GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:85
Tarih:22.05.2024

İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi şahsım ve DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.

Bugün sizlere, üzerinden on beş ay geçen, 50 bin küsur insanın öldüğü, Kahramanmaraş'ta 12.700 kişinin öldüğü, binlerce binanın yıkıldığı deprem gerçeğinden bahsedeceğim. Bugün, ilk günden beri bölgede yaşanan koordinasyon eksikliğinden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yerel kurumlarla, yerel dinamiklerle, STK'lerle iş birliğinden uzak politika üretmesinden, uygulama yapmasından ve uzun vadede, kısa vadede oluşacak sorunlardan bahsedeceğim. Rezerv alan bunlardan biri. Halkımızın yaptığı tespitlerde, Bakanlığın yanlı ve haksız olduğu şikâyetlerini sık sık rezerv alan ilanlarında duyuyoruz. Uygunsuz alan ilanı, orta hasarlı binaların durumu, belirsizlik devam ediyor. 12.700 kişi öldü Kahramanmaraş'ta. Hepimizin bildiği üzere, afet ve salgın durumlarında bölge halkı işsizlikle karşı karşıya kalmasın diye bir çözüm olarak Toplum Yararına Program uygulaması İŞKUR tarafından yapılmaktaydı. "Asrın depremi" dendi, "bin yılın depremi" dendi; bu bölgedeki depremde Kahramanmaraş'ta 12.700 kişi öldü, 10 bin kişi TYP'yle işe alındı. Bugün depremin üzerinden on üç ay geçti; depremin sosyal, ekonomik, politik ve psikolojik etkisi bitti; TYP'lilerden 2 bin kişi çıkarıldı, 8 bin kişi de bir ay içinde işinden alınacak.

Bu bölgeye arada bir gelin, görün, bakın, neler yapılıyor. Zannediyor musunuz o açılışlardaki 10 bin bina Maraş'ta yapıldı, 10 bin Antep'te yapıldı. Maraş'ta şubat ayında açılan 10 bin binanın hiçbirine daha kimse oturamadı; Akyar bölgesine de Önsen bölgesine de kimse oturamadı. Milleti kandırmakla meşgulsünüz. Buradan yetkililere sesleniyorum: Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya'da depremin etkisi en az beş yıl sürecek, en az beş yıl sürecek. Yapacağınız uygulamaları bu süreleri dikkate alarak yapmanız bölge halkının menfaatine diye düşünüyorum.

Ha, iyi şeyler oluyor mu? Oluyor tabii; yirmi yıldır iktidarın belediyesi vardı Göksun ilçesinde, Yeniden Refah Partisi aldı ama dün duydum ki doğal gaz yatırımı devam ediyor. Çok güzel, belediye muhalefete geçmesine rağmen yatırımların devam etmesi gerçekten güzel davranış. İktidarın, Maraş Dulkadiroğlu'nda, Türkoğlu'nda, Elbistan'da, Pazarcık'ta, Çağlayancerit'te ve Ekinözü'nde de -kaybettiği belediyeleri saydım- inşallah aynı şekilde, tarafsız bir şekilde yaklaşacağını ümit ediyoruz.

Bunun dışında, doktor olmam sebebiyle Sağlık Bakanlığıyla ilgili birkaç kelime edeyim. Maraş'ta, yine, ilaç yazmadı diye bir aile hekimi bıçaklı saldırıya uğradı. Ne adli ne güvenlik herhangi bir soruşturma açılmadı; bunu belirtmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, 17 Martta hekimleri ilgilendiren önemli bir TUS sınavı yapıldı; 17 Nisanda açıklandı. Hekimler heyecanla tercih yapmayı beklerken altı gün önce Sağlık Bakanlığı "Ben şartları değiştiriyorum, katsayıyı 0,2'den 0,5'e çıkarıyorum." dedi. Maç başlamış, şartları değiştirdi ve yönetmelik yayımladı; buyurun, elimizde. Bu yönetmeliğin geri çekilmesi lazım, bu hukuksuz bir yönetmelik. Sağlık Bakanlığı, hekimler üzerine baskıyla politika belirleme huyundan bir türlü vazgeçmiyor. Ben bunu depremde yaşadım. Depremden bir ay sonra Sağlık Bakan Yardımcısı Maraş'taydı. Randevu istedim; tabii, randevu almak zor muhalefet için, araya bir AK PARTİ'li doktor arkadaşımı soktum ve nihayet aldım randevuyu. Bölgede, Kahramanmaraş'ta 2 tane özel hastane, 2 devlet hastanesi yıkıldı; sağlık sorunları had safhada. Depremden bir ay sonra "Sayın Bakan, burada 50 tane muayenehane var, ayakta; bunlar SGK sistemine bağlı, Sağlık Bakanlığına bağlı. Lütfen, buraları açın, insanlara poliklinik yapılsın." dedim. Öyle bir özel hastane tekeli var ki Bakanlıkta, afet anında bile bunu yapmadılar. O anda günde 2.500-3.000 kişi tedavi olabilirdi; öyle bir özel hastane tekeli hâlâ devam ediyor. Sağlık Bakanlığı bunlara "sağlık kurumu" diyor ama özel hastanelerde, özel muayenehanelerde reçeteyi resmîleştirmiyor, rapor çıkaramıyorsunuz; böyle bir durum devam ediyor.

Üç yıl boyunca fizik tedavi muayenehanesi işlettim, düşünebiliyor musunuz, muayenehanede fizik tedavi aletiyle hasta tedavi etmem yasak benim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

İRFAN KARATUTLU (Devamla) - Eğer siz bir özel hastanede fizik tedavi doktoruysanız aletlerle fizik tedavi yapabiliyorsunuz, muayenehanede bunu size yaptırmıyor. Tek amaçları özel hastanenin hasta sayılarını korumak. Ona sorarsanız tabii bu işi planlama için yapıyor ama yaklaşık yirmi yıldır ne Maraş'ta ne Türkiye'nin hiçbir yerinde muayenehanede fizik tedavi aletiyle tedavi yapma iznini Sağlık Bakanlığı özel hastaneleri koruma adına vermiyor. Ama etrafımızda özel, merdiven altı, ruhsatsız -sağlık personeli tarafından ya da değil- işletilen binlerce şifa merkezi görüyoruz. Bu hafta sonu Kahramanmaraş'ta, yolda bunu elime tutuşturdular; burada nasıl ruhsatsız yerlere izin verildiğini göreceksiniz. O kadar da cesur ki ismini ve telefonunu da veriyor. Sen, hekimlerin serbest çalışmalarına karşı direnç göster ama bunun yanında özverili hekimlere karşı yasaları her zaman baskı aracı olarak kullan, onları ötele, örsele, ondan sonra de ki: "Ben sağlık sisteminde..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İRFAN KARATUTLU (Devamla) - Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.