Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 84 |
Tarih: | 21.05.2024 |
SÜMEYYE BOZ (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle ekranları başında bizi izleyen değerli halklarımızı ve cezaevlerinde bulunan, direnen yoldaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Şöyle ki: Bugün sanki her şey çok yolundaymış gibi, sanki her şey olağan seyrindeymiş gibi gelip burada madde üzerinde konuşmak istemedim. Bu yüzden, kendi gündemimle, Kürt halkının gündemiyle, sol sosyalistlerin gündemiyle geldim. Gündem, Kobani kumpas davası ve orada yargılanan arkadaşlarımız. Bu dava, Kürt halkının ve Kürt halkına karşı yürütülen sistematik yok etme politikasının bir ürünüdür. Verilen cezalar, Kürt halkı ve Türkiye'nin tüm demokratik kesimleri için tamamen bir utanç belgesi ve zulüm belgesinden başka hiçbir şey değildir. İktidar, en temel hakları bile yargı sopasıyla ezmekte ancak unutulmamalıdır ki gün gelecek adaletin tecellisi herkes tarafından adil yargılanmayla talep edilecektir; bugünün iktidarı da dâhil.
Değerli arkadaşlar, konuşmama devam ederken, bugün yargılanan, adil yargılama süreçlerinin hiçbir şekilde işletilmediği yoldaşlarımızdan biri olan Zeynep Ölbeci'nin savunmalarından birkaç pasaja yer vereceğim. Şöyle diyor Sayın Zeynep Ölbeci: "1990'lı yıllar Kürt halkı için ateşte sınanma yıllarıydı. Bu süreçte hizbulkontraların katliamları ve faili meçhul cinayetlerle karşı karşıya kalındı ancak biz bunların faillerinin belli olduğunu biliyoruz. Türkiye sistemi bunları açığa çıkarmak istemedi. Nasıl ki Kobani sürecinde vahşi bir biçimde insanlar katledildi, o dönemde de insanlar katledildi bununla halkın gözünü korkutmak istediler." Kurulan bağlantının ne kadar anlamlı olduğunu eminim fark etmişsinizdir çünkü biz de bu olaya tamamen böyle bakıyoruz; çok önemli ve çok benzer dönemler. Ve şöyle devam ediyor: "Kadınların yaşamı DAİŞ vahşetiyle cehenneme döndü. Hangi kanun bu zebanilerin katliamına karşı durmanın suç olduğunu söyleyebilir? Kürt kadınlara yapmış olduğu vahşeti protesto etmek nasıl suç sayılabilir? Kobani düşseydi bu dava açılmayacaktı. Bu dava DAİŞ başarılı olmadığı için açılmıştır, DAİŞ'in başarısızlığının intikamı bizden alınıyor." Tek kelimesinde yanlış, tek yerinde hata yok, tamamen baştan sona olanlar budur. Kürtler ne zaman demokrasi için bir araya gelirlerse, bir güç hâline gelirlerse sistemin baskılarıyla karşı karşıya kaldılar. Siyaset alanları kapatıldı, Cumhuriyet tarihinde de bu böyle oldu. HEP, 1990'da Kürt sorunu yasal ve demokratik bir şekilde çözülsün diye açılmıştı. Ancak bu parti süreci çok uzun sürmedi, siyaseti de terörize ettiler ve HEP'i ortadan kaldırmak istediler. Nitekim "Kapatıldı." diyerek aslında o dönemlerde Mehmet Sincar ve Vedat Aydın gibi, katledilen siyasilerin olaylarını hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: "Bu katliamlarla Kürt siyasi örgütlenmelerin önünü kesmek istediler. Binlerce Kürdün kanına girenlere o dönemde Hizbullah, bugün de DAİŞ deniliyor. Devlet bu derin odakları devreye soktu. Mart 1994'te DEP milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı ve Orhan Doğan ile Hatip Dicle Mecliste gözaltına alındı. Onlarca parlamenter ve siyasi zindanlara atıldı." Şimdi baktığımızda bu bağlamda HDP'nin kapatma davasıyla devlet aklının o günden bugüne nasıl tekerrür ettiğini, nasıl kendini var etmeye çalıştığını, parti kapatma meselesini nasıl olağanlaştırmaya çalıştıklarını bize gösteriyor yani hikâye benzer ilerliyor.
"Kobane direnişi, azınlık halklar ve kadınlar için yeniden birlikte yaşam umuduna döndü. Şengal ve Kobane direnişleri AKP-MHP iktidarının planlarını boşa düşürdü, bu yüzden yargılanıyoruz, iktidarın kızgınlığı o yüzden o günden beri çok büyük; yüz yıldır yok saydığı bu halk nasıl olur da varlığını savunabilir, nasıl olur da böylesine bir başarı elde edebilir? Kobane direnişi insanlık tarihinde onurlu bir sayfada yerini aldı, bu sayfada küçük bir yerim varsa benim için onurdur." diyor Zeynep Ölbeci. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Biz de tabii ki Zeynep Ölbeci'nin bu sözlerinden sonra "Kobane bizim onurumuzdur, bunu savunmaya devam edeceğiz." diyeceğiz.
Ayrıca, Zeynep Ölbeci bugün avukatları aracılığıyla bütün topluma, bütün halklara bir mesaj gönderdi, o mesajı da aktarmak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - Verilen bu cezalardan, hukuksuz tutuklamalardan ve siyasi tavırlardan sonra gönderdiği mesaj şu: "Rehin olarak tutuluyorum. Kürt halkının demokratik talepleri hapsedilmiştir, hayatlarımız gasbedilmektedir. Bu dosya bir siyasi mühendislik eseridir, hukuki bir temeli ve dayanağı yoktur; örgütlü, sistemli bir kötülük hâlidir. Dayanışma bizi bu süreçte ayakta tutacak en önemli ve yegâne şeydir. Muhalefetin ve tüm ezilenlerin gözünü açması gerekiyor. Demokratik tepkilerde geç kalınmış olsa da son dönemlerde muhalefet kanadının tepkileri ve dayanışması olumludur." Aslında tıpkı Zeynep'in söylediği gibi, muhalefetin bu karara karşı nasıl bir duruş sergileyeceği ülkenin demokratik geleceğini belirleyecektir. Bu yalan iddialarla onursuzlaştırmak ve karalamak isteyenlere karşı biz de diyoruz ki: Kobane onurumuzdur, demokratik siyaset yargılanamaz. İmralı'dan Kobane'ye adalet ve özgürlük mücadelesi devam edecek. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)