GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:71
Tarih:16.04.2024

CHP GRUBU ADINA SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında görüşlerimizi bildirmek üzere Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum.

Öncelikle, 12 Nisan Cuma günü Konyaaltı ilçemizdeki Tünektepe'de teleferikte meydana gelen talihsiz kazada hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyor, yaralanan ve kazadan etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Değerli milletvekilleri, biliyor musunuz, bu hafta Turizm Haftası. Her yıl olduğu gibi 15-22 Nisan tarihlerinde kutlanan Turizm Haftası'nda, başta sektörümüzün acentelerinin, hava yollarının, değerli yatırım ve işletmecilikleri ile vefakâr turizm emekçilerimizin, tüm vatandaşlarımızın Turizm Haftası'nı kutluyorum, verimli bir sezon olmasını diliyorum.

Malumunuz, ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda Anayasa'nın hiçe sayılmasından tutun da vatandaşlarımızın kira, barınma, hayat pahalılığı, emeklilerimizin geçim sıkıntısı gibi bunca derdi varken turizm sektörünün çözeceği başka mesele kalmamış gibi ısrarla bu yasa teklifinin gündeme taşınması Hükûmetin ülke gerçeğinden ne kadar kopuk olduğunu göstermektedir. Böyle bir haftada, sektörün sorunlarına ve çözüm yollarına ilişkin meselelerini konuşacağımız ve geleceğe dair planlar yapacağımız bir zamanda ne yazık ki böyle bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız. Turizm sektörü dinamik ve stratejik bir sektör olup mevzuatının da yenilenmesi gerektiğini elbette kabul ediyorum. Bu kanun teklifi, tıpkı Komisyon gündemine getirilen diğer kanun tekliflerinde olduğu gibi, yine zamansız, yine tartışmaya elverişsiz bir gündem yaratılarak sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerin ve en önemlisi sektörün emekçisi binlerce rehberin görüşüne başvurulmadan hazırlanmış bir kanun teklifidir.

Komisyon görüşmeleri sırasında hem yasama tekniği hem hukuk kuralları hiyerarşisi hem de içerik olarak eleştirilerimizi, itirazlarımızı tek tek dile getirmiştik. Ne yazık ki, gün geçmiyor ki sektörün temel taşlarını yerinden oynatacak, işleyişini bozacak bir kanun teklifi gündeme gelmesin. Yine, sorulmadan hazırlanan ve bekletmeye alınan Seyahat Acentaları Birliğine ilişkin teklifin ardından bu defa da turist rehberliği mesleğine yönelik yaklaşık 14.500, bu senekilerle birlikte, yeni katılımlarla birlikte 20.000 rehberimizi zorda bırakacak bir kanun teklifi var önümüzde.

Seyahat acenteleri ve turist rehberleri turizm sektörünün en önemli sacayağıdır. Eğer turizm sektörüne ilişkin bir başarı hikâyesinden övünerek bahsediliyorsa ya da söylendiği gibi rekorlar var ise bu iki ayağın geçmiş yıllardaki, geçmiş otuz kırk yıllık dönemdeki katkısını göz ardı etmemiz mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de turist rehberliği geçmişten günümüze stratejik bir meslek olarak görülmekte ve yasalarla korunmaya çalışılmaktadır, 2012 yılında 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu'yla kendine has bir kanuna sahip olmuştur, aynı zamanda örgütlenmesini tamamlamış, meslek yasası olan bir meslek grubudur. Hiç şüphesiz ki turizm, kamu diplomasisinin ve ülkemizin yumuşak gücüdür, aynamızdır, stratejik ve ekonomik anlamda Türkiye'nin rekabet ettiği en önemli sektördür. Bu diplomaside elçilik yapanlar ise turist rehberlerdir; yabancı turistlere ülkemizi tanıtarak diplomatik bir rol üstlenirler. İyi bir rehber ülkenin güzelliklerini, misafirperverliğini en iyi şekilde yansıtarak olumlu bir iz bırakır, kurdukları bu etkileşimle kültürel anlayışı artırır ve dostluk köprüleri kurar. Diplomatik katkılarının yanı sıra, rehberlik hizmeti, aynı zamanda kişi başına harcama miktarı yüksek turist profilini artırmakta ve ekonomik kalkınmaya katkı sunmakta da etkilidir.

