GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Geçmiş Ramazan Bayramı'na, 31 Mart seçim sonuçlarını bu Meclisin çok iyi değerlendirmesi gerektiğine, Türkiye'nin âdeta bir güvencesiz yaşam coğrafyasına dönüştüğüne, hasta tutsak sayısındaki artışa, 75 yaşındaki hasta tutsak Hatice Yıldız ile şartlı salıverilme hakkı engellenen Kadir Karabak'a, Türkiye'de çok ciddi bir ekonomik sorun olduğuna ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in belediyelerle ilgili verdiği demece ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:71
Tarih:16.04.2024

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, herkesin geçmiş Ramazan Bayramı'nı ben de kutlamak istiyorum.

Çok önemli bir seçimi geride bıraktık, 31 Mart seçimleri. 31 Mart seçimlerinin sonuçlarını öncelikle bu Meclisin çok iyi değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Tüm siyasi partilerin 31 Mart yerel seçimleri sonuçlarını değerlendirerek burada sadece Meclisin aritmetiğine göre değil, oluşmuş siyasi iklime göre de artık siyaset üretmeleri gerektiğine inanıyoruz.

Evet, DEM PARTİ olarak 31 Mart seçimlerine siyasetin mor rengini olabildiğince güçlü bir şekilde yansıttık. Türkiye halkları, Türkiye toplumu, emekçiler, kadınlar demokrasiden yana olan tavrını bir kez daha çok net bir şekilde sandıkta gösterdi. Ama hâlâ görüyoruz ki bu seçim sonuçlarını değerlendirmekten yoksun olanlar, demokrasiden kaçanlar, siyaseti halka rağmen yapmakla kendini sorumlu görenler halklara dönüp "HDP kapatılmalı." "DEM PARTİ kapatılmalı." gibi bir düsturu, bir direktifi vermekten kendilerini alıkoyamıyorlar. DEM PARTİ'nin, HDP'nin neden kapatılamayacağını 31 Mart günü Türkiye halkları İstanbul'da, Mersin'de, Van'da, Mardin'de Diyarbakır'da, Muş'ta çok iyi göstermiştir; bundan gereken dersi de inanıyorum ki bütün siyasi partiler alacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye âdeta bir güvencesiz yaşam coğrafyasına dönüşmüş durumdadır. Türkiye'de hayat pahalılığı içinde insanlar bir yaşam mücadelesi vermektedir. Türkiye'de ciddi anlamda bir güvencesizlik söz konusudur. Bazen iş cinayetinde, bazen sokak ortasında, bazen trafik kazasında... Şu geride bıraktığımız bayramda bile 75 kişi trafik kazasında yaşamını yitirdi, Allah'tan rahmet diliyorum fakat İçişleri Bakanı istifa etmek yerine kalktı, neredeyse bunun iyi bir şey olduğunu yani daha fazlası olmadığına sevinecek bir açıklamada bulundu. Oysa 75 insan bayrama giderken yollarda yaşamını yitirdi. Bazen bir maganda kurşunu, bazen yangın, sel, deprem, maden yani yaşamın her alanında insanlar için güvenceli bir iklim, güvenli bir yaşam alanı söz konusu değil. Son üç ay içinde yüzlerce insan yaşamını yitirdi. İşte, İstanbul Beşiktaş'ta çıkan yangında maalesef 29 kişi hayatını yitirdi. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin açıkladığı rakamlara bakarsak son üç ayda -bu 29 kişi buna dâhil değil- 425 işçi iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Temelli.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - 12 Nisan'da Antalya'da 1 kişi yaşamını yitirdi; yine, 17 kişi yaralandı, 185 kişi saatlerce teleferikte asılı kaldı. 50 milyon dolar verip uzaya turist göndereceğinize teleferikleri tamir edebilirdiniz. Dolayısıyla bizim yaşamımızın ne kadar ucuz olduğunun ve ne kadar ciddiye alınmadığının ölçüleri bunlar. Muş'ta, Korkut ilçesinde 7 yaşındaki Asya Arat dereye düşerek hayatını kaybetti. Bunun gibi binlerce örnek sayabiliriz ama maalesef, işte Türkiye'deki insan manzarası, insana verilen değer bu.

