GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Kolluk Eğitimi İş Birliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:80
Tarih:09.05.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA ADALET KAYA (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; selamlıyorum sizleri.

Haftaya bugün, ülke tarihine, hatta dünya tarihine geçecek davalardan biri olan Kobani kumpas davasının karar duruşması görülecek. Uydurma tanıkların asılsız iddialarıyla devam eden bu yargılamada onlarca kadın arkadaşımız yargılanıyor. 6-8 Ekim olaylarının gerçekleşmesinden altı yıl üç ay geçtikten sonra iddianamesi hazırlanan bu davayla ilgili olarak milletvekili arkadaşlarımız iç hukuk açısından, Anayasa açısından ve ulusüstü sözleşmeler açısından davanın hukuksuzluğunu, tutarsızlığını ve bütün usul ve esas açısından ne kadar yersiz bir dava olduğunu aslında burada konuştular. Ben sadece bu dava içerisinde yargılanan kadın siyasetçilerin ve kadın aktivistlerin mahkemedeki beyanlarından birkaç örnek burada okumak istiyorum.

Özgür Kadın Hareketi aktivisti Zeynep Ölbeci şöyle demiş duruşmada: "Kobani düşseydi bu dava da açılmayacaktı. Bu dava DAİŞ başarılı olmadığı için açılmıştır; DAİŞ'in başarısızlığının intikamı bizden alınıyor. Bu yargılamanın başlangıcından bugüne kadar anlamadığım bir nokta var: Tutuk devam gerekçemde bekâr olmam yer aldı; bekâr bir kadını tehdit olarak mı görüyorsunuz?"

Ayla Akat: "Yargı sopasıyla susturulmaya çalışılan bir siyasetçi ve kadın aktivist olarak siyasi iktidar tarafından sıkça dile getirilen Türkiye Yüzyılı'nda kadının yeri ne olacak diye ben de düşünüyorum tabii. Kadın cinayetlerine karşı yokmuş gibi davranan sorumsuz yaklaşım devam edecek mi mesela? Kürt sorununun çözümü beka söylemiyle gölgelenerek çözümsüzlükte ısrarda devam edilecek mi? Sayın Öcalan'a uygulanan ve hukuki bir açıklaması olmayan tecrit politikası sürdürülecek mi?"

Sebahat Tuncel: "Biz kadınlar eşitlikçi bir düzen kurulmasının tüm toplumda devrimsel bir değişime yol açacağını düşünüyoruz. Kadın siyasetçilere ve aktivistlere dönük baskı politikaları yeni değil ama kız kardeşlerimiz gibi zulme karşı direnmek bize mirastır."

Azami tutukluluk süresi yedi ay önce dolduğu hâlde tahliye edilmeyen Gültan Kışanak: "Bu dava siyasi bir davadır. Bana ve diğer arkadaşlarımıza suçlama konusu olarak yöneltilen tüm iddialar; siyasi faaliyetler, basın açıklamaları, miting konuşmaları, demeçlerdir."

Aynur Aşan: "Savcı, eş başkanlık sistemini KCK'den aldığımızı iddia ediyor. Yargıtay bu sistemi kabul etti. Acaba Yargıtay da mı KCK'den talimat aldı? Savcı bunu mu iddia ediyor? Bırakın bunun yargılama konusu yapılmasını, bütün kurumlarda uygulanması gerekiyor."

Figen Yüksekdağ: "Kadın mücadelesi sayısız saldırı ve baskıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu bizim için bir mücadele davasıdır, kadın özgürlük davasıdır. Burada söz söyledik, söylemeye devam ediyoruz."

Şimdi, bu Kürt kadınlar 90'lardan beri Kürt bölgesinde yürütülen özel savaş politikaları, savaş politikaları, gözaltında işkence, gözaltında tecavüz, gözaltında kaybedilmeler, zorla yerinden edilmeler gibi pek çok devlet suçuyla hem hukuki hem de politik mecrada mücadele yürütmüş ve pek çok başarı kazanmış arkadaşlarımız. Yine, aynı şekilde, bu kadın arkadaşlarımız kadın cinayetlerine, erken yaşta zorla evlendirilmelere, kadın intiharlarına karşı devlet, feodal yapılar, ataerkil anlayışlarla mücadele etmiş ve bunları geriletmiş kadınlardır.

Kürt kadınları gerek sahip oldukları cins bilinci, kadın kurtuluş ideolojisi, yürüdükleri kadın özgürlük çizgisiyle gerekse de ulusal talepleri dolayısıyla günümüz egemenleri tarafından cadı olarak kabul edilmektedir. Şimdi, tam da bu davada bu kadınlar kendilerini savunmuyorlar ve tam anlamıyla bir hafıza militanlığı yapıyorlar. Yine, devletin yüz yıllık inkâr politikasını tarihe yazıyorlar, hafızalarımıza kazıyorlar. Buradan hepsini saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum, diyorum ki: Direnişleri direnişimizdir; biz, onlarla beraber bu mücadeleyi büyüteceğiz ve biliyorum ki onların suçsuzluğu bugün de tarihte de anlaşılacak.

Hepinize teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)