Peki, durum bu kadar netken bu teklifle Genel Kurula sunulan nedir? Şimdi, meselenin doğrudan özüne yönelik eleştiri ve uyarılarımı söyleyeceğim. Teklife baktığımızda mesleğin çalışma alanını daraltan, mesleği harcıâlem büyütmeye çalışan, hatta teklifin tümüyle yasalaşması hâlinde mesleği bitirmeye yönelik hükümlerin yer aldığını bir turizmci olarak üzülerek görmekteyim. Kanun teklifinde rehberlere siz artık otobüste değil müze ve ören yerlerinin önünde bekleyerek görevinizi yapacaksınız denmektedir. Rehberlik hizmeti, düzenlenecek tur veya paket turların her safhasında verilmesi gereken bir hizmettir. Ülkemiz büyük, rotalar uzun, tarih, kültür ve tabiatla dolu doludur. Bu sebeple, turist rehberliğinin ayrılmaz ve en önemli parçası yollarda seyahat ederken turiste kendi dilinde yapılan anlatımlardır.

Peki, sizlere sormak istiyorum: Tur operatörlerinin rehber bulundurma zorunluluğunu ortadan kaldırırsak Amerika Birleşik Devletleri'nden, Çin'den, Japonya'dan gelen grupları havalimanından alıp Bursa'ya, Çanakkale'ye, Afyon'a, Ankara'ya götürecek otobüste rehber olmadıktan sonra ülkemizin tarihî güzelliklerini, kültürünü, geleneklerini kim anlatacak? Bu kanun teklifiyle, ülkemize gelen turistlerin kültürümüzü, yaşam tarzımızı deneyimleyip yaşamadan, ülkemizin, bölgemizin tarihini öğrenip bizi anlayacak kadar tanımadan geri dönmeleri arzulanmaktadır. Bu teklif, "özel ilgi ve kültür turu" olarak adlandırdığımız varsıl ve entelektüel turistlerin ilgi gösterdiği turların yok olmasına, ülkemizin eksi maliyetle getirilen ucuz turist cenneti olmasına yol açacaktır, kendi bindiğimiz dalı itirazlara rağmen kesme ısrarıdır. Bu girişim, zengin kültürel varlıklara sahip ülkemizin tanıtılmasına, detaylı bir şekilde anlatılmasına engel olacaktır.

Değerli milletvekilleri, her biri en az bir yabancı dil bilen, ana dili gibi yabancı dil konuşan, ülkenin yüz akı yaklaşık 15 bine yakın deneyimli, belgeli ana dili Türkçe olan turist rehberlerimiz var ve her yıl 90'a yakın meslek bölümünden 5 bine yakın rehber adayımız mezun oluyor. Bunlar zaten Türkçe rehberlik yapabilme kapasitesine de sahiptir fakat bu kanun teklifinde bunları işsiz bırakıp yerlerine yabancı dil bilmeyenlerin, görünüşte rehber ama aslında muavin gibi kullanılmasına yol açabilecek bir madde vardır. Yabancı dil bilgisi olmadan mezun olanların mağdur olmaları istenmiyorsa rehberlik eğitim programındaki yetersizlik, kusur ve eksiklerini giderme yoluna gidilmelidir.

Rehberlik, geniş bir coğrafya, folklor, edebiyat ve en önemlisi derin bir tarih kültürü ister. Dolayısıyla akademik bir eğitim almadan, rehberliğe dair özel derslere gitmeden bu sistemi yürütmek mümkün değildir. Yine, maddelerden bir tanesi, sanat tarihi ve arkeoloji mezunlarını hiçbir eğitime tabi tutmadan rehberlikten yararlanmaları üzerinedir. Bunların kesin ve kesin bu rehberlik eğitimini alması gerekmektedir. Rehber sayısını artırarak sözüm ona istihdamı artırmaya, okul mezunu olup yabancı dili belgeleyemeyen gençleri iş sahibi yapmak adına turist rehberlerinin görev alanını daraltmaya hatta bir hobi hâline getirmeye çalışılmaktadır.

