GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KIRIKKALE MİLLETVEKİLİ RAMAZAN CAN VE 20 MİLLETVEKİLİNİN, TOPLUMSAL BARIŞI BOZAN OLAYLARI ARAŞTIRMAK VE ÇÖZÜM YOLLARI BULMAK AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ, ADALET VE KALKINMA PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLLERİ KAHRAMANMARAŞ MİLLETVEKİLİ MAHİR ÜNAL, GİRESUN MİLLETVEKİLİ NURETTİN CANİKLİ, KAYSERİ MİLLETVEKİLİ MUSTAFA ELİTAŞ, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ AYŞENUR BAHÇEKAPILI, ADIYAMAN MİLLETVEKİLİ AHMET AYDIN VE 187 MİLLETVEKİLİNİN, TERÖR SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK SÜRECİN BÜTÜN BOYUTLARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ VE BDP GRUBU ADINA GRUP BAŞKANVEKİLİ BİNGÖL MİLLETVEKİLİ İDRİS BALUKEN'İN, KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜLMESİ, DEMOKRATİKLEŞMENİN GELİŞTİRİLMESİ, TOPLUMSAL BARIŞIN TESİSİ VE ÖZGÜRLÜKLERİN GENİŞLETİLMESİ AMACIYLA MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİNİN ÖN GÖRÜŞMESİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:89
Tarih:09.04.2013

DEMİR ÇELİK (Muş) - Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri; öncelikle bu tarihî anı yaşadığımız bu anın saygınlığı çerçevesinde hepinizi saygı ve sevgiyle selamladığımı ifade etmek istiyorum.

Yaşadığımız bizatihi tarihin kendisidir. Tarihin binlerce yıllık birikiminin özgürlüğe, adalete, eşitliğe aktığı ana tanıklık etmektir, şahitlik etmektir, el vermektir, omuz vermektir. Bunu bize yaşattığınız ve bu birlikteliği sağladığınız için, emeği geçen, katkısı olan tüm şahsiyetleri, kişilikleri şahsım ve partim adına saygıyla bir kez daha selamladığımı ifade etmek isterim.

Binlerce yıldır bu topraklarda, Mezopotamya, Anadolu'nun kadim coğrafyasında, kadim medeniyetlerin yaşam bulduğu bu alanlarda tarihin binlerce yıllık birikimlerinin sökülüp atılamayacağı gerçeğiyle bizi yüzleştirdikleri için vicdanen borçlu olduğumuz bu ana tanıklık etme fırsatını verenleri saygıyla andığımı ifade etmek istiyorum.

Evet, dünya değişiyor, değişen dünyanın yeni dinamiklerini, açığa çıkardıkları yeni zihnî algıyı doğru okumak, bilince çıkarmak, ona dair görev ve sorumlulukları yerine getirmek bizatihi halkın meclisi olan, özgürlüklerin, adaletin ve eşitliğin tecellisi, mekânı olan bu Meclisin görevi olmalıydı ama bugüne kadar bu Meclis savaşa karar verdi, bu Meclis sınır ötesi operasyonlarla ölme -öldürme kararının altına imza attı. İlk kez yaşama ve yaşatma üzerine, ilk kez barış ve özgürlük adına bir kararlaşmanın arifesindeyken, çözümsüzlükte ısrar edenlerin kaçışına da tanıklık eden bir sahneyle karşı karşıyayız. (BDP sıralarından alkışlar) Varsın, çözümsüzlük ısrarında bulunanlar bu kaçışa devam etsinler ama söz konusu olan insanın adalet, eşitlik ve özgürlük özlemini gerçek kılmaksa biz "Görevimize" devam. diyoruz. Bu yönüyle de ulus üniter devletlerin yüz yıllardır insanlığa reva gördüğü tekçi, katı merkeziyetçi devletlerin artık topluma gerçek manada özgürlük getirmediği gerçeği gün gibi açıktır, aşikârdır. Bu gerçeği görmemek kör göze işaret etmektir. Değişen dünyanın açığa çıkardığı bu dinamik dünyayı değiştirdiği gibi Orta Doğu'yu, Orta Doğu'yla birlikte Türkiye'yi ve Türkiyeli biz halkları değiştiriyor. Değişime direnmek tarihe direnmektir, değişime direnmek tarihi gerisine evirmeye çalışmaktır, bu da mümkün değil. Tarih kendi doğası gereği, kendi iç işleyişi gereği hep ileriye, hep doğruya, hep güzele, hep iyiye doğru akmak durumundadır. Önüne set çekmek, barikat kurmak tarihin tüm zalimlerinin arzusu olmuşsa da bunlar aşılmıştır, mazlum ve mağdur olanın, haklı ve meşru talep sahibi olanın da mücadelesi sayesinde aşılmıştır. Bugün de olup biten budur.

