Konu: | Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 71 |
Tarih: | 16.04.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan; istisnalar ve muafiyetler ülkesi...
Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında Gelecek-Saadet Grubu olarak söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, Genel Kurula getirilen bu yasanın amacı turizm sektöründe yaşanan değişikliklere ve ihtiyaçlara yanıt vermek, turist rehberliği mesleğinin kalitesini artırmak ve turist rehberleri ile seyahat acentelerinin faaliyetlerini düzenlemek olarak belirtilmiş. Teklif gerekçesinde bu amaçla mevcut düzenlemelerin eksikliklerinin giderilmesi, mesleğe kabul koşullarının güncellenmesi, disiplin cezalarının yeniden düzenlenmesi ve turist rehberliğinin çeşitli yönlerine ilişkin yasal çerçevenin iyileştirilmesi hedeflendiği de gerekçeler arasında sıralanmış. Kanun teklifinin turist rehberliği mesleğinin ve seyahat acentelerinin faaliyetlerinin daha etkin ve kaliteli bir şekilde yürütülmesi, mesleğe giriş koşullarının güncellenmesi, mesleki eğitimin ve yabancı dil yeterliliklerinin teşvik edilmesi, disiplin ve idari yaptırımların yeniden düzenlenmesi gibi konuları da kapsadığı yazılmış ve son olarak, bu düzenlemelerle turizm sektörünün ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verilmesi ve sektördeki profesyonellik düzeyinin artırılmasının amaçlandığı da ayrıca belirtilmiş ki bunun nasıl olduğunu maddeleri okumaya başladığınızda hemen görebiliyorsunuz.
Bu konuya geçmeden önce, geçen sene Türkiye'nin turizmden elde ettiği gelirin Sayın Bakanın açıklamalarına göre 46,5 milyar dolar olduğu söylenmişti. 2023'te ziyaretçi sayısının 56,7 milyon... Ziyaretçi sayılarını ülke bazında incelediğimizde ise; ilk 3 ülke arasında 1'incilikte 6,3 milyonla Rusya Federasyonu'ndan ziyaretçilerin, 2'ncilikte çok yakın bir rakamla, 6,2 milyonla Almanya'dan ziyaretçilerin, 3'üncülükte de 3,8 milyonluk rakamla İngiltere'den yani Birleşik Krallık'tan gelen ziyaretçilerin olduğu anlaşılıyor. Gelecek yıl hedeflerinin ise 60 milyon ziyaretçi olduğu belirtilmişti. Şimdi, ben de naçizane olarak buradan soruyorum: Ülkemize gelen turist sayısı bu kadar olmasına rağmen niçin turizm gelirimiz bu sayılara göre çok düşük? Kaldı ki ülkemiz sayenizde son yıllarda o kadar pahalı bir ülke hâline geldi ki, bırakın yerli turistleri yabancı turistler bile ayağını kesmeye başladı. Yabancı turistlerin Yunanistan'a, Mısır'a ve benzer yerlere yöneldiğini dünya âlem biliyor ve görüyor. Nereden mi biliyorum? Istakoz yemek ve pahalı şaraplar içmek için giden yüksek profilli ve paralı vatandaşlarımızı saymazsak sıradan, orta ölçekli vatandaşlarımız bile ülkemiz yerine bu adalara, yurt dışına gitmeyi tercih etti. Yahu, bu sene Yunan adalarına giriş-çıkış vizelerinde muafiyet getirmediniz mi? Getirince ne oldu? Bu insanlar kendi ülkesi yerine, aynı manzara ve iklim özelliklerine sahip karşı tarafa geçip oralarda tatil yaptılar. Niye mi? Çünkü bu ülke çok pahalı arkadaşlar, Türkiye çok pahalı, öyle böyle değil, gerçekten pahalı. Benzer yemekleri ve konaklamayı Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Çeşme, Antalya ve benzeri gibi yerlerde yesek ve konaklasak en az 2 hatta 3 katı bir meblağ ödemek zorundayız arkadaşlar. Ben milletvekili maaşıyla Muğla Milletvekili olarak bu şehrin herhangi bir yerinde orta sınıf bir otelde ailemle bir hafta tatil yapamam, kesinlikle yapamam.
