliğinizi sağlayamayacağız." diye göndermiyor. "Tweet" atmanın dışında daha radikal kararlar alın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - İsrail pasaportunun Türkiye'ye girişini yasaklayın mesela. Artık insanlar temenni, dua ve kınama duymak istemiyor, onu zaten sokaktaki vatandaş yapıyor; sen ne yapacaksın, iktidar ne yapacak, karar mekanizmasında olanlar ne yapacak?

Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)