Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayii Alanında İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 79 |
Tarih: | 08.05.2024 |
CHP GRUBU ADINA GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün öğretmenlerimiz atamalar konusunda Hükûmet tarafından uğradıkları hayal kırıklığını henüz sindirememişken maalesef bir okul müdürünün silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettiğini öğrendik. Bu saldırıyı kınıyor, hayatını kaybeden eğitimcimize Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Tüm bunlar, iktidarın eğitimi ve eğitim emekçisini değersizleştirme politikalarının sonucudur. Öğretmen cinayetleri ve şiddeti had safhaya ulaşmıştır.
AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana en fazla bakan değişikliği Millî Eğitim Bakanlığında olmuştur. Tam 9 farklı isim bakan koltuğuna oturdu, 19 kez de eğitim sistemi değişti; isimler değişti, müfredatlar değişti fakat eğitime bakış açıları hiç mi hiç değişmedi. İktidara geldiğinde "Atanmayan öğretmen kalmayacak." diyenler bu rakamı 1 milyona çıkardı. Yirmi iki yıllık süreçte kamusal eğitim çökmüş, eğitim özelleştirilmiş; laik, bilimsel eğitim anlayışı terk edilmiştir. Kısacası, eğitimde çaresiz, çözümsüz bir iktidarla karşı karşıyayız.
Değerli milletvekilleri, dünyada "başöğretmen" ünvanlı bir liderin kurduğu tek ülke Türkiye Cumhuriyeti'dir. Cumhuriyetimiz, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde, ilke ve devrimleri ışığında ayaktadır. Geleceğin belirleyicisi öğretmenlerimiz de cumhuriyetimizin can damarıdır. Ancak öğretmenlerimize ve eğitim emekçilerimize reva görülen tablo, aslında dün yaşananlarda gizli. Bir tarafta, ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak için aylarca mücadele veren, atanmayı bekleyen öğretmenler; bir tarafta da göz göre göre cinayete kurban giden eğitimciler. AKP iktidarına sesleniyorum: Koruyamıyorsunuz, sahip çıkamıyorsunuz ve bunun başsorumlusu da sizlersiniz.
Yoksulluğun olduğu her yerde eğitime erişim de eşitsizlik de derinleşmektedir. Bakıyorsunuz, yirmi iki yıl içinde eğitime ayrılan bütçe giderek azalmıştır. Eğitimde tasarruf olmaz, yatırım olur; bunu defalarca söyledik "Ekonominin kriz faturasını da eğitime çıkarmayın." dedik ancak alınan kararlar ve sistem değişikliği eğitimin niteliğini her geçen gün aşağıya çekmektedir. Tıpkı ekonomide olduğu gibi eğitim alanında da çözümsüz bir iktidar var karşımızda. Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan bile "Eğitimde arzu ettiğimiz başarıyı sağlayamadık." itirafında bulunmuştur. Ekonomi doğru bir politikaya evrilmez ise eğitimde de hiçbir şey düzelmeyecektir. 9 değil 99 eğitim bakanı da değiştirseniz eğitim sistemini düzeltemezsiniz; ne kendinizi ne de bu milleti kandırmayın lütfen. Siyasi ve ekonomik düzlemde millî çıkarlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda atılacak adımlar eğitim sisteminin de düzelmesini sağlayacaktır.
Eğitimin vazgeçilmez sacayağı öğretmenlerimiz dokuz aydır atama bekliyordu. Bizzat Bakanın ağzından 68 bin öğretmen ihtiyacı olduğu açıklandı. "Kamuda en yüksek atama Millî Eğitim Bakanlığında olacak." dendi. Sonuç: Tüm itirazlara, aylardır seslerini her platformdan duyurmaya çalışan yüz binlerce öğretmene ve ailelerine rağmen sadece ve sadece 20 bin atama kararı. Hiçbir ülkede öğretmenlik mesleği bu kadar itibarsızlaştırılmamıştır.
Değerli milletvekilleri, 31 Mart yerel seçimlerini geride bıraktık. Bu seçimde halkın verdiği mesaj çok anlamlı ve de netti ancak bakıyorsunuz, halkıyla, öğretmenleriyle inatlaşmaya devam eden bir iktidar var karşımızda. Mülakat adaletsizliğini seçimden önce itiraf edenler şimdi vazgeçti. "68 bin öğretmen açığı var." dediler, şimdi ne mülakat kalkıyor ne de söz verilen atama sayısı gerçekleşiyor. Yirmi iki yılda Hükûmetin mülakatı nasıl kullandığını örnekleriyle gördük. Binlerce genç, sınavlarda dereceye girmesine rağmen mülakatlarda elendi. Bunu söylemek çok acı ama ataması yapılmayan onlarca genç öğretmenimiz de yaşamına son verdi. Atanmayan her öğretmen bugün başka işlerde de çalışmak zorunda kalmıştır. Öğretmenlerimizi değersizleştiren bu anlayışı şiddetle kınıyorum. Bu anlayış, ülkemizin geleceğine de en büyük darbeyi vurmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kış.
GÜLCAN KIŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, eğitimin sorunları giderek derinleşmekte, niteliği ise de her geçen gün azalmaktadır. Bu politikalarla sorunların çözülemeyeceği çok nettir. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir; ilim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir cehalettir. Bu sözler ışığında, bilimden, akıldan beslenen, kamucu millî eğitim politikasını hayata geçirdiğimiz anda cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılına yaraşır bir toplumu inşa etmiş olacağız ancak.
Özellikle iktidar milletvekillerine seslenmek istiyorum: Şunu unutmayın, eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı bir millet yapar ya da esaret ve sefalete terk eder diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)