GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:62
Tarih:20.02.2024

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Gözü kulağı burada olan sağlık emekçilerini selamlamak istiyorum çünkü bu ülkede sağlık emekçisi olmak mobbingle, şiddetle her gün karşılaşmak ve buna rağmen insanlara sağlık hizmeti vermeye çalışmak demek. Onların şu an gözü kulağı burada ve elbette, sağlık hakkına erişmek için günlerce randevu bekleyen, randevu bulduğunda aylar sonrasına bulabilen, hastane kapılarında belki bir umut doktor kabul eder diye bekleyen, e-nabız sistemindeki uzaktan değerlendirmeyle -bir nevi SEGBİS'le- muayeneye mecbur kalan sevgili insanlarımızı saygıyla selamlıyorum; bu sağlık sisteminde hayatta kalma başarısını gösterdikleri için.

Neredeyse bütün şehirlere şehir hastaneleri kuruldu ve bu şehir hastaneleri nerelerde? Şehirlerin en uzak yerlerinde, ulaşılamayan yerlerinde, büyük kompleksler şeklinde yapılıyorlar ve bu büyük komplekslerde halk nereye gideceğini bulmaya çalışırken bile uzun zamanlar tüketiyor fakat... Tabii, AKP sıralarının umurunda değil halkın ne yaşadığı; aralarında sohbet ederler, salondan ayrılırlar, oylama anında burada olurlar ama halk buradan çıkacak kanunları merakla bekliyor, belki bu tekliften kendi yararlarına bir tanecik bir şey çıkar diye bekliyor ama görün bu tabloyu, çıkartmayacaklar.

Bu şehir hastanesi meselesinde, mesela İzmir'de bize çok sayıda şikâyet geldi. İzmir'de sağlık örgütleri, sağlık emekçilerinin örgütleri, İzmir Sağlık Platformu, tabip odaları, SES gibi birçok örgütlenmenin şehir hastanesi açıldığından beri yaptığı açıklamalar var. İzmir Şehir Hastanesi, maşallah on yıllık bir inşaatla 16 Ekim 2023'te açıldı ama nasıl açıldı? Şimdi, Sağlık Bakanının hastaneler zinciri olduğu için Bakanlığı da böyle yönetiyor anladığımız kadarıyla; İzmir'deki hastanelerden bir gece sağlık emekçilerini çekti, 16 Ekim sabahı doktorlar kendilerini şehir hastanesinde buldular. Hemşireler, sağlık alanındaki diğer uzmanlar, yardımcı personeller, sağlık hizmetlerinin bütün bileşenleri bir anda kendilerini bir başka hastanede buldular hatta Yenigün gazetesinin yaptığı bir röportajda bir hasta şunu söylüyordu: "Benim randevum başka bir hastanedeydi ama doktorumun tayini bu gece buraya çıkmış. Ben de geldim burada muayene olmaya çalışıyorum." Bu şehir hastanesine doktorlar nasıl gönderildi biliyor musunuz? Bozyaka'dan, Tepecik'ten, Behçet Uz'dan asistan hekimler. Bakın, bu hekimler -kanunla sabittir- yerlerinden oynatılamazlar, yönetmelikle yerlerinden oynatıldılar, gönderildiler ve denildi ki: "Dava açın, biz sizi seçime kadar göndereceğiz." Çünkü seçime kadar bu hastaneyi çalıştırmak ve halkın gözünü boyamak zorundalar.

Sağlık emekçilerinin, bu eğitim ve araştırma hastanelerindeki sağlık emekçilerinin üzerindeki iş yükü arttı. Gelen hasta sayısı artsın artmasın artık hekim başına, hemşire başına, emekçi başına düşen hasta sayısı arttı. Düşünün, Behçet Uz'da 4 yataklı bir acil servis var, 20 yataklı bir çocuk yoğun bakım var ve burada çalışan asistan hekim sayısı önce 10 azaltıldı ve bu asistan hekimlerin eğitim hakları ellerinden alındı. Artık mecburi olan eğitimlerini sağlamıyor hastane. "Önce hasta bakacaksınız." diyor. Sonra yılbaşında, geldiler bir daha, dediler ki: "10 kişi daha gidecek." Bu sefer gönüllü olmuş hekimler. Neden? Çünkü Behçet Uz'da çalışma şartları giderek zorlaşıyor, şehir hastanesinde bir tık daha rahatlar; bunun adı mobbing. Yasayla sabit olanı yönetmelikle yerinden oynatmanın, buna karşı çıktığında eğitim hakkı elinden alınabilecek olan asistan hekimi yerinden oynatmanın adı mobbing ve bu asistan hekimlere "Hiçbir hastayı kırk dakikadan fazla bekletmeyeceksiniz." deniliyor "Bunu sağlayamazsanız kırkıncı dakikada işleme almış gibi gösterin." deniliyor; bunun adı da halkı kandırmak, dolandırıcılık. Zorunda bırakıldıkları şeyin adı çok açık; sağlıkta şiddete kapı açılıyor. Ondan sonra "Hekimler neden intihar ediyor?" İntihara sürükleniyorlar; bu sağlık sisteminin, bu piyasalaştırma çalışmalarının sonucu olarak hekimler mobbingle, şiddetle, bu tip sürgünlerle intihara sürükleniyorlar. Sonra, yurt dışına gittiklerinde de tek mesele paraymış gibi algı yaratıyorsunuz, halkı hekime düşman ediyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURCUGÜL ÇUBUK (Devamla) - Toparlayacağım.

BAŞKAN - Buyurun.

BURCUGÜL ÇUBUK (Devamla) - İzmir Şehir Hastanesine Şirinyer'den ulaşmak en az bir saat -Şirinyer şehrin merkezidir, her yere ulaşılır- halkın ulaşamayacağı yere hastane yapıyorsunuz.

Şehir hastaneleri bahsinde daha çok konuşabiliriz ama birkaç nokta bizim açımızdan önemli, bunlara değinmek istiyoruz. Birincisi, bu şehir hastanelerine betonları dökeceğinize, halkı sağlıktan mahrum edeceğinize 30 bin şeker hastası çocuk için aplikasyon sağlanabilir; bunu yapmıyorsunuz, beton harcıyorsunuz. HPV aşısının maliyetini kadınların yaşamlarından kıymetli görüyorsunuz ki bu olamaz; kanser tedavisi hem maddi hem de manevi olarak daha ağırken siz HPV aşısını ödemekten kaçınıyor, kadınlara bu zulmü reva görüyorsunuz.

Son olarak da bu kanunda 27 bin sözleşmeli personel alınacağından bahsediyorsunuz. Bakın, KHK'liler orada duruyorlar, tekrar mesleklerine dönmek istiyorlar; onları alın. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)