GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:76
Tarih:30.04.2024

GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yerel seçimler öncesi Meclis gündemine getirilen maden yasa teklifi Erzincan İliç'teki madende meydana gelen felaket sebebiyle geri çekilmişti. Maden faciasında toprak altında kalan işçilerimiz hâlâ bulunamadı. Günler sonra sadece 2 işçimizin cansız bedenine ulaşılmış durumda. 2 işçimize de Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine başsağlığı diliyorum.

Buradaki altın madeni faaliyete girdiği 2008 yılından itibaren çevresel felaketlerle sıklıkla gündeme gelmişti. Bu maden yalnızca doğamızı ve kaynaklarımızı değil, yaşamları da katletti. Bu sebeple, burada her türlü hukuksuzluk ve usulsüzlüğü yapanların, göz yumanların bir an evvel yargı önünde hesap vermesini diliyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye haritasına baktığımızda tam yirmi iki yıldır ülkemizin neredeyse her yerinde doğamız enerji yatırımları yapmak adına tahrip edilmiş ve buna da hızla devam edilmektedir. İşte, önümüzdeki bu kanun teklifi de tam da bu amaca hizmet etmek için getirilmiştir. Madencilik faaliyetlerini zorlaştıran bazı uygulamaları da ortadan kaldırma hedefinde olduğunu da görüyoruz. Oysa ki orman alanları, tarım alanları, zeytinlikler, turizm alanları zaten yoğun bir tahribat altındalar. Bunun en acı itirafı da kısa süre önce Çevre Bakanı Sayın Özhaseki'den gelmiştir: "Her tarafı yemyeşil zümrüt gibi olan Anadolu coğrafyasını âdeta talan ettik, ağaçlarımızı yok ettik, ormanlarımızı da kel hâle getirdik." dedi.

Değerli milletvekilleri, Kaz Dağları'nın, Akbelen'in hâli ortada. Sayın Bakan, yirmi iki yıllık AKP Hükûmetinin özetini yapmıştır yani Türkiye'nin dört bir yanı talan edilmektedir.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin bütününe baktığımızda şunu görüyoruz: Apar topar hazırlanmış, sadece belli bir amaç doğrultusunda Meclise getirilmiştir, özetle, tam da birilerine verilmiş sözlerin yerine getirilmesini hedeflemektedir. Ne enerji sektörü temsilcilerine ne de Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin fikirlerine başvurulmadığı çok açık bir şekilde görülmektedir ancak Türkiye gibi ülkeler için üretimden tüketime düzgün ve sürdürülebilir bir enerji planlaması gerekmektedir çünkü enerjide dışa bağımlılığımızın yüzde 75'i geçtiği bir süreci yaşıyoruz. Önümüzdeki kanun teklifine bakıyoruz, kamu yararını gözetmeyen, dışa bağımlılığı artıracak, akıldan, bilimden, gerçekçi enerji politikalarından uzaktır. Bu teklifle Dışişleri Komisyonunda görüşülmesi beklenen Birleşik Arap Emirlikleri'yle enerji anlaşmasının ön hazırlığının yapılmak istendiği de çok açıktır. AKP'nin ekonomik kriz nedeniyle acil olarak dışarıdan sıcak paraya ihtiyacı olduğunu da hesaba kattığımızda Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere, yabancılara topraklarımızda rant alanları açıldığı da görülmektedir. Yine, teklife baktığımızda yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üreten santral sahiplerine dövizle alım garantisi verilmektedir. Bu durum ise elektrik fiyatlarında ciddi artışları beraberinde getirecek ve vatandaşlarımızın faturalarına yansıyacaktır.

Değerli milletvekilleri, bu düzenlemeyle imar planı yapılmaksızın doğal alanlar üzerine enerji tesisi kurulmasının da önü açılmaktadır. Kamu kurumları ve ilgili belediyelerin yetkisi altında olması gereken imar plan yetkileri ortadan kaldırılıyor. Kamuya ait kaynakların verimsiz kullanılması ve denetim yapılmamasının da önü açılıyor.

Yine, teklifte sakıncalı bulduğumuz diğer bir madde nükleer maddelerin taşınması işine ilişkindir. Nükleer maddelerin taşınması işine dair sigortalama ve teminat yükümlülüğünün taşımayı yapacak üçüncü tarafa yükletilmesi de istenmektedir. Bilindiği üzere nükleer maddelerin taşınması süreci ciddi riskler barındırmaktadır. Seçim bölgem Mersin'deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi'nin atıklarının yönetimi konusu bile hâlâ belirlenememiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kış, lütfen tamamlayın.

GÜLCAN KIŞ (Devamla) - Teşekkür ederim.

Akkuyu Nükleer Santral AŞ'nin ve Rosatom'un bu konudaki yükümlülükleri belirsizken nükleer madde taşıma işinin üçüncü kişilere devri kabul edilemez. İşleten hukuki sorumluluktan kaçmaktadır. Nükleer madde taşınması sırasında doğacak zararlarla ilgili, Türkiye işletenden hiçbir hak talep edemeyecektir. İşte bu nedenle 14'üncü madde kanun teklifi metninden çıkarılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, ulusal çıkarlarımıza uygun, dışa bağımlılığı en aza indirgeyen, yerli, kararlı ve gerçekçi bir enerji politikasına acilen ihtiyacımız vardır. Türkiye, enerjide kontrolü eline almadığı sürece dışa bağımlılığa da mahkûmdur. Tüm bu nedenlerle Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu kanun teklifine karşı olduğumuzu bildiriyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)