Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 67 |
Tarih: | 01.03.2024 |
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Sayın Genel Kurul, bu kürsüde bu kadar süre içerisinde uyuşturucu çetelerini, baronlarını konuştuk, yargıda yolsuzluk, rüşvet çetelerini konuştuk, kara para aklama çetelerini konuştuk, rant, ihale çetelerini konuştuk. Ben de geçen bütçede, bu kürsüde, Türkiye'nin dört bir yanında sistematik bir biçimdeki istismardan ve fuhuştan, kürdistanda da bu çetelerin yanında bir de özel savaş politikasıyla uyumlu özel savaş çetelerinden bahsettiğimde iktidar sıraları "Bizi zan altında bırakamazsın, bunlar münferit olaylardır, böyle bir şey yok, çocukları en çok biz koruruz." diye yaygara kopardı. Açık ve net bir şekilde ifade ediyorum: Biz sizi zan altında bırakmıyoruz, doğrudan suçluyoruz. Bu suçların siyasi faili de işleyen failleri koruyan düzen de sizin düzeniniz, "Bir kereden bir şey olmaz." diyen zihniyetiniz, tarikatlarınız, cemaatleriniz, okul ve çocuk cezaevlerininiz. Elinizin bulaştığı her yer âdeta istismar mekânlarına dönüştü. Toplumun ahlaki ve politik olarak çökerten bu iktidar, bu akıl yargıda vermiş olduğu cezasızlık politikasıyla yargıyı da çökertti.
Bakın, biz burada sekizinci yargı paketini konuşurken 27 Şubatta Cizre Ağır Ceza Mahkemesinden bir karar çıktı. 2018 yılında Cizre Merkez Anadolu Lisesinde Müdür Yardımcısı, aynı zamanda EĞİTİM-BİR-SEN iş yeri temsilcisi Burak Ercan'la ilgili lisede 48 öğrenciye taciz ve istismarda bulunduğu iddiaları ortaya çıktı. Peki, ne mi oldu? İki hafta boyunca -İl Millî Eğitim Müdüründen Millî Eğitim Bakanlığına kadar- sustunuz, o kişi iki hafta boyunca aynı öğrencilerle aynı ortamda kaldı. Ne zaman ki Cizre EĞİTİM SEN şubesi, ne zaman ki partimizin kadınları, ne zaman ki Cizreli kadınlar Cizre Lisesinin önünde eylem yaptı "Aman da aman haberimiz yokmuş." dediniz ve o kişiyi açığa aldınız. Ne kadar açığa aldığınız biliyor musunuz? Belki iki ay bile geçmedi, bir inceleme başlatıldı, müfettişler okula geldi; okulda yapılan araştırmada 40'tan fazla öğrenciye sarkıntılık, cinsel taciz, cinsel istismar iddiası olduğu, kişinin ihraç edilmesi gerektiğine dair rapor hazırlandı. Siz ne yaptınız? Bırakın ihraç etmeyi, kademe durdurma vererek o kişiyi önce Urfa'ya, sonra da İstanbul'a götürdünüz ve o kişi hâlâ çalışıyor. Ne oldu peki? Bu rapora dayanak yapılmayan en önemli şey neydi? "Bu iş yargı işidir, savcılar karar versin." Savcı ne yaptı? Açtı bir soruşturma, 43 kişinin ismini yazdı, ifadelerini aldı ve takipsizlik verdi. Delil yetersizliğinden 18 yaş üzeri olanlar için de farklı gerekçelerle... Bu takipsizliğini ne avukatlara ne ailelere tebliğ etti, sadece 4 kişiyle ilgili açılan davada 3 beraat, 1'ine de cinsel tacizden yirmi bir ay ceza verildi. O dosya hâlâ Yargıtayda, cinsel taciz kesinleşti ancak Burak Ercan hâlâ görevinde. Bunu öğrenen aileler ve avukatlar takipsizliğe itiraz etti. Bu sefer de 4 öğrenci için dava açıldı, Cizre halkı, aileler altı yıldır adalet beklerken, istismarla ilgili infial uyanırken ne ceza verildi biliyor musunuz? 2 mağdur bakımından yedi ay on beş gün HAGB verildi -şu an burada konuştuğumuz o HAGB- bir de üç yıl dokuz ay; 48 kişinin istismar iddiasına verilen ceza bu. İşte, bakın, sizin sisteminiz, sizin yargınız. Bizler "Çocuklara, kadınlara yönelik taciz, istismar bir toplum kırımıdır." diyoruz.
Değerli milletvekilleri, sadece bu örnek Cizre'de değil. Ben burada o konuşmayı yaparken örnek verdiğimde aynı zamanda Batman'da, Mardin'de, Van'da, Hakkâri'de, Diyarbakır'da ya korucular ya jandarma uzman çavuşları eliyle ya polislerin eliyle ya da onların iş birlikçileri eliyle işlenen bu suçlarda "Aşırı alkollüydüm, devletimi çok seviyorum, milletime bağlıyım." diyenlerin cezası hafifletildi, beraat edildi, HAGB cezaları verildi. Yine, Şırnak Cizre'de tecavüzcü olduğu bilinen polisle ilgili aynı şekilde beraat etme kararı verildi. Peki, bu cezasızlık politikası değilse nedir? Bu istismara göz yummak değilse nedir? Kaç örnek daha vereceğim? Firdevs Babat'ı anlattım, Sakine Kültür'ü anlattım, 48 öğrencinin istismar iddiasıyla ilgili açılan davayı anlattım. Yargılama sürüyor, Burak Ercan nerede? O dosyada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da müdahil, Millî Eğitim Bakanlığı bilmiyor olamaz, avukatlar 3 kere başvuru yapmış, "Bu kişi nasıl görevde olur ya? İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da olsa kıyamet kopardı; burası Şırnak, burası Cizre, bunu yapanlar özellikle bir çete tarafından korunuyor." diye ifade etmişler ancak Hakkâri'de, Van'da itirafta bulunan uzman çavuşla ilgili ne bir soruşturma açıldı ne bununla ilgili verdiğimiz önergeye cevap verildi; bunların üstünü örtemezsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Uysal Aslan, lütfen tamamlayın.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Devamla) - Yine, aynı çeteler Şırnak'ta Uludere'de Şenoba'da 11 Aralıkta parti yöneticimiz Ahmet Gün'ü katletti, oğlu Abdurrahim Gün yaralandı. O olayda da aynı çeteler iş başındaydı, burada konuştuk, burada lanetledik, valinizden kaymakamına kadar tek tek taziyesine gittiniz. Ne mi oldu? 4 kişi tutukluydu, 1 kişi aranıyordu, dün biz burada bu görüşmeleri yaparken Enver Babat, Ebubekir Babat ve firari sanık Ömer Yarar hakkında tahliye kararı verildi. Niye? Tanıklar var, yaralı olan var, bilirkişi var, HTS kaydı var. Özel savaş politikası değilse, bu çeteler devlet tarafından korunmuyorsa bu tahliye kararları, bu beraat kararları, bu HAGB kararları nasıl verilebiliyor? (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)