GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:62
Tarih:20.02.2024

BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Mardin) - Bizleri izleyen, dinleyen değerli halklarımızı ve baskı, mobbing, sağlıkta şiddet, keyfî idare altında hastaların, insanların halk sağlığını korumak için çabalayan sağlık emekçilerini buradan saygıyla selamlıyorum.

Kanun teklifinin 15'inci maddesi üzerine halklar ve emekçiler adına söz söyleyeceğim. Halk sağlığını tehdit eden dirençli enfeksiyonlar gibi, sağlıkta dönüşüm politikalarınızın bir yeni varyantıyla karşı karşıyayız. Yirmi bir yıllık sağlık politikalarınız tarafından enfekte edilmiş sağlık sistemi üzerinde yine başarısız bir ameliyat girişimindesiniz. Zaten bitkisel hayatta olan sağlık sistemini plasebo müdahalelerle ayakta tuttuğunuzu zannediyorsunuz fakat yapamıyorsunuz; yine bir malpraktis.

Yasa yapım süreçleri toplumla ve ilgili organizasyonlarla beraber ve tabii ki halk için yasa yapmak üzere kurgulanmalıdır. Ancak yine kural tanımama yönünde keyfî idareyi tüm kurumlarda hâkim kılmak için çabalıyorsunuz. Teklifle, bırakın kendi yasalarını, Anayasa'yı, Anayasa Mahkemesinin kararlarını tanımayı, âdeta baypas ediyorsunuz. Evrensel hukuk normlarının temelini oluşturan bir fiile 2 kez ceza verilemeyeceğini dahi göz ardı ediyorsunuz.

Anayasa Mahkemesi demişken, Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesinin kararına uyulmadığında, vekilliği düşürüldüğünde duyarlılık göstermeyenler bilmelidir ki haksızlık, hukuksuzluk münferit değildir ve hukuk herkes için gereklidir.

Bakın, Anayasa Mahkemesi bu teklifin 15'inci maddesini daha önce reddetti. Neden reddetti, biraz onu konuşalım. Mahkeme, yasama yetkisinin yönetmeliklerle yürütmeye devredilemeyeceğini söyledi; bu şüphesiz doğru. Yasa hükümlerinin açık ve net olması gerektiğini söyledi; bu da şüphesiz doğru. Peki, yanlış olan ne? Yanlış olan, teklifin hemen aynısını, idareye aynı keyfiyet alanını sağlayan şekilde geri getirmeniz ama ne hikmetse görüşmeler esnasında Komisyon Başkanı "Ben, iptal kararına bakmadım ya. Onlar bize işimizi öğretemezler." dedikten hemen sonra bu maddenin tekrar karşımıza çıkıyor olması. Ne istiyorlar biliyor musunuz? Biz söyleyelim: Kimse bizi denetlemesini istiyorlar, hiçbir hukuki metne sadık kalmayalım istiyorlar, kendi yasalarımıza da uymayalım istiyorlar, hukuksuzluklardan müteşekkil bir yönetim yaratalım istiyorlar ama bilinsin ki geçit yok.

Kimlerden teşkil olunacağı bilinmeyen "hastane koordinasyon kurulları" diye bir şey icat ettiniz. Bu kurul, sağlık emekçilerinin disiplin cezalarını düzenleyecek. Peki "Nasıl?" diye sorduğumuzda onun da belli olmadığını görüyoruz. Yani hiçbir şeyin belli olmadığı entübe bir sağlık sistemine hepiniz hoş geldiniz. Bir de diyorlar ki: "Disiplin cezası almış kişinin daha önce aldığı cezaya bağlı olarak ek ödemesinden şu kadar, bu kadar kesinti yapacağız." Bu ne demek? Bir fiile 2 kere ceza vereceğiz demek. Bir fiilin tek cezası olur ve standartları belli olmayan bir kurul, suçun ne olduğuna karar veremez. Bu düzenlemenin il sağlık emekçilerinin üzerinde zaten var olan mobbingi nasıl bir seviyeye taşıyacağının hepiniz farkındasınızdır eminim. İtaatkâr, muktedirin sözünün üstüne söz söylemeyecek, eğip başını usul usul yürüyecek bir toplum yaratmak için bir kez daha ekmekle tehdit ediyorsunuz sağlık emekçilerini. Öyle, sağlık emekçilerine "Hastaların memnuniyetini ve sağlık kalitesini artırmak." diye lanse etmeye çalıştığınız bu teklif ve bizzat iktidarınız, başlı başına bir halk sağlığı sorunudur, aynı zamanda toplumun ruh sağlığını da tehdit etmektedir. Motivasyondan bahsediyorsunuz, hasta memnuniyetinden bahsediyorsunuz; bunlar da sermaye dostu dilinizin yansımasıdır. Esas olan, muğlak performans kriterleriyle ölçemediğiniz hasta yararıdır.

Sağlık emekçilerine şunu söylüyorsunuz: "Sen çalış, didin -bizim piyasacı, sermayeci dostu dilimizle- hasta memnuniyeti ve verimliliği -bizim toplumcu kavramımızla- hasta yararı olsa dahi senin hakkına el koyarız." diyorsunuz. Yurttaşlar nitelikli sağlık hizmetlerine bu sebeple erişemiyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Devamla) - Hasta kuyruklarını bitirdiğinizi söylüyorsunuz çünkü siz hiç devlet hastanesine gitmiyorsunuz, kuyruklar hâlâ var, MHRS üzerinde artık dijital kuyruklar var.

Sağlık emekçilerinin tepesinde Demokles'in kılıcı gibi sallanan sağlık kurullarını icat edeceğinize halkın kendini ana dilinde ifade edeceği bir sistem inşa edin. E-reçete sisteminde var olan 7 dilin içinde neden Kürtçe yok; neden bu topraklarda konuşulan diller yok; onu açıklayın. Kendini ifade edemediği için hastaneye gidemeyen veya "Kürtçe bilen bir sağlık emekçisi gelsin." diye dua eden 70 yaşındaki annemize açıklayın ana dilde sağlık hizmetinin neden olmadığını. Bizler, sağlık emekçilerinin haklarını nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir ana dilde sağlık hizmetlerini emekçilerle, halklarımızla beraber savunmaya devam edeceğiz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)