Devriiktidarınızda Türkiye'yi resmen dünyanın en pahalı ülkelerinden biri hâline getirdiniz ve iddia ediyorum, bu hızla giderse açık ara dünyanın en pahalı ülkesi olmamız içten bile değil. Giyim benzeri konularda fiyat alternatiflerine ulaşılabiliyor lakin özellikle gıda, ulaşım, konut, haberleşme gibi temel ihtiyaçlarda vatandaş resmen çaresiz. Bugün verdiğimiz grup önerimizde tam olarak bu konuyu gündeme getirmiştik ama maalesef onu da reddettiniz. Niye reddettiniz? Bu pahalılık ve artan yoksulluk sizin umurunuzda değil mi? Çok da uzun olmayan bir zaman diliminde sizler bu konularda çok hassastınız, hayli hassastınız. Ne oldu, köprünün altından çok mu sular aktı? O mahallelerden taşınalı çok oldu da bu yoksulluğu gözleriniz görmez, kulaklarınız duymaz mı oldu? Gıda fiyatlarındaki astronomik artış, enflasyon ve dünyada en fazla artan gıda fiyatları yüzünden, aslında yirmi yıl öncesine kadar gerçekten bir tarım ülkesi olan Türkiye'de insanlar neredeyse meyveyi, sebzeyi rüyasında bile göremez oldular, haberiniz var mı acaba? Kelime oyunları, laf cambazlıklarıyla bir yere kadar, insanımızın karnı doymuyor.
Şimdi, Turizm Bakanının açıkladığı turist sayısı ve her yerde yiyip içen, otelleri dolduran kişileri gösterip "Söylediğiniz gibi bir yoksulluk varsa ve her şey bu kadar pahalı ise bu ne?" diyeceksiniz ve diyorsunuz da biliyorum. Devriiktidarınız öncesi yıllara sâri olarak 5 milyon kadar orta sınıf, zengin, ultra zengin bir kesim vardı, sizler buna bir 7-10 milyon daha ilave ettiniz. Ülkenin yaklaşık bir 15 milyonu bu sınıflandırmanın içinde ve gezen tozan, alışveriş yapan, restoranları dolduranlar ile yurt dışında ıstakoz ve pahalı şarapların tadına bakan işte bu grup; haberiniz var mı? Yoksa ben buradan hatırlatayım. Gerçi seçimlerde vatandaş da hatırlattı ama sizin aklınız başka yerlerde olduğu için bunu da anlamadınız. Ülke 85 milyona yaklaştı ve bunun 70 milyonu imkânı olmadığı için ortalıkta bile yoktu ama sandıklarda bir kısmı ortaya çıktı, bu kafayla giderseniz geri kalan kısmına biraz daha eklenerek devasa sessiz yığınlar iyi bir şamar vuracak. Şimdi nüfusun yedide 1'inin durumuna bakıp "Alım gücünde iyi durumdayız, başka ülkelerden daha iyiyiz, her şeyin ve herkesin durumu iyi." demek en hafif tabirle aymazlıktır ve hatta tek kelimeyle siyasi ahlaksızlıktır. Bakınız, bir emekli vatandaşımız 2 torunuyla Ankara'da sıradan bir lokantaya gidiyor; birer porsiyon et döner, tatlı yiyorlar ve içecek içiyorlar; gelen hesap yaklaşık 2 bin TL. Arkadaşlar, Ankara'da ismi çok ilginç olan ve dar gelirli vatandaşların gittiği bir lokantadan bahsediyorum. Bu emekli vatandaş aldığı emekli aylığının -10 bin lira emekli aylığı- beşte 1'ini basit bir yemeğe ödüyor ve biz burada turizmden, turizm yerlerinden, konaklamadan, yeme içmeden, tatilden bahsediyoruz. Ne tatili, ne otellerde konaklaması? Bu insanlar eskiden gittiği baba ocaklarına bile gidemez oldular yani diyeceğim o ki kasap et derdinde, koyun can derdinde; yırtılan hep Deli Bekir'in yakası.