Bir başka olaydan bahsetmek istiyorum. Hasta tutsaklar konusunu burada defalarca gündeme getirdik fakat bu konuda hiçbir duyarlılıkla karşılaşmadık. Türkiye'de 1.600'e yakın hasta tutsak var; bunların 500'e yakını çok acil olarak tahliye edilmesi gerekirken hasta tutsak sayısı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, toparlayacağım ama birkaç tane daha önemli konu var.

Hasta tutsak konusunu gündeme getirmemize rağmen hasta tutsak sayısı artıyor Türkiye'de. En son Hatice Yıldız... Hatice Yıldız 75 yaşında; yüksek tansiyonu var, kemik erimesi var, görme bozukluğu var. Oğlu en son ziyaretinde annesinin havalandırmaya çıktığı sırada baygınlık geçirdiğini ve hastaneye kaldırıldığını söyledi. Bu da hastaneye kaldırılma fotoğrafı, gerçekten içler acısı bir durum. Peki, neden Hatice Yıldız cezaevinde? Hatice Yıldız, cezaevinde olan kızına para yollamış kantinden alışveriş yapabilsin diye. Kantinden parayla alışveriş yapılıyor ve para yollamak kadar doğal bir şey yok. "Vay, sen kızına neden para yolladın?" diye 75 yaşındaki Hatice Yıldız cezaevinde şu anda. İşte Türkiye'deki adalet sorunu dediğiniz sorun, tam da buralarda saklı olan sorunlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayalım.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bir başka cezaevi hikâyesi Kadir Karabak. Kadir Karabak, Tekirdağ 2 no.lu F Tipi Cezaevinde. Disiplin cezası olmamasına rağmen şartlı salıverilme hakkı 15 Kasım 2022 tarihinden beri engelleniyor sistematik bir biçimde. Peki, neden engelleniyor? Bakın, gerekçe ne biliyor musunuz? Kızlarının ismi. Kızlarının ismi Asmin ve Zilan. Dolayısıyla burada bir cümle Kürtçeye tahammül edemeyenler şimdi artık isimlerimize sırayı getirdiler. Kızlarımızın, çocuklarımızın isimlerine tahammül edemiyorlar ve şartlı salıverilme hakkı sadece çocuklarının isimlerinden dolayı Kadir Karabak'tan esirgeniyor.

Son olarak Sayın Başkan, Türkiye'de çok ciddi bir ekonomik sorun var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Türkiye'de açlık sınırı 16.646 lira, yoksulluk sınırı 57.578 lira, asgari ücret ile açlık sınırı neredeyse aynı düzeyde, 6 milyondan fazla emekli 10 bin lira alıyor. Durum bu kadar vahim, çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Ciddi anlamda bir geçim sıkıntısı var, yoksulluk var ve bu yoksulluk giderek yaygınlaşıyor, derinleşiyor fakat bir başarımız da var. Nedir? Venezuela'yı geçtik, artık Dünya Sefalet Endeksi'nde 5'inci sıradayız. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek övünecekse gitsin, bununla övünsün. Oysa Şimşek hâlâ gözünü emeklinin maaşına, asgari ücretlinin maaşına dikmiş durumda. Ücretlerin enflasyonun nedeni olduğu gibi saplantılı bir hâlle karşı karşıyayız. Ben Şimşek'in gerçekten bir iktisat fakültesi mezunu olduğundan artık şüpheye düşüyorum; ya yanlış bir şey okudu ya derslerini ihmal etti.

Şimdi, son bir şey daha...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Tamamlıyorum.

BAŞKAN - Bitirelim lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Yine bir demeç vermiş, demiş ki: "Belediyeler kendi yağıyla kavrulsun." Şimdi, bizim kazandığımız belediyeler kayyumlarla yönetildi beş sene ve kazandığımız belediyelerin bir kısmı da AKP belediyeleriydi. Dolayısıyla biz o belediyelerden içeriye girdiğimizde... Sayın Şimşek, orada -hani hatırlarsınız- 2019'da halıyı alıp götürmüşlerdi, şimdi girdiğimizde orada yağ falan yok, kavrulacak yağ kalmamış durumda, soyup soğana çevirmiş ve dünya kadar da borç bırakıp gitmiş durumdalar. Dolayısıyla biz kendi yağımızda kavruluruz ama siz kendi belediyelerinizin ve kayyumların tahribatını yani borçlarını bir an önce üstlenmek zorundasınız.

Teşekkür ederim.