Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 66 |
Tarih: | 29.02.2024 |
CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
109 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Mevcut kanuna göre kişi bir suç soruşturması veya kovuşturması sırasında uygulanan yakalama, tutuklama işlemine karşı kanundan gelen haklarını kullanamadığı takdirde devlete karşı maddi veya manevi tazminat davası açabiliyor, maddi tazminat veya manevi tazminat talebinde bulunabiliyor fakat bu kanun maddesiyle adli kontrol süreciyle ilgili de hak kayıplarıyla alakalı maddi ve manevi tazminat talebi getiriliyor. Bu maddeyle ilgili bu uygulamayı olumlu buluyoruz. 1/6/2024 tarihi itibarıyla da yürürlüğe girecek bir madde. Fakat bu kanun teklifinde uygun bulmadığımız bir sürü madde var yani bir torba yasa yine, ana komisyonlarda görüşülmeden gelen bir sürü madde var. Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi gereken maddeler vardı, bu maddelerden biri 22'nci madde, TMSF'yle ilgili, kayyum atamayla ilgili bir madde. Biliyorsunuz, bir şirket faaliyetleri kapsamında kuvvetli suç şüphesinin tespiti hâlinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından beş yıllık süreyle bu şirketlere kayyum atanabiliyor. Bu uygulama tabii ki yanlış bir uygulama. 2022 yılında -Plan ve Bütçe Komisyonunda ve akabinde Genel Kurulda- bu maddeyle ilgili Anayasa Mahkemesine tekrar bir itirazımız oldu. Yine, bu maddeyle ilgili de itirazımız olacak çünkü buradaki görevlerinden dolayı, atanan bu kayyumlar, herhangi bir ceza sorumluluğuna tabi tutulmuyor yani siz karar alıyorsunuz, uygulamaya geçiyorsunuz, bir sürü kararı tatbik ediyorsunuz, hatalı bir karar uyguladığınız zaman da hiçbir suç ve ceza yok. Bir sürü bürokrat zaten çoklu maaş alıyor, bir sürü kuruma atamalar yapılıyor. Bu TMSF bünyesindeki şirketleri biliyorsunuz, burada 4, 5, 6, 7, 8 yönetim kurulu üyeliklerinde bulunan bürokratlar var. Bunlar kararları alıyor, gayrimenkulleri satıyor, hatalı bir uygulama yapsalar da herhangi bir cezai sorumluluğa tabi tutulmuyor. Bu uygulama yanlış, burada bunu özellikle ifade etmiş de bulunuyoruz.
Diğer bir madde de yine Plan ve Bütçe Komisyonunda kesinlikle görüşülmesi gerekirdi, 39'uncu madde emekli ikramiyesiyle ilgili bir madde; biliyorsunuz, 3 bin liraya çıktı. Biz hâlbuki ikramiyenin en az asgari ücret seviyesinde olması için talepte bulunmuştuk, önerge vermiştik. Sadece bu değil, en düşük emekli aylığının da 17.002 TL yani en az asgari ücret seviyesinde olmasını ifade ettik. Bu konuyla ilgili de Sayın Cumhurbaşkanının bir ifadesi oldu, 7 bin lira seyyanen zam verecek olursak 1 trilyon 400 milyar liralık bir kaynak bulmamız gerektiğini ifade etti; bunun da zorluklarından bahsetti. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel de 657 milyarlık kısımla ilgili, vazgeçilen vergiden bunun bir kısmının telafi edilebileceğini söylemişti. Ben size şimdi ona ilaveten bu kaynağın nasıl bulunacağıyla ilgili de birtakım saptamalar yapacağım.
Şimdi, biliyorsunuz, kur korumalı mevduatla ilgili hazineden Merkez Bankasına geçişle alakalı olarak sadece 800 milyarlık bir maliyet var, 800 milyarlık bir maliyet. Yine, biliyorsunuz, SGK'ye bütçeden yapılan transferler var. Bu transferlere yıllar itibarıyla gayrisafi yurt içi hasılaya oranı bakımından baktığımızda, örneğin, 2008-2009 yılında yüzde 5,25'ken en son 2022 yılında 2,59'lara kadar indi. Yüzde 1,5'luk bir artışla, bugünkü gayrisafi yurt içi hasılayla ilgili oranı yaptığımız zaman, 500 milyar liralık bir kaynak rahatlıkla bulunabiliyor. Bu oran şu anda 2024 yılında yüzde 3,74 olacak diye tahmin ediliyor, buradaki yüzde 1,5'luk yani 2009 seviyesine, 5,25'e geldiği zaman da bu kaynağı bulmamız mümkün olacak. Yine, bir sürü kaynak var, faiz giderleri 1 trilyon 257 milyar, buradan yüzde 20'lik bir tasarruf yapsak 250 milyarlık bir avantajımız olacak. Türkiye Varlık Fonu var, sadece 2 trilyon 300 milyar borcu var çünkü Varlık Fonunun 300 milyar dolarlık bir varlık büyüklüğü içerisinde, kamu kurumlarının buraya alınmış olmasından dolayı, kâr kayıpları var, görev zararları var, cirolarda düşüklükler var; bununla ilgili de Varlık Fonu öz kaynak aktarıyor ve bunun için de borçlanıyor; bu borçlanmadan tasarruf yapılabilir, bu uygulamadan vazgeçilebilir. Bu ve bunun benzeri bir sürü uygulama var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Akay, lütfen tamamlayın.
CEVDET AKAY (Devamla) - Yine, burada torba yasa görüşmüştük, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının 3 milyarlık borcunu sildik; bakın, 3 milyarlık borçtan bahsediyoruz. Yine, burada, aşağı yukarı, borçlanmayla alakalı, borçlanma maliyetlerinin yüzde 2 aşağı çekilmesiyle ilgili gri listeden çıkmanın da önem arz ettiğini ifade ediyorum. Bu yargı paketiyle ilgili kanunların, tüzüklerin, yönetmeliklerin ve Anayasa'nın mutlaka uygulanması gerektiğini ifade ediyorum. Yasama denetimiyle ilgili de görevlerimizin yerine gelmesi açısından soru önergeleri veriyoruz, bakanlıkların on beş gün içerisinde cevaplaması gerekiyor; cevaplamıyorlar veya cevapladıkları takdirde de kaçamak cevaplar veriyorlar. Bununla ilgili de kamu bankalarıyla ilgili soru sorduk; bir sürü haksız kazanç var, Bankacılık Kanunu 50'nci maddeye aykırı hareketler var. Bunlarla ilgili de müsebbiplerin cezalandırılmasını bekliyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)