Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 81 |
Tarih: | 14.05.2024 |
MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri ve televizyonları başında bizleri izleyen aziz Türk milleti; görüşmekte olduğumuz Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz, tarihi boyunca sahip olduğu jeopolitik ve jeostratejik konumu ve dinamik ekonomisiyle uluslararası arenada her zaman aktif bir ticaret merkezi olmuştur. Küresel ekonomiyle ticaret uygulamalarının hızla dönüştüğü bir dünyada ticaret politikalarının uygulanmasına yönelik tedbirlerin alınması, ülkemizin ekonomik büyümesi için önemli katkılar sağlayacaktır. Bu nedenle, görüşmekte olduğumuz Türk Ticaret Kanun Teklifi'yle, ticari hayatta yaşanan gelişmelere uygun olarak muhtelif konulara ilişkin ihtiyaç duyulan kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesi hedeflenmiştir.
Ülkemizde geçmişinin Osmanlı'ya uzandığı kooperatifçiliğin Türkiye'deki ilk uygulaması 1863 yılında devlet eliyle kurulan memleket sandıklarıyla başlamıştır. Yüzyıllar önce memleket sandıklarıyla başlayan lonca, imece gibi tarihimize ait sosyoekonomik örgütlenmelerle milyonlarca kişiye istihdam sağlayan ve bugün itibarıyla çok önemli bir ekonomik büyüklüğe ve sosyal ağa ulaşan kooperatifçiliğimizin daha ileriye gitmesi ve bu alanda yaşanan sorunların giderilmesi, daha etkin yapılara ulaşabilmesi bakımından görüşmekte olduğumuz kanun teklifi oldukça önem arz etmektedir.
Bu kanun teklifinin ilk 2 maddesiyle ilgili olarak, Kooperatif Bilgi Sistemi kaydı gerçekleşmeyen ortakların veri eksikliklerinin giderilmesiyle kooperatiflerin yönetimi daha etkin bir hâl alacaktır. Kooperatif Bilgi Sistemi, ortakların kimlik bilgileri ve pay sahiplik oranları gibi bilgiler içerdiğinden, bu bilgilere erişim sağlanması kooperatiflerin faaliyetlerini planlama ve yönetme sürecinde büyük kolaylık sağlayacaktır. Eksik veya hatalı veriler yanlış kararlar alınmasına neden olabilir ve performansları olumsuz yönde etkileyebilir. Bu eksikliklerin giderilmesiyle doğru ve güncel bilgilere dayalı kararlar almak mümkün olur. Ayrıca, veri eksikliklerinin giderilmesiyle ortaklıkların hakları da korunmuş olacaktır. Veri eksikliği nedeniyle kâr dağılım gibi finansal izlemlerde yaşanacak haksızlıkların önüne geçilmesi, ortakların kooperatif faaliyetlerine katılımını sağlamak ve demokratik süreçlere dâhil etmek için böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Yapılacak olan düzenleme kooperatiflerimizin itibarının artmasına, toplumda güven ve saygınlık kazanmalarına, şeffaf ve hesap verebilir bir duruma gelmelerine yardımcı olacaktır. Düzenlemeyle kooperatiflerin yönetimi daha etkin hâle gelecek, daha sağlıklı sürdürülebilir bir faaliyet alanı oluşacaktır. Geçiş sürecinin tamamlanamadığının tespit edilmesi hâlinde ise Ticaret Bakanlığınca birer yıl olmak üzere 2 defa süre uzatımı da yapılabilecektir, buna rağmen geçiş sürecini tamamlayamayanlar hakkında adli ve idari para cezaları da uygulanacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; lisanslı depoculuk, tarım ürünlerinin modern altyapıya sahip depolarda sağlıklı ve uygun koşullarda kalite kriterleri korunarak depolanmasını ve bu ürünlerin Türkiye Ürün İhtisas Borsası üzerinden elektronik ortamda alınıp satılabilmesine imkân sağlayan bir sistemdir. Bugün itibarıyla lisans alan 192 lisanslı depo işletmesi, 46 ilde yer alan 270 tesiste lisanslı depoculuk faaliyetini yürütmektedir. Faaliyete geçen lisanslı depoların kapasitesi ise 10,3 milyon tona ulaşmıştır. Ayrıca, Bakanlıktan kuruluş izni almış ancak faaliyete geçmemiş 273 şirketin tamamının lisans alması durumunda ise ülkemizin toplam lisanslı depo kapasitesi 26 milyon tonu geçecektir.
