GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:82
Tarih:15.05.2024

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Seçim bölgem olan Urfa'dan ayağımın tozuyla geldim ve hilelerle seçimi almaya çalışan AKP yeni bir hileyi de Hilvan'da yapmaya çalışıyor. Ne yapıyorlar? İŞKUR bir açıklama yaptı, dedi ki: "Bu ay İŞKUR üzerinden 500 işçiyi kadroya alacağız." ve ne hikmetse Urfa'nın 13 tane ilçesi olmasına rağmen bu kadroyu sadece ve sadece Hilvan için yaptıklarını söylediler, sadece Hilvan'a özgü açtıklarını söylediler. Bununla da kalmadılar, bu alımı sadece ve sadece -seçim 2 Haziranda yenilenecek- "Mayıs ayında alacağız." diyorlar. Bununla da yetinmiyorlar, zaten çaldılar çırptılar, şimdi de diyorlar ki: "Biz bu 500 işçi üzerinden ne yapabiliriz? Seçimi oradan bir hileyle yaptık zaten, her bir aileden bir kişi alırız, seçimi de belki buradan kazanırız." Yahu, daha bugün Erdoğan bir açıklama yaptı, dedi ki Sayın Erdoğan: "Belediyelerde eş dost alımları bu halkın vicdanına artık tesir etmiş durumda ve biz de bunun farkındayız ve takipçisi olacağız." Bugün bunu söyleyen Sayın Erdoğan'ın partisi AKP Hilvan'da 500 işçi alımıyla oradan tekrardan bir rant elde etmeye çalışıyor. Daha önce seçime usulsüz müdahalede bulunan AKP adayı ve yakınları yine başka bir oyunla Hilvan halkını kandırmaya çalışıyor ama Hilvan halkı ne sizin dokuz ay sonra kapının önüne koyacağınız işçi alımına kanar ne de yapmış olduğunuz bu zulme kanar. 2 Haziranda onurlu Hilvan halkı iradesine sahip çıktığını, tüm bu oyunlarınıza boyun eğmediğini bir kez daha gösterecek ve onurlu zaferini bir kez daha ilan edecek.

Yine, bugün Genel Kurulda Türk Ticaret Kanunu'nu tartışıyoruz ama yanlış politikalar sonucu doğan sorunları çözmek yerine yeni sorunlar yaratacak yasalarla karşı karşıyayız. Daha dün küçük esnafa pandemi, deprem, ekonomik krizle birlikte esnaf kefaletten verilen kredilerle ilgili şimdi esnafa diyorsunuz ki "Siz 2020 yılında bu kredileri çektiniz ama kusura bakmayın, enflasyon almış başını gitmiş, ekonomi batıyor, tabii ki biz ancak sizin boğazınıza çökebiliriz ve 2 katına çıkaracağız bu faizleri." Şimdi, biz burada Ticaret Kanunu'nu konuşuyoruz, esnafın sorunlarını konuşmaya çalışıyoruz, nasıl toparlanır diye bakmaya çalışıyoruz fakat AKP Hükûmeti küçük esnafın boğazına yüklenerek tekrardan bu sorunu derinleştirmeye çalışıyor. Çiftçiler, esnaflar, memurlar, emekçiler, tamamı bundan muzdarip bir durumda ve hâlen ısrarlı bir şekilde bu politikayı da sürdürmeye devam ediyorsunuz.

Ekonomik krizin en önemli sebeplerinden biri de şüphesiz ki adaletsizlik ve hukuksuzluk. Bugün dokuzuncu yargı paketi konuşuluyor. Komisyon üyesi olarak soruyorum ben: Bu paketten bize gelen veya diğer muhalefet partilerine gelen herhangi bir tasarı yok, herhangi bir "Bu tasarı gelecek önümüze, şöyle tartışalım, nasıl yapalım..." yok. Hiçbir şekilde haberimiz yok, biz başka kaynaklardan böyle 38 maddelik bir tasarı olduğunu duyuyoruz. Sayın Bakan çıkıp açıklama yapıyor, "Tasarı hazırlığımız var." diyor fakat bizim bu tasarı hazırlığına dair hiçbir bilgimiz yok. Oysaki bu tasarıların tamamında ne yazıyor? En önemlilerinden birini söyleyeceğim, inceledik çünkü bunu. "Etki ajanlığı" diye bir şey eklemişsiniz buraya ve bu ne demek biliyor musunuz? Yıllardır tüm gazetecileri, akademisyenleri, aslında halkın sesi olan basını susturan AKP iktidarı şimdi de diyor ki: "Bu sadece basınla kalmayacak, bu sadece akademisyenlerle kalmayacak, sadece muhalefet edenlerle kalmayacak." Tüm halka, sosyal medyada paylaşım yapan tüm herkese, bu AKP iktidarının politikalarını ifşa eden herkese "Yargının sopası elimizde. Ben bunun ismini de kanunda koymuşum "etki ajanlığı" diye bir şey, ucu, sınırı belli olmayan bir şey -zaten uygulayıcılar da onun elinde çünkü yargı da onun elinde, istediği gibi takdir yetkisini de kullanabiliyor- bunu bu şekilde bu maddeye eklerim, ne size sorarım ne muhalefete sorarım ne barolara sorarım ne kurumlara sorarım ne sivil topluma sorarım. Ben kapalı kapılar ardında bunu hazırlarım, sizin de önünüze koyarım, zaten çoğunluk bende, onaylar geçerim." diyor. Oysaki "dokuzuncu yargı paketi" denildiği zaman tüm halkın bu Meclisten bir beklentisi var, bu Meclisten ısrarlı bir şekilde aslında adaletin tesisin sağlanabilmesi için talepleri var fakat sizler ne yapıyorsunuz? Akla hayale sığmayan şekilde tamamen muhalefeti susturmak, iktidarınıza halel getirecek söz söyleyen herkese yargı üzerinden ceza vermek için böylesi tekliflerle karşımıza çıkıyorsunuz.

Peki, bununla kalıyor mu? Bununla da kalmıyor. En önemli sorunlarımızdan biri de aslında cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Cezaevlerinde işkence almış başını gitmiş. Daha geçenlerde Diyarbakır Cezaevinde siyasi mahpusların tabaklarından kurşunlar çıkıyor. İşkenceler almış başını gitmiş, infaz yakmalar almış başını gitmiş, hasta mahpuslar almış başını gitmiş. Yine, infaz yakmalarla birlikte aslında 4'te 4 bekleyen bir sürü insan var fakat siz ne yapıyorsunuz? Kulağınızı kapatıyorsunuz. Herhâlde sizi kimse aramıyor ya, kimse size mesaj atmıyor ya "Böyle sorunlarımız var, böyle dertlerimiz var, bunlara bir çözüm bulun." demiyor. Ama ben buradan halkımıza sesleniyorum: Çok üzülerek söylüyorum ki aslında dört gözle beklemiş olduğunuz dokuzuncu yargı paketi taslağında sizin hakkınızı ihlal eden sorunlara dair tek bir çözüm yok, yine "Yaptık, oldu." yasasıyla karşı karşıya kalacağız. Umarız ki bu taslak bir an önce değişir, halkın talepleri doğrultusunda önümüze gelir diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)