| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 20.02.2024 |
İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi DEVA Partisi ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında görüşlerimi belirteceğim ama mikrofonu bulmuşken, öncelikle deprem bölgesi olan Kahramanmaraş'la ilgili birkaç cümle etmek istiyorum.
Bugün, Beyoğlu Mahallesi'nde, Türkoğlu'nun Beyoğlu Mahallesi'nde TOKİ yapılmadığı için depremzedeler yolu kapattılar. Beyoğlu Mahallesi, AK PARTİ'nin kalesidir; Türkoğlu'nda sıkıntı var, onun için, onlara belirtmek isterim.
Onun dışında, yine bir vatandaş aradı, evinin ağır hasarlı olduğunu söyledi fakat nedense daha sonra hafif hasarlıya çevrilmiş. Yanındaki aynı blokun, ikinci blokun yıkıldığını belirtti. sütunlarda da çatlaklar olduğunu ve rahatsız olduklarını belirtti. Çevre Şehirciliğin herhangi bir cevap vermediğini belirtti. Vatandaşın bu tür taleplerine Çevre Şehircilik Müdürlüğü inşallah cevap verir ve vatandaş, depremzede mağduriyeti azaltılır.
Dün yine üniversite hastanesindeydim. Üniversite hastanesi Kahramanmaraş'ta depremde çok büyük işlevler yaptı. Gerçekten ayakta kalan en önemli binaydı fakat üniversite ve Sağlık Bakanlığı arasındaki iletişimsizlik nedeniyle Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinin sağlık hizmeti vermesinde sıkıntılar var. Sağlık Bakanlığında personel var, bina yok; üniversitede bina var, maalesef, personel eksikliği var. Kendilerinin en önemli talebi, özellikle geçmiş yıllarda olan... Geçmiş yıllarda, biliyorsunuz, üniversitelere mecburi hizmet veriliyordu, özellikle yan dallarda; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde deprem nedeniyle bu ayrım yapılmalı ve oraya da verilmeli diye düşünüyorum.
Şu resim, geçen hafta Yörük Selim Devlet Hastanesinden, koridorda alt alta üst üste poliklinik bekleyen insanların resmidir; Kahramanmaraş'ın ayakta kalan bir iki küçük hastanesinden biridir. 2 özel hastane, 2 devlet hastanesi maalesef depremde yıkılmıştır ama Kahramanmaraş'ta bir yıldan beri hangi hastaneye yatırım yapabilecekleri, nereye yatırım yapabilecekleri konusunda bile tartışma altı ay sürmüştür. Onun dışında 400 yataklı acil durum hastanesi yapımına başlanmıştır. Eylül ayında başlanıp şubat ayında bitmesi gerekirken maalesef -en son aldığım bilgi- eylüle bile zor yetişeceği söyleniyor. Kahramanmaraş, sağlık hizmetleri yönünden Türkiye'nin en geri kalmış bölgelerinden biri hâline gelmiştir; onu belirtmek isterim.
Bu kanunla ilgili birkaç cümle de söylemek istiyorum. Otuz üç yıldır ülkemin değişik bölgelerinde hekimlik yaptım; bu hekimliği hem idarecilik hem özel sektör hem de devlet hastanesinde her türlü bölümlerde yaptım. Size şunu söyleyebilirim ki bu otuz üç yılda ceza vererek hiçbir şekilde, hiçbir personele doğru düzgün iş yaptıramadık, bu anlayışla sağlık hizmetinin kalitesinin artırıldığını hiçbir zaman görmedim. Arkadaşlar, otuz üç yılda şunu gördüm: Bu yasada hukukçu ve mülki idareci kafası var. Sağlık hizmetinin ruhunu anlamayan; bir hekimin, bir sağlık personelinin nasıl çalıştığını bilmeyen -benim hayatım için söylüyorum- sadece "Nasıl kravat taktın, nasıl mesaiye şu kadar geç geldin?" deyip tutanak tutan bir anlayış; bu anlayışın da getirdiği 4 maddede şöyle: "Şu kadar ceza vereceğim, bu kadar ceza vereceğim, şu kadar paranızı keseceğim, bu kadar paranızı keseceğim." Otuz üç yıldır ben bunu hiçbir zaman ne idareci olarak personele yaptırabildim... Ama iyi niyetle, anlayışla biz bu problemlerin her zaman önüne geçtik. Depremde de gördük, sağlık çalışanlarının bir vicdanı, bir ruhu, adaletinin kendine mahsus bir yapılanması var, birbirleriyle olan ilişkileri var; bu ruhu anlayamayan insanlar, maalesef, sağlık sistemine istediği kadar "dönüşüm" desin, istediği kadar başka şeyler desin... Ve görüyorsunuz, son beş yılda hiçbir şekilde diyaloğa girilmemiştir. Bu sağlıktaki dönüşüm 2003'te başlamamıştır, 1993 yılında "Sağlık Projesi" diye Dünya Bankasının kredileriyle 24 Doğu Anadolu ilinde ve 7 Orta Anadolu ilinde başlamıştır, esas o dönemdedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İRFAN KARATUTLU (Devamla) - Bu sebeple, o dönemden sonra başlayan, 2003 yılından beri yapılan tek şey vardır: Sağlıkta dönüşüm, sağlıkta görüşüme çevrilememiştir. Bugün, hekimlerin az da olsa -beğeniyorum- bir araya gelip kolektif davranışlar içerisine girdiklerini görüyorum. Tabip odaları yeterli değildi, "şu ideoloji" "bu ideoloji" diye hep suçlandı, hekimler de oturdular adına "HEKİMSEN" dediler, adına "HEKİM-BİR-SEN" dediler, adına "Tabip-Sen" dediler, adına "Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası" dediler; sendikalaşıyorlar. Bunları muhatap almadığınız sürece, hizmeti vereni muhatap almadığınız sürece siz istediğiniz kadar atın nallarıyla, atın eyerleriyle uğraşın, ata istediğiniz kadar kırbaç vurun, siz bu sistemi düzeltemeyeceksiniz ve hep geriye gideceksiniz. Memnuniyet anketleri de zaten bunun göstergesidir; ne hasta memnun ne çalışan memnun. Dolayısıyla, oturup bu arkadaşları muhatap almadığınız hiçbir sistem işlemeyecektir.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)