GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Kolluk Eğitimi İş Birliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:80
Tarih:09.05.2024

AK PARTİ GRUBU ADINA AYŞEN GÜRCAN (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce terör devleti İsrail'in Gazze'de uygulamakta olduğu soykırımı lanetliyor, hayatını kaybeden Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bu soykırımın durması ve kalıcı bir barışın sağlanması âdeta bir insaniyet sınavı olarak önümüzde dururken Gazze için kararlı bir duruş ortaya koyan ve harekete geçen her vicdan sahibi insanı minnetle selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün Türkiye, politikalarıyla ve bu politikaları icra eden kurumlarıyla dünyada sosyal devlet anlayışını en iyi şekilde temsil eden ülkeler arasındadır. Gelinen bu noktanın ilk adımı temel bir zihniyet devrimiyle atılmıştır. AK PARTİ iktidara geldiği günden bu yana kamu imkân ve kaynaklarını kendini seçkin gören bir zümrenin tekelinden çıkarıp halkın hizmetine sunmuştur. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." ilkesi doğrultusunda halkın hizmetine bir siyaset üretmenin gayreti içerisinde olmuştur. Bu çerçevede, her dönem çağın getirdiği yeni sorunlara sağladığı modern imkânlarla çare aramış, amacından sapmadan araçlarını yeniden oluşturabilmiştir. Yaşadığımız toprakları besleyen, bizi biz yapan şefkat, merhamet, diğerkâmlık gibi değerleri kucaklamış, kurduğu siyasetin ve politikanın mayasına katmıştır. Bugün, Anayasa'mızın devleti tanımlayan 4 temel unsurundan biri olan sosyal devlet anlayışı, hükûmetlerimiz döneminde bizi köklerden besleyen bu değerler çerçevesinde güçlendirilmiştir. AK PARTİ hükûmetleri öncesinde hemen her alanda olduğu gibi sosyal politikalarda da palyatif çözümlerle geçici aksiyon alınarak günün kurtarıldığı bir alandı ancak biz sosyal politikaları devletin asli hizmetleri arasında gördük. Bu noktada vatandaşlarımıza hak ettiği hizmeti sunmak için çalıştık.

Kıymetli milletvekilleri, güçlü toplumlar, bütün vatandaşlarına potansiyellerini gerçekleştirecekleri koşulları sağlayabilen toplumlardır. Engelliler Haftası'nı kutladığımız bugünlerde toplumsal engelleri ortadan kaldırmak için, herkes için engelsiz bir yaşam inşa etmek adına eğitim imkânlarından rehabilitasyona birçok yeni ve çeşitli uygulamanın hayata geçirildiğini duyurmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Engelli evladına, yaşlı annesine, babasına bakmakta zorlanan kişilerin sırtındaki yükü azaltmak için bakım yardımı uygulaması başlatılmış, yaklaşık 600 bin engelli ailesine ulaşılmıştır. Bakım sürecinde aile bütünlüğünü sağlamak amacıyla evde bakım, gündüz bakım, evde sağlık gibi çeşitli hizmet modelleri hayata geçirilmiştir. Bugün 90 bin hanede 130 bin yaşlımıza destek hizmeti veriliyor.

Devletimizin şefkat eli çocuklarımızın da üzerinde. Biliyoruz ki bir çocuğa sunulabilecek en güzel hediyelerden biri müşfik bir aile ortamında büyümesini sağlamaktır. Öncelikle koruyucu, önleyici bir hizmet olarak çocukların kurum bakımına alınmadan aile birlik ve bütünlüğü içerisinde sağlıklı bir şekilde büyümeleri amacıyla sosyal ve ekonomik destek hizmetleri hayata geçirildi ve 170 bin çocuğumuza ve ailesine bu çerçevede yardım sağlandı. Devlet korumasına alınan çocuklarımızın ihtiyaçlarına göre doğru imkânların sunulması için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Çok sayıda çocuğun bir arada zor şartlarda yaşamak mecburiyetinde kaldığı yurt ve yuvaları kapatarak aile ortamına yakın, çocuklarımızın psikolojik ve ruhsal gelişimlerine daha elverişli ev tipi yatılı birimler olan çocuk evleri ve sevgi evleri siteleri modeline geçildi. 2005 yılında Bakan Danışmanı olduğum dönemde dönemin Bakanıyla ziyaret ettiğimiz bir çocuk esirgeme yuvasında 3-6 yaş grubunda 27 çocuğun sadece 2 bakıcıyla bakılıyor olması karşısında duyduğum şaşkınlığı anlatamam. Kendi evimizde 2 ya da 3 çocuğa bakarken yaşadığımız zorluk ve kargaşayla kıyasladığımızda durumun ne kadar vahim olduğunu hayal edebilirsiniz. Bu durumun değişmesi şarttı ve hemen o dönem gerekli adımlar atıldı. O gün başlattığımız çalışmaların bugün geldiği noktayı görmek büyük bir mutluluk. Hamdolsun, bugün artık hiçbir çocuğumuz koğuş tipi yurtlarda kalmıyor. Bir aile ortamını temsil eden sevgi ve çocuk evleriyle en uygun yetiştirme koşullarını sağlamak için Bakanlığımız ve ilgili kurumlarımız ellerinden geleni ortaya koyuyor.