Kanunda öngörülen önemli değişikliklerden biri de hiç şüphesiz ki tarım ürünleri lisanslı depo işletmeleri ve yetkili sınıflandırıcılar, tarımsal ürünlerin depolanması, sınıflandırılması ve ticaretine ilişkin önemli bir rol oynamaktadır. Bu kurumların faaliyetlerinin kanunda öngörülen aykırılıklara yönelik caydırıcılık ve etkinlikle yürütülmesi tarım sektörüne birçok fayda sağlamaktadır. Birincil olarak, lisanslı depo işletmeleri ve yetkili sınıflandırıcılar aracılığıyla tarım ürünlerinin depolanması ve sınıflandırılması standartlara uygun şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu sayede ürünlerin kalitesi korunmakta ve tüketicilere güvenli ürünler sunarak aykırılıkların tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınmasıyla birlikte tüketicilerin sağlığı ve güvenliği de korunmuş olacaktır. Ayrıca, lisanslı depo işletmeleri ve yetkili sınıflandırıcılar aracılığıyla yapılan denetimler sayesinde piyasada haksız rekabetin önüne geçilmiş ve adil bir ticaret ortamı sağlanmış olacaktır.
Bu kurumlar, tarım ürünlerinin depolanması ve pazarlanması süreçlerinde verimliliği artırmaktadır. Ürünlerin uygun koşullarda depolanması bozulma riskinin azalmasına ve uzun süre saklanabilmesine olanak sağlayacaktır, bu da üreticilerin ürünlerini değerinde satmasına imkân sağlayacaktır. Lisanslı depo işletmeleri ve yetkili sınıflandırıcıların neticesinde tarım sektöründe güvenilir veriler de elde edilebilecektir.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, kanunda öngörülen aykırılıklara yönelik caydırıcılık ve etkinlikle yürütülebilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu sayede tarım sektöründe pazarlarda güvenlik sağlanmakta, ticaret ve verimlilik sağlanarak üreticilerin ve vatandaşlarımızın çıkarları korunmuş olacaktır.
Değerli milletvekilleri, ürün ihtisas borsalarında gerçekleştirilen işlemlerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesini ve oluşabilecek zararların tazminini sermaye piyasası mevzuatına benzer bir yaklaşımla sağlayabiliriz. Bu amaçla, Bakanlık tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde ürün ihtisas borsaları veya takas merkezleri olarak garanti fonu oluşturulması faydalı olacaktır. Teminat alınması ve garanti fonu oluşturulması işlem yapacak olan tarafların güvenliğini artıracaktır. Ürün ihtisas borsalarında yapılan işlemlerin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla teminat alınabilecektir. Teminat alınması neticesinde işlem yapacak tarafların taahhütlerini yerine getirmesi sağlanır ve böylece riskler minimize edilmiş olur. Oluşturulacak olan garanti fonu, işlem yapacak tarafların olası zararlarını da karşılayabilecektir. Garanti fonu piyasada meydana gelebilecek daralmalardan kaynaklı riskleri azalttığı gibi, tarafları da korumuş olacaktır. Ürün ihtisas borsalarında teminat alınması ve garanti fonu oluşturulması piyasa istikrarını da sağlamış olacak, böylece daha fazla yatırımcının piyasaya katılmasını teşvik edecek ve likiditeyi de artıracaktır. Böylelikle, düzgün bir şekilde piyasanın oluşması da sağlanmış, kayıt dışı olan ürünler de kayda geçirilmiş olacaktır. Likiditenin artması ise daha etkin bir fiyat keşfi sağlayacaktır. Tüm bu önlemler yaşanabilecek finansal krizlerin etkilerini azaltacak ve sistemin sağlam bir yapıya oturmasına da yardımcı olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle yapılması öngörülen değişiklikle, Reklam Kurulunda falcılık, büyücülük, POS tefeciliği gibi dijital alanda yaşanan yanıltıcı ve aldatıcı reklamlar ile haksız ticari uygulamalara karşı daha etkin mücadele edilebilecektir.
Son zamanlarda özellikle internet sitelerinde "deepfake" reklamlarla sesleri ve görüntüleri kopyalanan kişiler yatırım yapmanın ne kadar kolay ve kârlı olduğunu anlatmaktadırlar. Örneğin, Selçuk Bayraktar'ın görüntüsü ve sesiyle konuşan bir kişi, işsiz ve borçlu bir adamın reklamdaki şirkete yatırım yaparak bir haftada binlerce lira kazandığını, lüks bir hayata kavuştuğunu söylüyor. Reklamın sonunda yatırım yapmak isteyen kişilerin bir telefon numarasını araması isteniyor ancak bu numarayı arayanlar maalesef, kredi kartını ve parasını dolandırıcılara kaptırmış olmaktadırlar. Daha önce de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı adına sahte reklamlar yapılmıştı, bu tür örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Ödeme işlemlerinden mal ve hizmet ticaretine kadar ekonominin her alanında yaşanan dijitalleşme karşısında, tüketicinin korunması amacının etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmesini sağlaması için bu teklifin son derece önemli olduğunu da bir Komisyon üyesi olarak buradan belirtmek isterim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepimizin bildiği üzere Covid-19 pandemisinden bu yana Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu'daki gelişmeler başta olmak üzere yaşanan jeopolitik ve uluslararası gerilimler, küresel ölçekte yaşanan enflasyonist süreç tüm dünyada fiyatlama politikalarında birtakım dengesizliklere neden olmuştur. Bu süreçteyse piyasa oluşumunda arz talep dengesiyle aşılamayacak piyasa aksaklıklarının oluştuğu ve birçok ürün grubunda fiyat artışlarının olduğu da gözlemlenmiştir. Özellikle başta gıda olmak üzere toplumun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerde görülen fahiş fiyat artışları ve stokçuluk girişimleriyse piyasa dengesine zarar vererek vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamasına sebep olmaktadır.
