GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:71
Tarih:16.04.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

31 Mart seçimleri yarattığı sonuçlar bakımından hepimizin demokrasi umutlarını yeşertti, bu nedenle çok önemli ama bu seçim sürecinde yaşadığımız bazı olaylar ve ortaya çıkan iddialar aynı ölçüde zihinlerimizdeki kuşkuları derinleştirdi. Dolayısıyla, hepimizin bildiği bir gerçeği tekrarlamak istiyorum: Herkes çok iyi biliyor ki demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biri karar organlarının seçimle belirlenmesi, böylece halka hesap verir hâle gelmesidir ama burada kastettiğimiz herhangi bir seçim süreci değildir; seçimlerin adil, eşit, dürüst ve hukuka uygun cereyan etmesi gerekir çünkü otoriter rejimlerde de seçimselcilik olgusuna rastladığımızı biliyorum. Bu bakımdan, seçim sürecinde ortaya çıkan bütün bu rivayetlerin denetlenmesi gerektiği yolundaki önergeye destek vereceğimizi hatırlatmak isterim.

Türkiye, 1980'lerde askerî yönetimden sivil yönetime geçtikten sonra ve 1990'lar, 2000'li yılların başlarında uluslararası literatürde seçim demokrasisi olarak adlandırılıyordu. Bunun anlamı şuydu: İki seçim dönemi arasında hukuk devleti ihlallerinin olduğu, bunlara göz yumulduğu ama seçim sürecine gölge düşürecek bir hukuksuzluğun olmadığı. Oysa bugün geldiğimiz noktada Türkiye artık bir seçim demokrasisi dahi değildir ve literatürde Türkiye için kullanılan ifade, yarışmacı otoriter rejim ifadesidir ve daha vahim olanı, özellikle son yıllardaki seçim süreçleri dikkate alındığında Türkiye'de giderek yarışma boyutunun ortadan kalktığı, otoriterizmin ise koyulaştığı ifade edilmektedir, zaten bunu anlamak için alim olmaya da ihtiyaç yok. Basit bir örnek vereceğim: Hepimizin vergileriyle finanse olan TRT, maalesef, seçim süreci boyunca sadece iktidar koltuklarının garantisi için hizmet vermiştir.

Şimdi, ben buradan özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi koltuğunda oturan arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum: Yirmi yıldan bu yana daima millet iradesinin, millî iradenin üstünlüğüne referans verdiniz; böylece iktidarınızı koruyacağınıza inandınız. Eğer bu iddiada samimiyseniz, bu sadece bir retorikten ibaret değilse o hâlde şu seçim sürecinde ortaya çıkan yolsuzlukların araştırılması bizim değil, bizzat sizin talebiniz olmalıdır. Neden biliyor musunuz? Halk büyük bir cefa çekerken sizler sırça köşklerinizde sefa sürüyorsunuz ve bu halk iradesini bütün manipülasyonlara rağmen ortaya koydu ve iradesini çok açık bir biçimde beyan etti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Devamla) - Eğer iktidarınızı koruma sevdanızda bu kadar ısrarlıysanız benim size çok dostane bir önerim var: Eğer sizler hukukun üstünlüğünü, sosyal adaleti, hakkı, hukuku sisteme hâkim kılarsanız, o zaman kimsenin oyuyla, hakkıyla, hukukuyla, hürriyetiyle oynamaksızın, sandığa sepete müracaat etmeksizin iktidarınızı korursunuz, aksi hâlde bu halkın iradesi sizi koltuklarınızdan edecektir.

Herkesi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)