Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 86 |
Tarih: | 23.05.2024 |
CHP GRUBU ADINA OKAN KONURALP (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin Kobani davasıyla ilgili kurumsal tavrı son derece nettir. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'in de ifade ettiği üzere, son grup toplantısında da vurguladığı üzere, bizim için bu dava hukuki değil siyasi bir davadır. Verilen cezaların neredeyse tamamının bir sosyal medya paylaşımına ve bazı miting konuşmalarına dayandırılması, bir şiddet eğiliminden ya da şiddeti teşvikten ceza verilmemesi, bu davanın siyasi bir dava olduğunun kanıtlarından biri niteliğindedir; örneğin, Selahattin Demirtaş özelinde mahkeme kararına baktığımızda, kendisine verilen toplamda kırk iki yıllık cezaya gerekçe olarak gösterilen konuşmalarının neredeyse tamamı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiştir yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması hâlinde beraat etmesi gereken Demirtaş ve arkadaşları hakkında cezalandırılma yoluna gidilmiştir. Ezcümle, dava, mevcut siyasi iktidarın daha önceden kararı ilan ettiği, mahkeme heyetinin de bu ilana uygun olarak görevini yerine getirdiği bir şekilde sonuçlanmıştır. Ancak herkesin hakkını ve hukukunu gözeten, kimseye lehte ve aleyhte bir ayrıcalık tanımayan, siyasetin gölgesinden uzak, adil bir hukuk düzeni kurulduğunda -ve mutlaka kurulacaktır- Demirtaş ve arkadaşlarının beraat edeceğinden kuşkum yoktur. Bu çerçevede, anımsatmak isterim ki Selahattin Demirtaş son savunmasında "Demokrasiyi ve barışı savunan herkesin dostuyum." demişti, ben de Demirtaş'ın demokrasiyi ve barışı savunduğuna şahit olduğumu vurgulamak isterim; kendisinden razıyım, dostluğu dostluğumdur. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, cumartesi günü itibarıyla evlatlarını arayan anneler -dile kolay- 1000'inci kez Galatasaray Meydanı'nda buluşacak. Ancak kabul etmemiz gereken acı bir gerçek var: Cumartesi Anneleri, cumartesi insanları evlatlarına sağ salim kavuşma, hiç olmazsa bir mezar taşının yanı başında ağıt yakabilme umudunu neredeyse kaybetmiş durumda. Hâl böyleyken anneleri, babaları, kardeşleri ve yeğenleriyle birlikte her cumartesi günü Galatasaray Meydan'ında buluşturan bir gerekçe var, anneliğe dair bir gerekçe bu. Gerekçeyi bir soru olarak ifade ediyorum: Hangi anne evladını aramaktan vazgeçer? Ve Ahmet Kaya'nın "Beni bul anne" dizelerinden mülhem anneleri tarafından bulunmak istemeyen bir evlat olur mu? Bir konuşmamda da ifade ettiğim gibi "Ölüler de bulunmak ister." Bu çocuklar, yüzlerce evlat, ölümün ve unutulmanın bağrından kopartılıp annelerine kavuşmayı bekliyor. Bu çocukları bulmalıyız, bu çocukları bulmak ve bu çocukların kaybından her kim sorumluysa kimseyi ayırt etmeksizin herkesten hesap sormak bizim siyaset kurumunun görevleri arasındadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
OKAN KONURALP (Devamla) - Gelin, Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri, barış anneleri, evlatlarını arayan kim varsa, önlerindeki engelleri el birliğiyle kaldıralım, evlatlarının kaybından her kim sorumluysa hukuk önünde hesaplaşalım.
Teşekkür ederim. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)