Gelelim kanun teklifi hakkında söyleyeceklerime. Değerli milletvekilleri, bu teklifin de her zamanki gibi Külliye ya da bakanlıklarda hazırlanıp milletvekillerine imzalatılarak teklif görünümünde geldiğine şüphe yok. Her şeyiniz "-mış, -miş" gibi olduğu için kanıksadık artık. Şimdi bu teklife göre üniversitelerin turist rehberliği bölümlerinin ön lisans, lisans veya yüksek lisans programlarından mezun olmak veya üniversitelerin turist rehberliği bölümü dışındaki diğer bölümlerinden en az lisans düzeyinde mezun olanlar için ülkesel veya bölgesel turist rehberliği eğitim programını bitirme şartı aranmayacak. Üniversitelerin sanat tarihi ve arkeoloji bölümleri lisans mezunları için de turist rehberliği eğitim programına katılma şartı aranmayacak. Yani turist rehberi olma şartlarının kolaylaşması ve sorumluluk alanlarının daraltılmasının önemli millî güvenlik sorunlarına neden olacağını özellikle belirtmem gerekiyor. Mevcut meslek yasasının evveliyatının Osmanlı dönemine dayandığını hatırlatmak istiyorum. Yasanın ilk ismi "Yabancılara Tercümanlık ve Rehberlik Edenler" olarak geçiyor. O dönemde ajanlık ve misyonerlik faaliyetleri yaygın olarak icra edildiği ve kontrolsüz bir alan oluştuğu için turist rehberliğinin esasları belirlenirken turist rehberi olmanın koşulları zorlaştırılmıştı. Söz konusu teklifle birlikte turist rehberliğine giriş şartları kolaylaştırılıyor ama yasal çalışma alanları daraltılıyor aynen internet yasasında, dezenformasyon yasasında, elma şekerinin içerisindeki zehir yasasında olduğu gibi. Neredeyse bir noktada bir hava müzesi olan ülkemizde bu teklifle birlikte tur süresince turist rehberi bulundurma zorunluluğu ortadan kaldırılıyor. Tescilli yapılar, müze ve ören yerleri dışındaki alanlarda turist rehberi bulundurmak zorunlu olmuyor. Peki, bu turlara hangi nitelikteki insanlar rehberlik edecek biliyor muyuz? Yahu bu iş profesyonellik gerektiren; tarih, sanat, sanat tarihi, coğrafya başta olmak üzere birçok konuda bilgi ve birikime sahip insanların yapması gereken bir meslek. Millî çıkarlara ve stratejilere uygun, güvenilir ve gerçek hikâyelerden sunumlar yapmak gereken bir iş. Bu teklif kanunlaşırsa özellikle yabancı turlardaki hikâye anlatıcılığı kontrol dışına çıkacak, turlarda nelerin konuşulduğu takip edilemeyecek, denetim mekanizmalarımızın zayıflamasıyla kaçak turlarla mücadele akamete uğrayacak, denetimin olmadığı yerlerde hem terör, hem de misyonerlik faaliyetleri daha da artacak. Sonuç olarak mevcut teklif beraberinde büyük millî güvenlik sıkıntılarını da yanında getirecektir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de şu anda ön lisans düzeyinde 47, lisans düzeyinde ise 46 turist rehberliği bölümü var ve her yıl 4.300 mezun veriliyor. Bu teklifle, her branştan lisans eğitimi alan, dil bilgisine sahip olmayan herkes turist rehberi olabilecek. Teklif gerekçesinde dillendirilen turizm sektöründe yaşanan değişikliklere ve ihtiyaçlara yanıt vermek, turist rehberliği mesleğinin kalitesini artırmak hususunu tekrar hatırlatarak kalitenin ve profesyonelliğin bunun neresinde olduğunu takdirlerinize sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, şimdi, Türkiye bir turizm cenneti. Bir yandan inanç turizminde zirve, bir yandan denizde, kumda, güneşte zirve, bir yandan tarihte zirve. Böyle bir ülke, çok rahat bir şekilde buraya milyonları getirebilir ama nasıl getirecek? Tarım ülkesi olduğumuz gibi, aynı zamanda biz bir madenler ülkesi de olduğumuz gibi bunları doğru kullanmanın yolu hukuktan geçecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Devletler 3 şeyle yönetilir; hukukla yönetilir, ekonomiyle yönetilir ve dış politikayla yönetilir. Hukukunuz olmazsa size yatırımcıların gelmeyeceği gibi aynı zamanda turistler de gelmez. Hukukunuz olmazsa bu ülkedeki her olay size gelecek turistlerinizi etkiler. Deprem etkiler, terör etkiler, başka saikler, heyelanlar etkiler, orman yangınları etkiler, liyakatsiz ve ehliyetsiz kadrolar etkiler. Bunun sonucunda da Türkiye her zaman zarara uğrar. İşte, biz Gelecek-Saadet Grubu olarak bu yasaya doğru bir yasa demiyoruz ve bu yasaya ret oyu kullanacağımızı deklare ediyorum kamuoyunun önünde. Aynı zamanda da iktidarı uyarıyorum: Lütfen, liyakate, ehliyete önem verin ve de siyasi ahlak içerisinde diplomasi yürüterek, aynı zamanda paydaşlarınızla görüşerek bu kanunları bu Meclise getirin, birlikte değerlendirelim, beraberce karar verelim diyoruz.
Saygılar sunuyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)