| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 21.02.2024 |
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Madde 22; 4924 sayılı Yasa'da eleman temininde güçlük çekilen yerlerde sözleşmeli sağlık personeli çalıştırılmasıyla ilgili bir düzenleme var. Bu ülkede demek ki bazı yerlerde çalışma konusunda istekli olunmuyor ve hekimler buralarda zorunlu hizmete tabi tutularak kendi rızaları dışında çalışmak zorunda kalıyorlar ve hizmet süreleri de dolunca hemen bulundukları bölgeyi terk ediyorlar. Bu yüzden devlet buralarda çalışmaya dair özendirici tedbirler almaya çalışıyor. Bu özendirici tedbirler, öncelikle çalışma koşullarını kolaylaştıran ve sorunları doğru analiz eden bir değerlendirmeyi esas alsa kök nedenlerin çözümüyle gelecek dönemler açısından "eleman temininde zorluk" dediğimiz mesele de ortadan kalkar. Fakat 4924 sayılı Yasa'da bu işi sadece maaşlardaki ücretlerin artırılması üzerinden sağlamaya çalışan, bunu yaparken de hekime esnek çalışmayı dayatan bir yaklaşımı öngören ve maalesef, gerçek sebepleri göz ardı eden "Sorun yok ve olana uyum sağla."yı dayatan bir durum açığa çıkıyor.
4924 sayılı Yasa'yla getirilen çözüm, öncelikle sözleşmeli hekim ile olmayan hekim arasında başta ücret eşitsizliği olmak üzere eşitsizlikler yaratmıştır. Aynı işi yapan, aynı mesaiye tabi olan hekimler arasında ücret farkına neden olmuştur. İş barışını bozmuştur, hekimler arasında rekabet getirmiştir. Sağlıkta performans baskısı, kışkırtılmış talep ve iş yükünün artması, sağlıkta şiddet, çalışma koşullarının niteliksizliği bir bütün olarak sağlık çalışanlarında memnuniyetsizliğe ve hekimin ülkeden göçüne neden olmaktayken belli bölgelere çalışmanın özendirilmeye çalışılması ise bu işin trajik yanıdır. Türkiye'de sağlık sistemi hem yurttaş hem de sağlık emekçileri ve hekimler açısından bir bütün olarak çalışılabilir olmaktan çıkmıştır. Hekimler çalışma koşullarından şikâyetçiler. Hekimleri yurt dışı operasyonlara gönülsüz olarak görevlendiriyorsunuz, bir gece telefonlarına düşen mesajla hiçbir eğitimini almadıkları savaş hekimliği gibi bir alanda çalışmaya zorluyorsunuz. Mecburi hizmetle ve sözleşmeli çalışma uygulamalarıyla dilini bilmedikleri, iletişim kuramadıkları hastalarına derman olmalarını istiyorsunuz. Anamnez, hastanın hikâyesinin doğru şekilde alınması tanı ve tedavinin düzenlenmesinde en önemli basamak iken ana dilinde sağlık hizmetinin önemine bunca atıfta bulunmamıza rağmen talepler dikkate alınmıyor. Sonuç: Hasta, hekim memnuniyetsizliği, tanısı gecikmiş hastalıklar.
Evet, maalesef, bugün tüm politikalarınız sonucu hekimler ülkeyi terk ediyorlar. 2023 yılı TTB'den alınan iyi hâl belgesi 3.025, iyi hâl belgesi başvuru sayısı on bir yılda 60 kat artmış.
Evet, 4924 sayılı Yasa 2003'te çıkarılmıştı. İlk hâlindeki düzenlemede "Sözleşmeli personel sayısı 22 bini geçemez." denirken bugün, en son 27 bin olan sözleşmeli personel sayısı 36 bine çıkarılmakta. Bunun anlamı, hekim temininde güçlük yaşanan yerlerin ve hizmet dallarının artmış olması demektir. Buralarda hâlâ zorunlu olarak ihtiyaç devam ediyor ve bu kanun maddesi de artan ihtiyaç ve talep nedeniyle sürekli revize ediliyor. Bu yerlerle ilgili çözüme kavuşturulamayan, görmezden gelinen kök nedenler var ve maalesef, hekimler bu çözümsüzlüğün parçası kılınmaya çalışılmaktadır.
Ben size bu çözümsüzlüklere dair, Kürt illeri için olanları sıralayacağım. Ulaşım sınırlı, uçak seferleri az, hastaneler yeterli düzeyde hizmet sunacak kapasitede değil, sosyoekonomik göstergeler diplerde, siyasal ve kültürel olarak baskı, devlet otoritesi, tekçi dayatmalar, baskılanmış halk gerçekliği, antidemokratik uygulamalar, yasaklar ve kayyum politikaları. Resmî kurumlarda ana diliyle hizmet alamayan, devlete ve kurumlarına karşı mesafeli, hizmet alma ilişkisi sırasında yabancılaşmış, nitelikli sağlık hizmetinden yoksun bir realite söz konusu. Sağlık göstergeleri kötü, tanısı gecikmiş hastalıklar, artmış kanser vakaları, hekim açısından iletişim problemleri, uyum sağlama güçlüğü, sosyal koşulların imkânsızlıkları, mesleki tatminin olamadığı, hatta yoksunlukların getirdiği sorumluluğun muhatabı olarak yaşadığı stres, kaygı ve mutsuzluk. Tüm bu sorunlara hekim neden muhatap olsun, neden gitsin, neden kalsın?
İşin özeti, bu yasalarla, düzenlemelerle sorunlar çözülemez. Bu ülkenin önce barışmaya, eşitliğe, adalete ve demokrasiye ihtiyacı var. Siyasiler buna izin verirse halklar çoktan hazır.
Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)