GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:66
Tarih:29.02.2024

ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve değerli halklarımız, Türkiye'de yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı sürekli tartışılan bir konuydu ancak AKP iktidarıyla bu tartışmalara konu olan sorun somutlaşmış ve sürekli olarak toplumsal mağduriyetler yaratan bir hâl almıştır. AKP'nin yargıya müdahaleleri her seferinde yeni bir mağduriyete neden oluyor. Yargıyı, her düzenlemede, toplumu daha fazla baskı altına alan bir kuruma dönüştürdüler.

Bugün, yine iktidarı koruyan, halkı baskı altına alıp mağdur etmekten başka hiçbir amacı olmayan bir yargı paketiyle, daha doğrusu AKP iktidarını korumaktan başka bir içeriği olmayan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Bu değişiklikle birlikte Anayasa'ya karşı gelinmekte, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ayaklar altına alınmaktadır. Yani AKP iktidarı yeni bir yargı düzenlemesiyle yeni hukuki sorunlar ve mağduriyetler oluşturmaktan öteye gitmiyor. Mesela 141'inci madde kapsamında kurulacak Tazminat Komisyonu; her zamanki gibi, bir AKP klasiği olarak yargısal güvenceden uzak, bağımsız mahkemeler yerine idari bir birim tarafından verilen, talimata açık kararlar süre kaybından daha büyük mağduriyetler yaratma tehlikesinden başka hiçbir anlam taşımıyor. Yani, toplumun hukuki hakları ihlal edilecek ve bu ihlal yargının eliyle gerçekleşecek. İçi boşaltılmış, yalnızca iktidarın çıkarları doğrultusunda hareket eden bir yargı paketi. Bu değişiklik toplumsal mağduriyeti derinleştirmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Kurulması planlanan Tazminat Komisyonunun yapısına, karar verirken dikkate alınan usule dair yeterli düzenlemelere yer vermiyor. Tazminat talebinde bulunacak kişiler bakımından Komisyonun nasıl bir değerlendirme yapacağı, yapılacak değerlendirme için duruşma açılıp açılmayacağı, tanık ve delil ikamesi yapılıp yapılmayacağı, bilirkişi incelemesi gibi hususlar belirsizdir; dosya üzerinden yapılan incelemelerin ne derece doğru olacağı ise şüphelidir.

Anayasa'nın (19/9) maddesi gereğince koruma tedbirleri dolayısıyla açılacak tazminat davalarında maddi ve manevi tazminat miktarı tazminat hukukunun genel prensiplerine göre belirleneceğinden mahkemelerce görülecek davalar yerine idari bir merci olan Tazminat Komisyonu tarafından verilecek kararla tazminatın belirlenmesi Anayasa'ya aykırılık oluşturacaktır. Bir yargılama faaliyeti olan bu değerlendirmenin bağımsız mahkemelerden alınarak idari bir birime verilmesi Anayasa'nın 9'uncu maddesine aykırıdır. Bu değişiklik aynı zamanda hukuk prensiplerine de aykırıdır ve çelişkili sonuçlara sebebiyet verecektir. Verilecek kararlara karşı başvurulacak yargı organlarının farklı olmasının yaratacağı sorunlar büyük çelişkilere neden olacaktır. İki farklı husus sonucu incelenecek kararlar arasında ikilik çıkma ihtimali oldukça yüksektir, bu durum "hukuki belirlilik" ve "tutarlılık" ilkelerine aykırıdır. Tutarsız, çelişkili ve birbirinden farklı unsurlar sonucu verilecek nihai ve kesin kararların yeni mağduriyetler yaratacağı su götürmez bir gerçektir.

Değerli milletvekilleri, AKP'nin sürekli kendini tekrarladığı ve toplumun beklentilerinden uzak bu yargı paketi kabul edilmez bir durumdadır, halkın beklentilerinden uzak ve halka karşı bir düzenlemedir, hukuka ve Anayasa'ya aykırıdır, demokratikleşmeye dönük hiçbir belirti taşımadığı gibi hukuki çelişkilerle de doludur, yargının içerisinde bulunduğu çelişki yumağını da daha da derinleştirmektedir, yargıda yaşanan otoriterleşmenin devamıdır, toplumun hiçbir kesiminin bu sürece dâhil edilmemesi bunun en somut örneğidir. "Reform" deyip halkta beklenti yaratarak getirdikleri bu yargı paketinin görüşüldüğü ortam herhangi bir yasanın sağlıklı görüşülüp tartışılması için elverişli bir şey değildir. Böylesi bir ortamda hukuk sistemindeki sorunların çözüleceği, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının tesis edileceği, yurttaşların sorularının cevap bulacağı, yargının iş yükünü hafifletmek yahut yargı sürecini hızlandırmak gibi olumlu etkiler yaratacak yasaların yapılması imkânsızdır. Zaten işine geldiğinde Anayasa'yı referans alan, gelmediğinde ise "Anayasa'yı tanımıyorum." diyen bir anlayıştan toplumun yararına ve hukuk prensiplerine uygun bir düzenleme yapılmasını beklemek mümkün değildir.

Herkese iyi geceler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)