Bunun yanı sıra, koruyucu aile hizmeti yaygınlaştırmak ve bu hizmetten yararlanan çocuklarımızın sayısını arttırmak da öncelikli gündemlerimizin arasında. "Bu toprağı bizlere vatan yapan kahramanlarımızın emanetleri emanetimizdir." diyerek şehit olan vatan evlatlarının yakınlarının da benzer şekilde kamuda istihdam haklarını yükseltmiştik. Bunun yanında şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz için devletin tüm imkânlarını seferber ederek nerede bir sorun ve sıkıntıları varsa o konuda gerekli düzenlemeler ilgili bakanlıkların da katkılarıyla düzenlenmiş ve hayata geçirilmiştir.

Kıymetli milletvekilleri, bir sorunu tespit etmeden ona nitelikli bir çözüm getiremeyiz. Benim de sekiz yıl boyunca Genel Müdürlük yaptığım Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü ki o dönem 17 tane saha çalışması boşanma nedenleri, Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un incelenmesi, ergen profili ve benzeri birçok araştırmanın neticesi bugün geldiğimiz politikaların temellerini oluşturuyor. Keza Bakanlığımız 2011 yılında hizmet bakanlığı, icracı bakanlık olduktan sonra da bugün bu çalışmalar devam ediyor ve alınan tüm politikalar, kararlar bir bilimsel araştırmanın, sahanın incelenmesinin neticesinde oluyor. Yapılan araştırmalar bizi sorunları net bir şekilde belirleyip gerekli politika setini uygulama imkânına kavuşturdu. Sosyal politikalarda arz odaklı yeni bir dönem yine Aile Sosyal Destek Programı yani ASDEP'le başlatıldı. Projenin başlangıcı 2008'dir. Bizzat içinde bulunduğum bu proje, başlangıcından bugün gelinen nokta, Ekim 2017'den bu yana başlatılan uygulamalarla 7,3 milyon hane ailemizin daha önceden talepleri doğrultusunda tüm sosyal yardım ve hizmet ihtiyaçları artık önden bizzat tespit edilerek talep üzerine değil arz üzerine bir politika ürettik.

Bir diğer öncelikli çalışma alanımız tabii ki kadınının ekonomik ve sosyal hayata etkin katılımı. Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum ilkesiyle kadınlarımızın her alanda güçlendirilmesi sadece bireysel kazanım olmakla kalmayıp ailevi ve sosyal dönüşümü de sağlayan temel değerdir. Bu anlayıştan yola çıkarak 2006 yılından bu yana hazırlanan Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı'mızın sonuncusunu, 4'üncü aşamada, 8 Mart 2024 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan kamuoyuna ilan etti. Her bir eylem planı bir öncekinden çıkartılan sonuçlar ışığında yenilenmiş ve her yönüyle yaşanan sıkıntılara sonuç üretmek amacıyla oluşturulmuştur. Çalışma hayatında ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın sağladığı desteklerle her açıdan kadınlarımızın yanındayız. Ticaret hayatında önlerinin açılması adına kadın kooperatifçiliğini destekliyoruz.

Diğer büyük bir önemli konu ise elbette şiddete karşı sıfır tolerans. Bu noktada başta 2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun olmak üzere gerekli olan eksik mevzuat tamamlandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın Adalet, İçişleri, Sağlık, Millî Savunma Bakanlıkları ve Diyanet İşleri Başkanlığıyla eş güdümlü bir şekilde yürüttüğü pek çok uygulamayla ülkemizde kanayan yaralardan biri olan bu soruna karşı Alo 183 destek hattı, elektronik kelepçe, KADES uygulamalarının yanında hâlihazırda 81 ilde hizmet veren ŞÖNİM'lerle, kadın konukevleriyle ve çok amaçlı toplum merkezleriyle her manada topyekûn bir mücadele sürdürülmektedir.

Yine, Meclisimizin aldığı kararla -biliyorsunuz kanunlaştırdık- Aile ve Gençlik Fonu evlilik çağına gelmiş, aile kurma yolunda ilk adım atacak gençlerimize kırk sekiz ay vadeli, iki yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunmaya başladık; pilot uygulama bölgesinde olmasına rağmen nisan ayı itibarıyla 7.888 başvuru alındı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki 2002 yılından bu yana sosyal yardımların merkezî yönetim bütçesindeki payı yaklaşık 4 kat arttı. Bunun yanında, geleceğe güvenle bakan bireylerden oluşan müreffeh bir Türkiye için 2002 yılında 4 olan sosyal yardım programı sayısını bugün -Doğum Yardımı, Şartlı Eğitim Yardımı, elektrik ve doğal gaz desteği, Öksüz Yetim Yardımı gibi- toplam 50'nin üzerine çıkarttık. Tüm bunları milletimizle el ele vererek başardık, işimizi aşkla yaptık. Çünkü hep ifade ettiğim gibi, bizim bir Türkiye hayalimiz var. Kimsenin kendisini öz yurdunda garip hissetmediği, insan odaklı ve hak temelli bir yaklaşımla, tek bir vatandaşımızın dahi yalnız olmadığı bir ülke için çalışıyoruz.

Sözlerime burada son verirken başta şehit anneleri olmak üzere sevgi, merhamet, şefkat ve fedakârlık timsali bütün annelerimizin şimdiden Anneler Günü'nü kutluyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)