Bu yönüyle ulus üniter devletlerin devletle, ulus üniter devletlerin kimlikle, ulus üniter devletlerin kültürle olan çatışması ve çelişkisi yerine, tarihin binlerce yıllık birikimi olan bu değerlerle çok kimlikli, çok kültürlü toplum paradigması çerçevesinde yeniden hayat bulan, tüm farklılıkların barış içerisinde bir arada yaşadıkları toplum zihniyetiyle yeni bir yol, yeni bir aşama, yeni bir tarihî anı yaşıyoruz. Bu tarihî an, Mezopotamya, Anadolu halklarının demokratik ortak vatanda, demokratik ulus paradigması ve zihniyetiyle soruna yaklaşmak, çözüm ısrarında bulunmaktan geçiyor. Yakın zamana kadar ulus milliyetçiliğine, tek tipçi, katı merkeziyetçi devlet zihniyetine dayanarak ötekileştirilip soykırıma, asimilasyona, inkâra ve imhaya tabi tutulan kimlikler ortadan kaldırılmadı. Toplum gerçekliği olarak bugün meşru ve demokratik talepleriyle "Biz varız." diyorsa, bu Meclise düşen, varlığını bir kez daha bize kanıtlayan, gösteren bu kimliklere, kültürlere ve inançlara, özgürce yaşayabilecekleri fırsatları, olanakları sağlamaktır. Meclis bunun için vardır. Düne kadar bu görevini ve misyonunu yüklenemeyen Meclis, hepimizin öz eleştirel konuda yaklaşacağımız bir nitelik arz ediyorsa da, bugün ilk kez özgürlüğe ve barışa var olan bağlılığı ve vurgusuyla da arkasında durmamız gereken bir halk iradesi olarak bizim her şekliyle katkı vermemiz, güç vermemiz gereken bir durumdur da.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sorunu sadece ve tek başına terör olarak algılamaya başladığımızda bu sorunun ruhuna, bu sorunun bugünkü parametrelerinin tersine bir noktayla bizi karşı karşıya bıraktırmış oluruz ki, yeni bir can, yeni bir mal, yeni bir tarih kaybıyla bizi karşı karşıya bıraktırır. Söz konusu olan, bir halkın doğuştan hak kazandığı hakların yasal, anayasal güvenceye tabi tutulmasıdır. Bu yönüyle de Kürt sorunudur, Kürt sorunu olmaktan dolayı da siyasal, sosyal, kültürel parametreleriyle bu Meclisin yüce iradesinin çözüme kavuşturacakları kadar değerli, nitelikli bir sorundur. Bu sorundan varsın milliyetçi duygularıyla, ulusalcı bilinçleriyle kaçanlar kaçsın ama sorun bizim için ertelenemez, bizim için ötelenemez ve bizim için artık olmazsa olmaz noktasında çözümden başka seçeneğimizin olmadığı gerçeğiyle yüzleştirmişse, ona tarihin bize verdiği bu anın fırsatına denk düşen bir ruhla yaklaşıp çözüme kavuşturmak gibi bir görevimiz söz konusudur.

Bu yönüyle, hakikatleri araştırma görevi adına Barış ve Demokrasi Partisi ve AKP olarak bugün bu komisyonun oluşmasındaki paydaşlığımız, katkımız elbette ki takdire değerdir ama tek başına yetmeyeceği gerçeğiyle tarafımızdan büyütülmeye, çoğaltılmaya, topluma hak ettiği haklarının sağlanması realitesine öncülük eden bir işlevi ve görevi de olmalıdır. Komisyon sadece ve tek başına yapılması gerekenleri yapmakla yetinen bürokratik bir tarz ve üslupla hareket etmemelidir. Komisyonun, devletin de örgütün de, taraflar her kimin yanlışı, hatası varsa onunla hakikatlerle yüzleşme çerçevesinde yüzleşme fırsatını sağlayan, öncülük yapan, denetleyen, inceleyen, gerektiğinde de Meclis araştırmaları ve soruşturması çerçevesinde Meclisin meşru zeminlerine taşıyan bir rolü, işlevi olmalıdır ki bu tarihî anın dinamiği olmalı, bu tarihî anın motoru olmalıdır, bu tarihî anın?Hepimizin yüreğini acıtan, hepimizin yüreğinin acımasında söz ve bizatihi sebep olan bu anı bitirebilelim.

O yönüyle, barış adına koyduğumuz, özgürlük adına koyduğumuz bu irade, bir kez daha önünde saygıyla eğilebileceğimiz bir nitelikte el ele, yürek yüreğe çocuğumuza, en değerli varlığımıza gösterdiğimiz sevgi düzeyinde, sevgiyle kucaklayan ve bizim olan, halkın olan, toplumun olan öz malı, öz gücüyle yaklaşarak hassasiyetle üstüne titrememiz gereken ve bir başkasının insafına, icazetine, kötü niyetlinin insafına terk edilemeyecek değerde olduğunu bilerek hareket etmeli. O yönüyle de bizim görevimiz bundan sonra çok daha büyüktür.

Büyük olan görevi yerine getirme ve başarma umuduyla, ben, yüreklerimizi, ellerimizi ve barış gönüllerimizi birleştirmenin, ortaklaştırmanın çağrısıyla hepinizi bir kez daha saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Yolumuz barış dolu olsun, özgürlük dolu olsun diyorum. İyi akşamlar dileklerimle saygılar sunuyorum. (BDP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.