Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 66 |
Tarih: | 29.02.2024 |
CHP GRUBU ADINA OKAN KONURALP (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gazetecilere yönelik baskı, şiddet, tutuklama ve ceza uygulamalarının araştırılmasına ilişkin grup önerimiz vesilesiyle huzurlarınızdayım.
Bu dönem ve önceki dönemlerde verilmiş benzer önerilerin akıbetini düşündüğümüzde ise önergenin olası geleceği hakkındaki fikrim, üzülerek söylüyorum ki, ne yazık ki çoğunluğun oylarıyla ret yönündedir. Ancak onlarcası verilmiş benzer önerilerin mevcut siyasi iktidarın oylarıyla reddedilmiş olması Türkiye'nin basın özgürlüğü sicilini de temize çıkarmıyor. Örneğin Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından hazırlanan 2022 raporunda 149'uncu sırada bulunan Türkiye 2023 yılında 180 ülke arasında 165'inci sıraya geriledi. 149'uncu sırada olması bile kabul edilebilir değilken 165'inci sıraya gerilemesinin pek çok nedeni var fakat detaylara girmeyecek ve örnek bir gelişme üzerinden basın özgürlüğünün geldiği noktayı gözler önüne sermeye çalışacağım. Diğer detayları sanırım lehte ve aleyhte olmak üzere grupları adına söz alan arkadaşlarımız bizlerle paylaşacaktır.
Sayın milletvekilleri, partimizin İstanbul Adalar Belediye Başkanı ama her şeyden önce gazeteci kimliğiyle bilinen, bilinmek istenen Erdem Gül yaptığı bir haber nedeniyle örgüte bilerek ve isteyerek yardım suçundan beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Oysaki Erdem Gül hakkında aynı haber nedeniyle aynı mahkeme tarafından "Yayınlanan bu haber sır niteliğini kaybetmiştir, bu nedenle devlet sırrının açıklanması söz konusu değildir." denilerek beraat kararı verilmişti ve bu beraat kararı Yargıtayca onanarak kesinleşmişti. Hâl böyleyken kesinleşmiş karar yok sayılarak dün devlet sırrı niteliğindeki bilgiyi yayınlama suretiyle örgüte yardım suçu işlendiği gerekçesiyle hüküm tesis edildi. Yani temel davadan ve bu kapsamdaki suçlamalardan beraat etmiş olan Erdem Gül tali davadan cezalandırılmış oldu. Erdem Gül, hakkındaki kararla ilgili manşeti şöyle attı: "Bir haber, beş yıl ceza..." Üstelik görüşmelerini yaptığımız kanun teklifi yürürlükte olsa Erdem Gül bir haber karşılığında on yıl ceza almış olacaktı.
Bu bağlamda, iki gündür yıl dönümü nedeniyle konuşmalarımıza konu olan 28 Şubat sürecini anımsatmak istiyorum. FETÖ terör örgütüne yardım ettiği gerekçesiyle cezalandırılan Erdem Gül 28 Şubatta ne yapmıştı? Çünkü çok çok uzun yıllar istedikleri her şeyi verdiğiniz, örneğin, Ankara'nın parsel parsel kendilerine satılmasına göz yumduğunuz FETÖ terör örgütü 28 Şubat sürecinde 28 Şubatın ateşine odun taşıyordu. Erdem Gül ise millî görüş geleneğinin yanında gazeteciliğin etik ilkelerinden geri adım atmaksızın durdu. Erdem, fikir ve ifade özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü, inanç özgürlüğünü, yaşam tarzı özgürlüğünü, siyaset yapma özgürlüğünü her türlü darbeye karşı olduğu için özveriyle savundu. Üstelik Erdem Gül'ün, o döneme de değil, tüm gazetecilik hayatına kefil olacak onlarca büyüğünüz de var partilerinizde; sizin aranızda da var, Saadet Partisinde de var. Eski Cumhurbaşkanı, partinizin Başbakanlarından, 28 Şubat sürecinde Refahyol Hükûmetinde Devlet Bakanlığı ve Hükûmet Sözcülüğü yapan Abdullah Gül'e Erdem Gül'ü sorun; oğlu milletvekili arkadaşınız olan, uzun yıllar Meclisin Başkanlığını yapan Bülent Arınç'a Erdem Gül'ü sorun. Malumunuz, 28 Şubat sürecinde Refah Partisi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı, yerine Fazilet Partisi kuruldu. Fazilet Partisinin dönemin İstanbul İl Başkanlığını yapan, bugünün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a Erdem Gül'ü sorun; Erdem'i Refah Partisini ve Fazilet Partisini Anayasa Mahkemesinde savunan, bugünün Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç'a sorun; Allah uzun ömür versin, millî görüş geleneğinin önemli isimlerinden Recai Kutan'a Erdem Gül'ü sorun. Alacağınız yanıt "Erdem Gül 28 Şubat sürecinde bizim yanımızda tereddütsüz durmuştur." olacaktır. FETÖ o dönemde sizin karşınızdaydı, Erdem Gül sizin yanınızdaydı; gerçek bu iken inşa ettiğiniz hukuk düzeni Erdem Gül'ü terör örgütüne yardım suçundan mahkûm etti. İnşa ettiğiniz hukuk düzeni, sadece suç olmaması gereken gazeteciliği de mahkûm etmedi, Erdem Gül'ün sizin geçmişinize kattığı kıymeti de mahkûm etti; bence vicdanlarınız sızlamalıdır.
Aliya İzzetbegoviç'in bir sözü vardır, şiirsel bir sözdür, sıkça kullanırsınız. Aliya "Savaşı öldüğünüzde değil, düşmanlarınıza benzediğinizde kaybedersiniz." der. Bu sözü esinlenerek yineliyorum: Karşıtlarınıza benzediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Konuralp, lütfen tamamlayın.
OKAN KONURALP (Devamla) - 28 Şubatta size, sizin büyüklerinize ne yapıldıysa, onlara nasıl davranıldıysa Erdem Gül'e, Cumartesi Annelerine, barış akademisyenlerine, Gezi davası tutuklularına, Hatay Milletvekili Can Atalay'a, Selahattin Demirtaş'a aynısını yaptınız, yapıyorsunuz. Sizin için üzülüyorum ama beni sizin anlayacağınıza dair bir umudum yok.
Bu duygularla sözlerimi aynı zamanda gazeteci de olan, 1948 yılında öldürülen büyük romancı Sabahattin Ali'nin bir sözüyle bitirmek istiyorum. Sabahattin Ali gazetecilikle ilgili "Hayatımızı halka hakikatleri anlatmak yolunda harcıyoruz." diyor. Belki de gazetecilerin halka hakikatleri anlatmak yolunda hayatlarını harcamaktan vazgeçmemelerinden korkuyorsunuz, sizi korkutan budur. Korkularınıza teslim olmayın.
Selamlarım. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)