Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 66 |
Tarih: | 29.02.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Değerli Genel Kurul, 31 Mart yerel seçim sürecindeyiz, şu an tüm partililer sahalarda halk buluşmaları, mitingler, büro açılışları ve toplantılar yapıyor. Son yıllarda seçimden seçime iktidar tarafından koşturuluyoruz. Diğer seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de seçim güvenliğinin esamesi okunmuyor, özellikle kürdistanda. Seçim güvenliğinin tek başına bir sandığı oraya koy, gelinsin, oy atılsın, gidilsin, sayılsın üzerinden olmadığı, seçimin seçim olacağının ilanından, seçimin yapıldığı güne ve sonrası itirazlara kadar bir bütün olduğu ve bu sürecin tamamının seçim güvenliği üzerinden değerlendirilmesi gerektiği açık. Ancak bu sürecin tamamında geçmiş dönemlerde ve bugün de seçim güvenliğinin esamesi yok.
Biraz hafıza tazeleyelim: 2017 Anayasa referandumunda Anayasa'ya aykırı, mevzuata aykırı olmasına rağmen mühürsüz oylar geçerli sayıldı. 24 Haziran 2018'de OHAL sürecinde bir seçim yapıldı, sandık taşımadan, birleştirmeden sahte seçmenlere kadar bir sürü usulsüzlükler kabul edildi. 31 Mart 2019'da, geçen yerel seçimde birçok ilde -şu anda tekrarlandığı gibi- sahte seçmenler, seçmen kaydırmalar, yine tek bir adreste binlerce seçmen kaydedildi. Burada birkaç gündür deniliyor ki "Halk iradesi geldi, halk iradesi seçti." Madem halk iradesi gelip seçecek şu an kürdistanda 32 ayrı yere 54.060 sahte seçmen niye taşındı?
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Orası kürdistan değil! Orası neresi?
NEVROZ UYSAL ASLAN (Devamla) - "Bitlis halkı Bitlis'i seçecek." dedi, Bitlis'te binden fazla sahte seçmen niye var? Şırnak'ta 10 binden fazla sahte seçmen niye var? Ağrı'da, Batman'da, Hakkâri'de, Mersin'de, Siirt'te, Dersim'de, halkın iradesine güya saygı duyanlar sahte seçmenle halkın iradesini gasbediyor, hırsızlık yapıyor, haram yiyor, harama göz koyuyor.
Bugün kürdistanda sadece sahte seçmen meselesi değil, bir propaganda sürecindeyiz ve bu propaganda sürecinde polisinden valisine, valisinden kaymakamına, il başkanından, ilçe, yerel belde başkanına kadar bir bütünen her şehirde ayrı keyfî uygulamalar, her şehirde partimize dönük -örtülü bir biçimde de değil- açık, aleni bir biçimde, siyasi faaliyetlerimizi engelleyecek bir biçimde çalışmalar yapılıyor.
Bakın, kaymakamlar, valiler ne zamandan beri bir partinin PM'si gibi, MYK'si gibi, vekili gibi çalışıyor? Şırnak'ta bir protokol var, vali, kaymakam, AK PARTİ Şırnak İl Başkanı, Kadın Kolları Başkanı, Gençlik Kolları Başkanı tek tek gelip bakanlık gezdiler. Bir bakan da dönüp demedi ki: "Sen valisin, sen kaymakamsın..." Seçime 22 partinin girdiği bir ilde, 22 partinin girdiği bir yerde vali bir partinin mensubu gibi tek tek, kapı kapı gezerek oy istiyor. O da yetmiyor, 30 Ocakta Şırnak belediye başkan adaylarımızın tanıtımının yapıldığı İdil ilçesinden Şırnak merkeze kadar olan konvoyumuzda türlü türlü durdurmalar, GBT kontrolleri, keyfî engellemeler... Ve basına düştü, binler izledi, sizler izlediniz mi bilmiyorum. Cizre'nin üç ayrı girişi var. Bir girişinde "Yol çalışması var." deyip konvoyumuzun önünü döndürdüler, bir girişinin kavşağında önce "Bomba ihbarı." dediler, aradan saatler geçtiğini öğrendiğimiz için bu sefer de "Yol çalışması." deyip kepçe dizdiler. Kepçe ne mi yapıyor? Yukarı kalkan kepçenin ağzı yere sürtünerek, birilerinin dediği gibi yeri öperek, birilerinin dediği gibi yerde ezilerek, kalkıp gele gele, görünürde yol çalışması yapıyor ama aslında halkı, partimizin seçmenlerini, partimizin konvoyunu engelleme girişimlerinden biri yapıldı. Hani deniliyordu ya "Demokratik bir ülkede adil, şeffaf, herkese tarafsız bir seçime gidiyoruz." diye. Bu mudur tarafsızlık, bu mudur adil bir seçim!
Geçmiş dönemi andık, biraz da bugüne gelelim. Sadece Şırnak'ta değil, bugün Eş Genel Başkanlarımızın geçtiği her il, her ilçe, her beldede yapılan her mitingimize, her halk buluşmamıza yoğun bir tecrit ve abluka altında giriyoruz. Sahte seçmen olan polis, sahte seçmen olan jandarma, seçmen olarak kullandığınız kendini kullandırtanlar mitinglerimizde, halk buluşmalarımız da halkın etrafını, bizim etrafımızı sararak, görünürde güvenlik, özünde engelleme, korkutma, bastırma ve kriminalize etme çabası içerisindeler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Uysal Aslan, lütfen tamamlayın.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Devamla) - Tamamlayacağım.
Bundan da ibaret değil; bakınız TRT'ye. Dün konuştuk burada TRT'nin hangi partilere ne kadar süre verdiğini, gerçekten tarafsız, bu halkın vergileriyle yürütülen bir televizyon olup olmadığını. İlk kez de olmuyor, her seçimde bunu tartışıyoruz.
Sadece bundan da ibaret değil; bugün, biraz önce, Antalya Uluslararası Forum'unu öve öve bitiremediniz ama uluslararası kurumlardan bir endeks verdiğimizde, bir sıralama verdiğimizde "Uluslararası kurumlar bizimle ilgili nasıl endeks verebilir?" diyorsunuz. O övdüğünüz kurumlar Küresel Demokrasi Endeksi'nin demokrasilerle ilgili yaptığı araştırmada Türkiye 167 ülkede 10 üzerinden 4,33'le 102'nci sırada; hibrit demokrasiyle, sahte seçmenle ve seçim güvenliğinden azade. Ama biz söylüyoruz ki Cizreli gençlerin pankartın da yazdığı gibi: Çayımız demli, 31 Martta geliyoruz, kayyumları gönderiyoruz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)