| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 20.02.2024 |
NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maddenin temel konusu ruhsatlandırma harç bedelleriyle ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında eleştirilecek bir durum yok gibi görünüyor. Her torba kanunda olduğu gibi bunda da bir art niyet aradık ve ne tesadüf ki bulduk. Peki, ne bulduk? Satışa sunulacak olan ilaçların Sağlık Bakanlığı analizinden muaf tutularak üretici firmanın sunduğu analiz raporuyla ruhsatlandırma yapabilecekler. Peki, sakıncası ne dersiniz? Özel sektörün yaptığı bu analizlerin ne derece doğru olduğunu kim, nasıl denetleyecek belli değil. Halk sağlığını ilaç kartellerinin insafına terk etmek sonuçları iyi hesap edilmemiş büyük bir felakettir.
Değerli milletvekilleri, esasen Türkiye'nin sağlık sistemi çoklu organ yetmezliği yaşamaktadır. Vatandaş, sağlık hizmetine, hekime ulaşmayı bir yana bırakın, hastaneden randevu dahi alamıyor. Hastanedeki doktor, hemşire ve yatak kapasitemiz yetersiz. "Sağlıkta Dönüşüm Programı" adı altında yapılan atılımlar sağlığı bile ticarete dönüştürüp hak olmaktan çıkardı. Sosyal güvenlik açığı her geçen yıl artıyor. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın "Benim rüyamdır." dediği şehir hastaneleri ise tam bir kara delik. Bakanlık bütçesinin beşte 1'i şehir hastanelerine gidiyor. Hasta garantili 14 tane şehir hastanesi açılırken birikim ve geleneği olan 21 devlet hastanesi işlevsiz hâle getirilerek kapatıldı. Şimdi şehir hastanesinden de vazgeçildi, satışa çıkartılıyor.
Sayın milletvekilleri, aradan geçen yıllar içerisinde Suriyelilere 3 milyon ameliyat, 4 milyon yataklı tedavi, 120 milyon poliklinik hizmeti verildi. Size göre sayıları 3,5 milyon olan Suriyelilere bu kadar fazla sayıda tedavi uygulanması bir çeşit soygun değil de nedir? Sayın Bakan Türkiye'yi sağlık turizmi merkezi yapmakla övünedursun, vatandaş 2024 yılında bir tomografi için aylarca sıra bekliyor. Her hafta hastaneden randevu alabilmek için onlarca telefon alıyoruz; daha geçen gün gelen talepte fizik tedavisi için hastanenin verdiği randevu 28 Ocak 2025. Bu işler maalesef günlük rutinimiz hâline geldi. Aile sağlık merkezleri işlevini yitirmek üzere. Polikliniklerde acil servisler tıklım tıklım. Her geçen gün kamudan istifalar artarken, binlerce genç hekim yurt dışına gidiyor. "Giderlerse gitsinler." denmişti hekimlerimize, bugün ülkemizde 100 bin hastaya sadece 200 doktor düşüyor; Avrupa sonuncusuyuz. Dünyada nüfusundan daha fazla acile başvuran tek ülke biziz. Günde 150'den fazla hasta muayene etmesi beklenen bir hekimin hastasına ayırdığı vaktin beş dakikadan az olmasının bir izahı var mıdır? Bu zorlu koşullara rağmen hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan hekimlerimize nasıl teşekkür ediyoruz? Koskoca bir hiçle. Doktor Refik Saydam gibi dehaları bağrından çıkaran Türk hekimliği bu duruma düşürülmeyi hak etmiyor.
Sayın milletvekilleri, Türk ordusunun en önemli manevi gücü, arkasında, yaralandığında hayatta kalmasını sağlayacak askerî sağlık sistemidir. Bugün hastanesi olmayan tek ordu Türk ordusudur. Birçok şaibeli yaralanma ve ölüm var. Belki de ilk müdahale askerî cerrahiye uygun yapılsaydı yaşayabileceklerdi. Sorumlusu kim? Buna da kader mi diyeceğiz? Askerî hastanelerimiz tüm dünyaya örnekti. Hiç vakit kaybetmeden, başta GATA olmak üzere hastaneler tekrar açılmalıdır.
Özetle, sağlık sisteminin neresini tutsanız elinizde kalıyor. Başta da dediğim gibi, tam anlamıyla bir çoklu organ yetmezliği. Yirmi iki yıllık AK PARTİ iktidarının, sağlıktaki Türkiye Yüzyılı'nın özeti budur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
NİMET ÖZDEMİR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, esasen, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının sadece sağlıkta değil, her politikasında vergisini veren, kanunlara uyan bu ülkenin insanına hizmeti önceleyen bir tutum içerisinde olmadığı açıkça ortadadır. Bu yanlış politikalardan acilen geri dönülmesi gerektiğini hatırlatır, Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)