GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:78
Tarih:07.05.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve bizleri ekranları başında izleyen sevgili yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

DEM PARTİ'nin Kobani olaylarının yargılama süreci hakkında verdiği önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Önergeyi okuduğumuzda birkaç önemli nokta dikkat çekiyor, bunlardan biri Anayasa'mızın 34'üncü maddesinde düzenlenen ve aslında demokrasinin de olmazsa olmazları arasında yer alan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkıyla ilgili. Maalesef Türkiye'deki uygulamalar şunu gösteriyor: Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını anayasal sınırlar içinde kullananlar bir biçimde provokatif eylemlere maruz kalıyor, buna güvenlik güçlerinin ölçüsüz güç kullanımı eklendiğinde çok ciddi hak ihlalleri ve mağduriyetler ortaya çıkıyor. Nitekim, bu sadece Kobani olaylarıyla ilgili değil, pek çok olayda karşımıza çıkıyor, Gezi Parkı protestoları da bunlardan birini oluşturmakta.

Önergede vurgulanan diğer bir husus ise şu: Bu olaylara ilişkin yargılama sürecinde birtakım usulsüzlüklerin olduğu iddia edilmiş. Oysa, biliyorsunuz, Anayasa'mızın 2'nci maddesi hukuk devleti ilkesine yer vermiştir; bu ilke karşısında yargı kurumunun temel vazifesi herhangi bir yargılama süreciyle ilgili maddi hakikati araştırmaktır. Maddi hakikatinin araştırılması ise ancak ne zaman mümkün olabilir? Yargı kurumu bağımsız kılındığında. Eğer yargı aktörlerine siyasi aktörler veya nüfuz sahibi başkaca aktörler müdahale edebiliyorlarsa, emir ve talimat verebiliyorlarsa o takdirde yargılama sürecinde maddi hakikatin bulunma ihtimali mevcut değildir ki bunlar Anayasa'mızın 138'inci maddesiyle de emredilmiştir. Hâliyle önergede belirtilen bu husus eğer gerçekse Anayasa'mızın 2 ve 138'inci maddelerinin ihlal edildiği sonucuna ulaşabiliriz.

Öte yandan, adil yargılanma hakkıyla ilgili de bu dava bağlamında birtakım ihlallerin olduğu iddia edilmiş. Adil yargılanma hakkı aslında hukuk devleti ilkesinde mündemiç yani zımnen mevcut olan bir hak ama aynı zamanda 2001 Anayasa değişikliğiyle Anayasa'mızın 36'ncı maddesinde hükme bağlanmış. Kaldı ki Türkiye'nin 1954'ten beri taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesiyle hükme bağlanmış bir hak ve Türkiye bildiğiniz gibi 1989'dan bu yana Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının bağlayıcılığını kabul etmiş durumda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Özbudun.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Devamla) - Tamam.

Ama daha önemlisi, 90'ıncı madde gereğince zaten Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve hürriyetler kanunların üzerinde görülmüş durumda. Şimdi, ben buradan Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarındaki arkadaşlarıma seslenmek istiyorum: Biz bu önergeye destek vereceğiz Saadet ve Gelecek Grubu olarak ama şunu biliyoruz: İktidar blokunun oylarıyla reddedilecek. Neden mi? Çünkü aşağı yukarı Temmuz 2023'ten bu yana haftada 12, ayda ortalama 48 önerge veriyoruz ve bu bir yıl içinde aşağı yukarı 500 önerge anlamına geliyor. Bunların hepsi, içeriklerine bakılmaksızın iktidar blokunun oylarıyla reddedildi. Oysa Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı seçim sonuçları karşısında bir yumuşama sinyali verdi. Şimdi, değerli AKP milletvekillerinden ricam, bu bir samimiyet testi. Eğer bu yumuşama sinyali gerçekse...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Selamlayın Sayın Özbudun.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Devamla) - Pekâlâ, teşekkürler.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)