Akıcı bir yabancı dille bezenmiş iyi bir anlatım olmaksızın ne Ayasofya'yı ne Topkapı Sarayı'nı dünyaya layıkıyla anlatamazsınız. Yerli ve millî felsefeyle hareket ettiğini her fırsatta dile getiren Hükûmetin rehberlik mesleğini turlara eşlik eden yabancı tur çalışanlarına bırakma çabasını da bir turizmci olarak yine anlamakta güçlük çekiyorum. Bu düzenlemeyle hâlihazırda ülkemizde yaşayan, bir şekilde ülke vatandaşlığına geçmiş birçok Çin, Japon, Rus, Ukraynalının turizm rehberliğine ilişkin gerekli eğitimi almadan rehberlik yapmasının önü de açılmaktadır. Bu durum belli bölgelerde belli sermaye gruplarının çıkarları doğrultusunda hareket edilerek eğitimini bu dillerde alan gençlerimize karşı haksız bir rekabet ortamı yaratmaktadır.

Karşımızda kimsenin gitmeye cesaret edemediği bölgelere turistleri götürmüş hatta bu uğurda meslek şehidi vermiş, pandemi boyunca sahaya çıkamadığı için kazanç elde edememiş, elde edemediği hâlde hiçbir destek görmemiş fakat mesleğini aynı özveriyle yapmaya devam etmiş bir meslek grubu var. Bu kanun teklifiyle, Genel Kurulda bu mesleğin var olması veya yok olmasına yönelik bir karar arifesindeyiz. Teklif kabul görürse artık Çanakkale, Urfa Göbeklitepe, Gaziantep Zeugma Müzesi, Ayasofya, Yerebatan Sarayı, Mardin, Van Akdamar, Trabzon Sümela Manastırı ve diğer kültürel değerlerimiz rehberlerin yerini alacak ve görevleri sadece yolculara refakat etmek için yola çıkan kişiler tarafından üç beş tür cümleyle anlatılacaktır.

Teklifin bir diğer menfi yönü de Rehberler Birliğine dairdir. Eğitim programı açılacak yabancı dillerin tespitinde tek karar mercisi olarak Bakanlık belirlenmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

SURURİ ÇORABATIR (Devamla) - Oysa kanunla kurulan meslek birliğinin bu konuda görüşü alınmayacaksa hangi konuda görüşü alınacaktır?

Yüce Meclis çatısı altında bize atfedilen görev, kazanılmış hakları ve işleyişi daha ileri bir seviyeye taşımaktır. Eğer gündeme hak kaybına yol açacak, bir meslek grubunu içinden çıkılmaz zor bir kaosa sürükleyecek bir teklif gelirse bu kürsüden bunu yüksek sesle dile getirmemiz gerekmektedir. Burada ümit ediyorum ki yarın öbür gün konuşulacak maddelerde AK PARTİ Grubu bahsi geçen maddelerin geriye çekilmesini sağlayacaktır.

Sayın milletvekillerim, Tünektepe Teleferik kazasıyla ilgili hususa da değinmek istiyorum. Kaza anından itibaren Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel çalışmaları saat saat takip etti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SURURİ ÇORABATIR (Devamla) - Son bir dakika alacağım.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım lütfen.

SURURİ ÇORABATIR (Devamla) - Aynı zamanda bölgeye genel başkan yardımcılarımız, grup başkan vekillerimiz ve milletvekillerimizden oluşan bir heyet gelerek çalışmaları yerinden takip etti, bizleri yalnız bırakmadılar.

Operasyonla ilgili biraz bilgi aktarmak istiyorum. Şu anda benim gördüğüm, dünyada ve Türkiye'de yapılan en önemli operasyona oradaki arkadaşlarımız imza attı. Bu başarılı operasyonda kriz masasında Antalya Valimize, AFAD Başkanımıza, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımıza, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımıza, Ankara, İstanbul, İzmir, Balıkesir, Denizli Belediyelerimizden gelen yetkililerimize, ekiplerimize, İzmir ve Antalya'dan Sahil Güvenlik Komutanlıklarına ve hava teşkilatına, Jandarma Genel Komutanlığına ve Antalya İl Jandarma Alay Komutanlığına, JAK ekiplerine, Emniyete, Orman Genel Müdürlüğüne, UMKE'ye, 112, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ekiplerine, STK'lere, Kızılaya, tüm ekiplerine yürekten teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)