| Konu: | DÜNYA ROMANLAR GÜNÜ VE ÜLKEMİZDE YAŞAYAN ROMAN VATANDAŞLARIMIZIN SORUNLARI İLE BU SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 09.04.2013 |
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; "İlla da Roman olsun, ister çamurdan?" Ne olursa olsun, o da Allah kuludur, o da insandır. Biz Romanlar "İlle de Roman olsun." diyoruz. Biz de Allah kuluyuz, biz de insanız. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bizler Balkanlardan göç etmişiz, Türkiye'nin her tarafına ekmeğimizi kazanmak için gitmişiz. Genelde batıdayız. İzmir'den İstanbul'a kadar olan coğrafi bölgede ekmeğimiz için yerleşmişiz. Ekmeğimizi sanatçılık yaparak, enstrüman çalarak veya çiçekçilik yaparak, gece sabahlara kadar veya sabahın dördünde kalkarak, çöplerden kâğıt toplayarak ekmeğimizi kazanıyoruz. Biz onurumuzu istiyoruz. Biz Türkiye'nin onurlu vatandaşlarıyız. Yıllardır, maalesef, devlet babanın hiçbir şefkati bize ışık vermedi, devlet babanın şefkatiyle hep aramıza bulutlar girdi, görmedik. Şefkat eli uzatılmadı. Yıllarca laflar konuşuldu. Her şey yapılmaya çalışıldı ama sonunda bir hiç.
Evlerimiz yok, çamurda yürüyoruz, çocuklarımız eğitimsiz, çocuklarımıza eğitim verilmiyor. Bizler de istiyoruz ki çocuklarımıza iyi bir eğitim verilsin, bu ülkenin iyi bir vatandaşı olsun bu çocuklarımız. Ama yıllardır ihmal edildik, yıllardır taca atıldık. Ama bizler hiçbir zaman devletimize isyan etmedik, hep bağlı kaldık ama cezasını hep çektik. Bizim de kabahatimiz var; gidip dertlerimizi her yere onurluca anlatmakta biraz geç kaldık. İşsiziz.
Biz bir şey istemiyoruz, aş istiyoruz, ekmek istiyoruz, iş istiyoruz, iane istemiyoruz. Devlet baba Türkiye'de herkese açtığı kapılardan bizi dışlayarak, bizi taca atarak bir yerlere varamaz. Bizim de hakkımız, bizim de hakkımız aş, bizim de hakkımız iş. Ama bizi müstakbel suçlu kimse göremez. Nereye gitsek itiliyoruz, kimsenin itmeye hakkı yok. Biz de bu ülkenin vatandaşlarıyız, biz de bu ülkenin en büyük vatandaşıyız. Sonuna kadar ülkemize bağlı kalacağız. Ancak bizi itmeyin, bizi müstakbel suçlu görmeyin.
Sorunlarımızla kimse ilgilenmiyor. Birkaç belediye başkanımız var, onların önünde saygıyla eğiliyorum; bunlar, her zaman özellikle Roman vatandaşlara kucaklarını açtılar; ev yaptılar, aş vermeye çalıştılar, iş vermeye çalıştılar ama yetmiyor. Biz Romanlar. Türkiye'de kendi kültürünü yaşayan, kendi kültürüne değer veren ama kimseye zarar vermeyen bir yapıyız. Bizi iyi anlayın. Biz, sonuna kadar bir şey istemiyoruz, onurla, şerefle eğitim istiyoruz. Bize de iş verin, biz de bu ülkenin vatandaşıyız; bize de aş verin, biz de bu ülkenin vatandaşıyız. Bizi kimse dışlamasın. Bizi, polis, gördüğü yerde müstakbel suçlu gibi yakalamasın. Ne yapmışız, bu ülkeye zarar mı vermişiz, bu ülkenin kılına mı dokunmuşuz? Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağı altında saygıyla yaşayan bir grubuz biz Romanlar.
Değerli arkadaşlar, Dünya Romanlar Günü'ydü dün. Ben, tüm Roman vatandaşlarımızın Dünya Romanlar Günü'nü kutluyorum. Yine diyorum: İlla da Roman olsun. (CHP sıralarından alkışlar) Taştan olsun, çamurdan olsun ama onlar insan, onlara insanca yaklaşın.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.