Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 76 |
Tarih: | 30.04.2024 |
CHP GRUBU ADINA OKAN KONURALP (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son bir haftadır Orta Doğu Teknik Üniversitesinde yaşananlar kapsamında üniversitelerimizin özerklik ve özgürlük hâlinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılmasına ilişkin önergemizle huzurlarınızdayım.
Sayın milletvekilleri, malumunuz üzere, ODTÜ'lüler herkesin herkese öğretecek bir şeyi olduğuna duydukları inancın ifadesi olarak birbirlerine "hocam" hitabıyla seslenir. Rektörünün hazırlık sınıfı öğrencisine, doçentinin kat görevlisine, bölüm öğrencisinin yurt müdürüne yönelik "hocam" hitabının toplumsal ve akademik hiyerarşiyi yıkan bir niteliği vardır. Ancak "hocam" hitabı bizlere, tüm fikirlere, düşüncelere, yaşam tarzlarına, etnik, mezhepsel, inançsal ve cinsel kimliklere saygılı olmanın, farklılıklarla birlikte yaşamanın önemini de anımsatır. Sinan Cemgil'den miras "hocam" hitabında çoğulculuk, insan hakları ve demokrasiye, bilime, kendisi gibi düşünmeyenlere de saygı gösterme ilkesine bağlılık vardır çünkü dediğim gibi herkes herkese bir şey öğretebilir, gün gelir herkes herkesten bir şey öğrenebilir. Şimdi, ODTÜ öğrencileri yani hocalarımız yaklaşık on gündür başta ODTÜ'nün kayyumlaşmış rektörüne ve tüm Türkiye'ye ders niteliğinde bir hak mücadelesi örneği veriyor. Çünkü rektörlük, güvenlik ve çevre sorunları gerekçesiyle yaklaşık otuz beş yıllık ODTÜ Bahar Şenliği'nin süresini kısaltma, Devrim Stadyumu'nu öğrencilere yasaklama kararı aldı. Öğrenciler de rektörlük kararına karşı anayasal haklarını barışçıl bir şekilde kullanıyorlar, bir grup ODTÜ'lünün 1968 sonbaharının bir gece yarısında yaptıkları yazılamayla ismini "ODTÜ Devrim Stadyumu"na çevirdikleri stadyumlarını geri almak için eylem yapıyorlar. İstedikleri özetle şudur: Devrim Stadyumu'nun Bahar Şenliği'nin ana sahnesine ev sahipliği yapması ODTÜ'nün tarihsel ruhunu yansıtmaktadır. Dolayısıyla, gerekli önlemler alınmalı, sağlanacak iş birliğiyle şenlik ile stadyum birbirlerinden koparılmamalıdır. İstek son derece basit, son derece yalın. Öğrenciler finaller öncesinde omuz omuza, yan yana, hep birlikte şarkılarını söylemek istiyorlar, üstelik Çankaya Belediyemiz kimi endişeleri de ortadan kaldıracak bir diyalog süreci başlatmışken rektörlük öğrencilerin taleplerine ilişkin olumlu bir adım atmıyor. Bu nedenle, yaşanan bir şenlik, konser, festival sorunu değildir, ODTÜ'de yaşanan bir özgürlük sorunudur çünkü bir süredir Türkiye'nin yüz akı sayılabilecek az sayıdaki üniversite mevcut siyasi iktidar ve bu iktidarın her türden yandaşı tarafından sistemli bir saldırı altında tutuluyor. Siyasi rektör atamalarıyla ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesinin de aralarında olduğu bazı üniversitelerin akademik ruhu, kimliği, birikimi yok edilmek isteniyor. Üniversiteler veya üniversitelerin kimi fakülteleri yerlilik, millîlik tartışmalarına alet ediliyor. Siyasi iktidarın kimi mensuplarının