Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 81 |
Tarih: | 14.05.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Önergede belirttiğimiz gibi Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte Türkiye'nin altmış yıllık mazisi olan kuvvetler ayrılığı ilkesi, hukuk devleti ilkesi ve yargının bağımsızlığı ilkesi terk edilmiştir. Dolayısıyla devlet gücü bir merkezde toplanmıştır. Elbette böyle bir siyasal yapının demokratik olduğunu söylemeye imkân yoktur, böyle bir yapı ancak "otoriterizm" kavramıyla tanımlanabilir.
Buna ek olarak, bu sisteme geçişle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinin sahip olduğu çeşitli yetkiler ilga edilmiş, bir kısmı da sınırlanmıştır. Örneğin sözlü soru yetkisi ilga edilmiştir. Böylece milletvekillerinin ilgili bakanla Genel Kurul huzurunda bir diyalog kurmaları söz konusu değildir artık. Yazılı soru yetkisine gelince, ilgili bakanların cevap vermemeleri veya zamanında cevap vermemeleri suretiyle bu yetki de aslında etkisiz hâle getirilmiştir.
Önergemizin konusunu teşkil eden araştırma önergeleriyle ilgili husus ise şudur: Bir yıldan beri burada görev yapıyoruz ve bugüne kadar haftada 12, ayda 48, yaklaşık bir yılda 500 önerge verdik muhalefet partileri olarak; bunların hepsi iktidar blokunun kararlı tutumuyla reddedilmiştir. Şimdi, biz, doğrusunu isterseniz, bunu çok merak ediyoruz. Neden? Çünkü araştırma önergeleri yasama yetkisinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu önergeler aracılığıyla yasama organı, asıl işlevi olan kanun yapma işlevini yerine getirebilmek için ihtiyaç duyduğu bütün bilgilere ulaşabilmektedir ama iktidar bloku bir tür otolimitasyonla kendi yetkilerini ortadan kaldırmaktadır. Biz şunu merak ediyoruz ve samimi bir sual yöneltiyoruz: Acaba iktidar bloku kendiliğinden mi böyle kararlı bir tutum sergiliyor, yoksa onlara, bilmediğimiz bir yerlerden emir ve talimat mı veriliyor? Doğrusu, bizim ciddi kuşkularımız var ve bu kuşkularımızın şu noktada çok önemli olduğunu düşünüyoruz: Bize mütemadiyen vesayet kurumlarını tasfiye edecekleri gerekçesiyle yeni anayasa vaadinde bulunan bu grup acaba kendi üzerindeki vesayetle hangi yöntemle mücadele etmeyi düşünüyor? Dolayısıyla, öncelikle bu grup, kendi üzerindeki vesayeti sona erdirmeden herhâlde ülke üzerinde varsaydıkları vesayeti sona erdirmeye muktedir olmayacaklardır. Dolayısıyla, bizim onlara samimi bir çağrımız var: Biz demokrasi mücadelemizi onları da kapsayacak şekilde genişletebiliriz; onların vesayet denetimini de onların iradelerini ipotek altına alan vesayeti de sona erdirecek şekilde mücadele edebiliriz ama bize destek vermeleri gerekiyor.
Sabırla dinlediğiniz için çok teşekkür ederim. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)