Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 76 |
Tarih: | 30.04.2024 |
ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, yine, kapitalizmin çarkları ne pahasına olursa olsun dönsün, AKP iktidarı şatafatlı saray hayatına devam etsin, yandaş şirketler kazançlarına kazanç katsın, işçilerin kanı üzerinden kazançlarını biraz daha artırsın diye bize bu teklif, hele bir de İliç katliamından sonra, yüzleri bile kızarmadan, ufacık bir mahcubiyet duymadan önümüze getirilebiliyor.
Bakın, bu yasa teklifi ne diyor? Birinci, ikinci, üçüncü grup madenler için UMREK kodu zorunluluğu kaldırılmakta, sadece 4'üncü grup madenler için UMREK kodu raporlanması istenmektedir. Aslında çok büyük bir grup 2'nci grup olarak belirlenmekte ve bu 2'nci gruptaki madenler özellikle inşaat sektörü ve yol yapımında kullanılan mermer, granit, traverten, çimento, kireç gibi kayaçların UMREK raporundan muaf olmasını öngörmektedir. Bakın, bu ne demektir? Bu, yine yeni ekolojik yıkımlara, yine bölge halklarının yaşamlarına, orada yaşayan tüm canlıların hayatına yeni tehditler demektir. Bu kanun teklifi aslında yeni katliamlara da yol açan bir tekliftir. Peki, gerekçesi ne? Yine, hiçbir mahcubiyet duymadan diyorlar ki: "Şirketlerin maliyet kalemlerini azaltmak ve 4'üncü gruptaki raporlama meselesini ortadan kaldırmak." Peki, ne olacak bununla? Maden şirketleri daha fazla masrafa girmeyecek, ruhsat alanı içinde istedikleri gibi at koşturacaklar. Bununla da bitmiyor, ÇED süreçlerinde "ÇED gerekli değildir." kararının verilmesinin önü açılıyor. 93-23 yılları arasında "ÇED gerekli değildir." kararı verilen proje sayısı 77.434. Hiçbir denetime yol açmadan istedikleri gibi yandaş şirketler bütün toprakların üzerinde at koşturuyorlar. Peki, biz isterdik ki... Maden alanı için kuşkusuz kanun teklifine ihtiyaç var ama madenler maden işçilerine mezar olmasın diye, bunun çözümü için bir kanun teklifine ihtiyaç var. Bakın, daha önceki dönem Milletvekilimiz Serpil Kemalbay İliç'le ilgili soru önergesi verdi, hiçbir şey demediniz; iki ay önce İliç'te bir katliam yaşandı. Sonra Soma için, Amasra için parmağınızı bile kıpırdatmadınız, Zonguldak için parmağınızı bile kıpırdatmadınız.
Kaçak madenler meselesi... Bu ülkede Zonguldak ve Şırnak'ta kaçak madenlerde maden işçileri sömürülüyorlar, karın tokluğuna çalıştırılıyorlar ve sözüm ona kaçak madenlerle mücadele edecek olan iktidar redevans sistemiyle âdeta kaçak madenleri teşvik ediyor. Giderseniz bölgeye size tek tek bunların hepsini anlatacaklardır.
Bakın, bir başka şey... Peki, bütün bunlara karşı, eğer maden sektöründe, maden işçilerinin, bölge halklarının taleplerine kulak verirseniz bambaşka şeyler duyacaksınız. Bakın, Soma 13 Mayıs 2014, 301 madenci toprak altında kaldı. Amasra 14 Ekim 2022, 42 madenci; Zonguldak, Vezir Muhammed, 10 Kasım 2023 yakılarak öldürüldü. İliç 13 Şubat 2024, 9 işçi 70 bin ton toprağın altında kaldı, hâlâ 7'sinin bedenine ulaşılamadı. Bunlar dururken bunlara ilişkin tek bir önlem almayan iktidar yeni katliamlara yol açıyor.
Bakın, eğer hemen kulağınızı açarsanız, Hakkâri'de, Kavaklı köyünde, 22 Nisandan beri yöre halkı madene karşı nöbet tutuyor. Mera alanları tehdit altında ve aynı maden işçisi kaçak tüneller, kaçak yapılarla inşaat üzerine inşaat yapıyor orada, iktidarın gözü önünde.
Bir başka şey Hanönü ilçesi. Bakın, Hanönü ilçesine Vekilimiz İbrahim Akın'la birlikte Kastamonu Hanönü Çevre Platformunun çağrısıyla gittik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Saki, lütfen tamamlayın.
ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Tamamlıyorum.
Hanönü ilçesindeki madenin atık tesisinde her an göçük olabilir. Her an göçük olabilir, bunu oradaki yöre halkı her gün, her gün tedirginlik hâlinde yaşıyor ve parmağını kıpırdatmıyor iktidar Hanönü ilçesinde yeni katliamların önlenmesi için ve 2 okul var, sadece 1 okul değil; 1'i çok yakınında, 1'i göçük alanının daha ötesinde ama herhangi bir göçük olduğunda 2'si de çok büyük tehdit altında. Ben diyorum ki gelin, bu maden kanunu teklifini geri çekin. Biz asıl maden işçilerinin, maden sahasındaki yöre halklarının taleplerini de göz önüne alarak, uygun bir şekilde bütün maden işçilerinin kazançlarını insanca bir yere çekerek, çalışma koşullarını düzenleyerek bambaşka bir madencilik sektörü yaratalım. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)