ODTÜ, Boğaziçi gibi kurumlara yönelik müdahaleleri birer fetih projesi. Üniversitenin her türlü hâlini birer rant nesnesi olarak gören bir anlayışla karşımıza dikiliyor. Oysaki üniversiteler insan haklarını, kadın-erkek eşitliğini, hukukun üstünlüğünü, bilimi savunması gereken kurumlar olarak öne çıkmalıdır fakat siz bunları tamamen ortadan kaldırdınız ve daha fazlasını istiyorsunuz. Üniversitelerimizi bilimsel araştırma ve geliştirilen teknolojiler bakımından fukaralaşmış birer ileri lise düzeyine dönüştürdünüz; yetmiyor, daha fazlasını istiyorsunuz. Ezcümle, bir nevi kendi 28 Şubatınızı, kendi zulmünüzü yarattınız. Bu noktada Anayasa Mahkemesinin haklarında hak ihlali kararı verdiği barış akademisyenlerini de selamlıyorum. Dahası, gerçeklikten uzak bazı verilerle üniversitelerimizin içinde bulunduğu acı tablonun da üstünü örtmeye çalışıyorsunuz ama şunu bilin, aranızdaki sağduyu sahibi pek çok isim de bu verilere inanmıyor. Şunu da unutmayın: Ne yaparsanız yapın, hangi rektörü, hangi dekanı atarsanız atayın, hangi meydanı, hangi stadyumu yasaklarsanız yasaklayın ODTÜ, Boğaziçi, Ankara Üniversitesi gibi üniversiteler insana, doğaya ve demokrasiye sahip çıkmaya devam edecek, bilimsel araştırmalarıyla Türkiye'nin yüz akı olmaya devam edecektir.
Sayın milletvekilleri, bilim her bir öğrencinin, her bir akademisyenin özgür olduğu, barışçıl, farklılıklara saygılı, çoğulcu, demokratik toplumlarda gelişebilir. Üniversiteyi üniversite yapan öncelikli kriterler, demokrasiye ve insan haklarına, temel ve evrensel insani değerlere ödünsüz olarak sahip çıkmak, bilimsel doğruları ve düşünceyi savunmaktır. Bir üniversite bunları yaptığında iyi bir üniversite olur. Evrensel insan haklarının ve demokratik ilkelerin savunulmadığı, bilimsel doğrular konusunda suskun kalındığı üniversite sisteminin ülkemize bir faydası yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Konuralp, lütfen tamamlayın.
OKAN KONURALP (Devamla) - İçinden geçtiğimiz ekonomik krizin gerekçesi de bilimsel bilgiden uzaklaşmış olmanızdır. Öte yandan, ODTÜ Rektörünün yasak gerekçeleri mevcut siyasi iktidara yönelik de bir girişimdir, görmüyorsunuz. Rektör "Yasak kararıyla AK PARTİ iktidarı ülkeyi öyle bir noktaya getirdi ki otuz dört yıldır sağlanan şenlik güvenliğini ve kampüs temizliğini bu yıl sağlayamam." diyor, farkında değilsiniz; siz bilirsiniz.
Sayın milletvekilleri, ODTÜ Bahar Şenliği kapsamında Devrim Stadyumu yasaklanıyor, Mülkiyenin yaklaşık seksen yıllık İnek Bayramı yasaklanıyor ve Taksim Meydanı 1 Mayıs kutlamalarına kapatılıyor. Yasak kararlarını güvenlik, toplumun millî ve manevi değerlerine aykırılık gibi gerekçelerin arkasına sığınarak alıyorsunuz; yazık, gelin, buna son verin. ODTÜ Bahar Şenliği ve Mülkiye İnek Bayramı öğrencilerin istekleri doğrultusunda özgürleşsin, Taksim Meydanı işçilere, emekçilere açılsın.
Üniversitelerimizin hâlini hep birlikte araştırmamızı amaçlayan önergemizin kabulü umuduyla sizleri selamlıyorum. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)