Görüşmekte olduğumuz teklifle idari para cezası tutarlarını artırmış ve idari yaptırımların kapsamını genişletmiş olacağız. Teklif Genel Kurulumuzda kabul edilip kanunlaştıktan sonra, Ticaret Bakanlığımız tarafından, bir takvim yılı içinde en az 3 defa stokçuluk yaptığı tespit edilen üretici, tedarikçi ve perakende işletmelere altı güne kadar kapatma cezası verilebilecektir.
Tam da yeri gelmişken Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin grup toplantılarımızdaki şu tarihî sözlerini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. 8 Mart 2022 tarihli, pandemi sürecinden yeni çıktığımız grup toplantımızda Sayın Genel Başkanımızın stokçular için söylediği aynen şu ifadeler vardır: "Bugünkü riskli ve sisli gündem akışı içinde bilhassa stokçuluk ve spekülasyon yaparak haksız kazancına haysiyetsiz kazanç eklemenin hesabını yapan damgalı ahlaksızların tekrar bitleri kanlanmıştır. Bunlarda vatan sevgisi yoktur, bunlarda Allah korkusu yoktur, bunların utanmaları da kalmamıştır. İnsanımızın refahına, kesesine, gıda güvenliğine ket vuranların gözünün yaşına bakılmamalıdır."
7 Nisan 2022 tarihinde ise bir kez daha şu tarihî çağrıda bulunmuştur: "Stokçuluk kanalıyla cebini ve cüzdanını düşünenler ülkesine ve milletine nankörlük ve namertlik yapan fırsatçılardır. Bizim, fırsatçılığı, karaborsacılığı geçim kapısı görenler değil, faziletli duruşa ve basirete sahip olanlar baş tacımızdır. Çıkan enflasyon el birliğiyle indirilecektir. Dün yaptık, gene yaparız, hayat pahalılığın üstesinden millî birlik ve dayanışma ruhuyla geliriz." Yani özetle ifade etmek gerekirse Milliyetçi Hareket Partisinin bu konudaki tutumu ve tarafı her zaman açık ve net olarak vatandaşımız olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekillileri; günümüzde tüketim alışkanlıklarımız değişse de vatandaşlarımızın pazar yerlerindeki alışveriş yapma alışkanlıkları değişmemekte, pazar yerleri gerek geleneksel yapıları gerekse vatandaşlarımıza taze sebze ve meyve ulaşmasını sağlaması sebebiyle hâlen yoğun rağbet görmektedir. Gelişen ve büyüyen Türkiye'deki şehirlerimizin modernleşmesiyle pazar yerleri de günümüz koşullarında daha modern, daha rahat alışveriş yapılan alanlara dönüşmüştür. Ancak kapalı pazar yerlerindeki satış yerlerinin sınırlı ayni hak yöntemiyle, pazarcılık mesleğinde olmayan kişilere verilmesi ve bu yerlerin pazarcı esnafımıza yüksek bedelle tekrar kiralanmasının pazarcı esnafımızın satış yeri maliyetlerinin de artmasına neden olduğu görülmüştür. Yani gerçek pazarcı değil bu işin ticaretini yapanlara pazar yerlerini vermeyeceğimizi de burada belirtmek istiyorum. Bu nedenle kapalı pazar yerlerinde sınırlı ayni hak tesisiyle kiralama usulünün kaldırılmasına yönelik değişiklik yapılmasına gerek duyulmuştur. Yapacağımız değişiklikle pazar yerlerinde bulunan satış yerlerinin yalnızca tahsis usulüyle kullandırılması ve böylece pazar esnaflarımızın maliyetlerinin de azalması sağlanacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken bir ziraat mühendisi olarak diyorum ki: Çiftçiler toprağa hayat veren kahramanlardır, tarım sadece insan hayatı için değil ülke ekonomisi için de son derece stratejik önemi haiz bir sektördür. Tarım alanında sürdürülebilirliğin devam etmesinde şüphesiz ki çiftçilerimizin katkısı çok büyüktür.
Bu duygu ve düşüncelerle, alın terleriyle toprağa hayat veren çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nü kutluyor, ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletimizi ve Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)