GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:67
Tarih:01.03.2024

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, teklifin 22'nci maddesinin Ceza Muhakemesi Kanunu'na eklediği geçici madde 6'nın (5)'inci fıkrası üzerine söz almış bulunuyorum. Aslında bu fıkrayla ilgili olarak önce 20-21 Şubatta Adalet Komisyonunda, daha sonra burada kanun teklifinin genel açıklamaları çerçevesinde epeyce ter dökmüştüm ama bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Bu madde mealen ne getiriyor? "Mealen" diyorum çünkü bir kez maddenin yazım tekniği gerçekten çok ciddi eleştirileri hak ediyor. Maddeyle getirilmek isteneni anlamanız için defalarca okuma yapmanız gerekiyor çünkü birkaç yere referanslar verilmiş, çok iyi bir hukukçunun dahi birkaç kez okumadan hükmü anlaması mümkün değil. Tabii, neden böyle bir yol izlenmiş çünkü hükmü kaleme alanlar, aslında bunu anlaşılsın diye değil anlaşılmasın diye kaleme almışlar. Peki, mealen ne getiriyor? Mealen şunu getiriyor: Eğer bir şirket yargı kuruluşları tarafından terörle ilişkili görülürse kendisine kayyum atanacak, bu yetkiyi TMSF kullanacak, azami beş yıl süreyle bu kayyumluk yönetimi devam edecek ama en hayati olan nokta şu ki kayyum cezai, hukuki, mali, idari hiçbir sorumluluk taşımayacak. Peki, buradan çıkması en muhtemel sonuç ne? Öncelikle, keyfî olarak "terör" kavramı kullanılmak suretiyle gözünüze kestirdiğiniz şirketlere el koyacaksınız, ardından bununla ilgili yaptığınız işlemlerden hiçbir sorumluluğunuz olmayacak. Böylece, aslını ararsanız mülkiyet hakkı ortadan kalkmış olacak.

Değerli milletvekilleri, biz fakültelerde ders verirken mülkiyet hakkıyla ilgili şunu söyleriz: Mülkiyet hakkı 18'inci yüzyıl anayasacılığının yani ilk anayasal gelişmelerin kabul ettiği, hükme bağladığı en temel haktır, kutsal bir haktır. Şimdi, sol eğilimden gelen izleyiciler bu ifadeden yanlış sonuç çıkarmasınlar. Mülkiyet hakkı niye kutsaldır biliyor musunuz? Çünkü temelinde alın teri vardır, emek vardır; emek ve alın teri kutsal olduğu için mülkiyet hakkı da kutsaldır.

Şimdi, eğer bu hüküm yürürlüğe girerse mülkiyet hakkı tamamen ortadan kalkacak, böylece Anayasa'mızın 35'inci maddesi ihlal edilecek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Ek 1 Numaralı Protokol'ün 1'inci maddesi ihlal edilecek ve ihlale uğrayanlar önce Anayasa Mahkemesine, ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaat edecekler. Dolayısıyla böyle bir hükmün yürürlüğe girmesini kabul etmemiz mümkün değildir ancak biz, bu paketle ilgili hem Adalet Komisyonunda hem de burada çok dil döktük, bu hükümle ilgili olarak dedik ki: "Bu aynen 1982 Anayasası'nı yapan Millî Güvenlik Konseyinin bu Anayasa'nın geçici 15'inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına eklediği hükmün bir paralelidir." Çünkü orada Konsey yöneticileri, 5 general ve onların emirleri altındakiler için böyle bir sorumsuzluk zırhı vardı. Burada -bakınız, şu an Türkiye sözüm ona normal bir dönemden geçiyor ama- bu normal dönemde bir kanun yaparken kendisine referans verilen olağanüstü hâl döneminin bir kanun hükmünde kararnamesi ama bu, okuyucuların gözünden kaçırılmak isteniyor. Eğer bu hüküm yürürlükte kalırsa Adalet ve Kalkınma Partisi için gerçekten tarihe geçen bir yüz karası olacaktır çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi aslında iktidara geldiği ilk yıllardan itibaren Türkiye'de hukuk devletinin gereklerini yerine getirmek için ciddi bir çaba sarf etti, biz de kendilerine destek verdik. O nedenle bu yüz karası hükmün yürürlüğe girmemesi çok önem taşıyor ama tabii, bununla yetinmeyelim; aynı husus, Türk Ceza Kanunu'nun 220 ve 314'üncü maddesine eklenmesi planlanan fıkralarla da ilgili.

Şimdi, ben süremi aşmak istemediğim için bir noktaya değineceğim. Demin 1 önerge verildi, Sayın Bahadır Yenişehirlioğlu'nun imzası vardı, bu (5)'inci fıkra hükmünün geri çekileceği anlamını taşıyordu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yazıcı Özbudun, lütfen tamamlayın.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Devamla) - Tamamlayacağım.

Ben, rüya görüp görmediğimden emin olmak için kendimi çimdiklemek gereğini duydum. Gerçekten bu bir rüya değilse bu önergeye imza atan Sayın Bahadır Yenişehirlioğlu ve arkadaşlarını buradan kutluyorum ama burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün milletinin huzurunda onlardan bir taahhüt bekliyorum. Yarın öbür gün bu hüküm başka bir torbanın içinde daha farklı gizleme metotlarıyla karşımıza gelmesin diye ümit ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)