GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayii Alanında İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:79
Tarih:08.05.2024

SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uluslararası anlaşmalar konusunda konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım.

Marmara Üniversitesinde siyaset bilimi okurken çok kıymetli bir dış politika hocamız vardı, ilk derste söylediği şey "Dış politika, iç politika ayrımı yoktur, politika vardır. İkisi birbirine geçişkendir, ayrı düşünülemez." Bu yaklaşımın neden anlamlı olduğunu şöyle izah edeyim: İç politikada istikrar, güven ve düzen sağlayamadığınızda dış politikada atacağınız adımlar eksik kalır. Altını dolduramadığınız, içine anlamlı yaklaşımlar koyamadığınız her karar, her adım sizi uluslararası arenada güçsüz kılar, itibarınızı zedeler. Bu itibar zedelenmesiyle kendinizi istediğiniz kadar iç politikada güçlü göstermeye çalışın, daima ama daima geriye gidersiniz.

Bu arada, hep vurguladığınız dış güçler meselesi, evet, doğru, vardır ama daha önemli olan, sizin bu bilgiyle ne yaptığınızdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak milletin bize verdiği ana muhalefet partisi görevini şöyle tanımlıyoruz: İktidarın devleti ve milleti güçlendirecek kararlarını destekleriz, zayıflatacak kararlarına en sert muhalefeti yaparız.

Sayın milletvekilleri, farkında olduğunuza eminim, ülkede birçok şey iyi gitmiyor, ülke dışında da gitmiyor. Bölge yangın yeri, her an sıcak savaş çıkabilir, yeni bir göç dalgası yaşanabilir. Etrafımızda veya uzak ülkelerde olan her gelişmeyi Cumhuriyet Halk Partisi olarak dikkatle takip ediyoruz. Her gelişme önemli, zira uluslararası alanda gelişen her konu bir kelebek etkisiyle bize dokunuyor. Bugün, örneğin, Özbekistan'la göçmen hakları konusunda uluslararası iş birliği gündemimizde. Evet, güzel, iş birlikleri iyidir fakat ülkede bir göç ve göçmen politikası olmadığını, bu sorunun iyi yönetilmediğini, ekonomimizin, güvenliğimizin bu sorun yüzünden büyük tehlike altında olduğunu karşılıklı konuşmuyoruz, siz bu sorunu yok saydığınız için konuşmuyoruz. Dünyada neredeyse bütün güçlü devletler sınırlarını dikkatle koruyorken, göçmen alımı veya vatandaşlık vereceği şahısları âdeta 8-10 aşamalı sınavla belirliyorken biz Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlığını parayla satıyoruz; daha fenası, Avrupa Birliğiyle yapılan anlaşmalar gereği üç kuruşa onların sınırlarının bekçiliğini yapıyoruz. En çok göçmen barındıran ülke olmak gurur duyulacak bir husus değildir sayın milletvekilleri, olsa olsa üzerinde çok ciddi düşünülmesi gereken bir konudur. Ülkede artık nüfusun yüzde 10'u gibi bir rakamı Suriye, İran, Irak, Afganistan ve çeşitli ülkelerden gelen göçmenlerden oluşuyor. Kendi vatandaşımız enflasyonun altında ezilmiş, emekli 10 bin lirayla yaşamaya çalışıyor, sağlıkta çok ciddi sorunlar var, bir de adalet, adalet içler acısı durumda. Yine de biz bugünlerde gelişmiş ülkelerin tam tersi çizgide, tuhaf, anlaşılmaz eğitim müfredatı konusunu konuşuyoruz, bir Türkiye Yüzyılı'ndan bahsediyoruz; size anlatmaya çalışıyoruz, eğitimin ideolojisi olmaz, ekonominin ideolojisi olmaz ve dış politikanın, iç politikanın ideolojisi olmaz, olamaz, olmamalıdır. Evet, ülkede yabancı mafya, terör örgütü mensupları cirit atıyor, kontrolsüz göç sebebiyle şehirlerimizin demografik yapısı değişmiş ama biz burada diğer ülkelerle yaptığımız iş birliği anlaşmalarını görüşüyoruz. Bu gün bu ülkede sabıkalı Iraklı bir şahıs çok kıymetli bir öğretmenimizi öldürüyor, bir başka gün Kilis'te Suriyeli bir baba yoksulluğa dayanamadığı için tüm ailesiyle birlikte canına kıyıyor. Evet, bu ülkede iyi gitmeyen çok şey oluyor sayın milletvekilleri.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak isteriz ki devletimiz güçlü olsun, isteriz ki milletimiz güvende ve refah içinde yaşasın. Daha önce söylediğim gibi, bu konuda iktidarın atacağı her olumlu adımın yanında ama her olumsuz adımın tümüyle karşısındayız. Bu hedeflerle karşılıklı kurulan her diyaloğu çok kıymetli buluyoruz. Ancak önemle vurgulamak istediğim bir husus var, bu da yumuşama dönemi yaklaşımınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Derici.

SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ (Devamla) - Sağ olun Başkanım.

Önce, otoriterlikten ve kafanıza göre hareket etmekten vazgeçmek suretiyle bu anlayışı daha doğru tanımlamanızı talep ediyoruz. Demokratikleşme talep ediyoruz, normalleşme talep ediyoruz, adalet talep ediyoruz. Bu ülkede herkes eşit haklara sahip olsun, eşit beslensin, eşit eğitim alsın istiyoruz. Bu ülkede insanlar seyahate çıkabilsin ama vize sorunu yaşamasın, üçüncü dünya ülkesi vatandaşı muamelesi görmesin istiyoruz. Sayın milletvekilleri, bu ülkede var olan yoksulluğun ve ümitsizliğin farkında olun ve buna birlikte çözüm getirelim istiyoruz.

Son söz: Demokrasi, adalet, hukukun üstünlüğü ve aydınlık günler için ülkemizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk çizgisinde yılmadan çalışacağımızı bir kez daha vurguluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)